Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, Cumhurbaşkanı Erdoğanın faizi düşürme iddiasıyla ekonomide kopardığı fırtınanın son bir ayda gösterge tahvilin faizini yüzde 6,7den 8,7lere getirdiğini açıkladı. Öztrak Faizi düşüreceğim diyerek, hem faizi hem de döviz kurunu sıçratanlar bu memlekette büyük bir yangının fitilini ateşlemek üzeredir" dedi
Haber Giriş Tarihi: 02.03.2015 08:10
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
SAMİ GÖKÇE/ANKARA
Cumhurbaşkanı Erdoğanın başlattığı faiz tartışmasının Merkez Bankasının güvenilirliğine zarar verdiğini belirten CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, "Cumhurbaşkanı tarafından yapılan saldırılar; sermaye girişlerinde ani duruşa ve sonuçta finansal bir krize dahi neden olabilecek niteliktedir değerlendirmesinde bulundu. Öztrak, Faizden şikayet eden dönemin Başbakanının 11 yıllık AKP iktidarı döneminde milletin geliriyle ödenen faiz 390 milyar dolarla, kendinden önceki 27 yılda ödenen faizin 1,6 katı olmuştur dedi.
HER TÜRLÜ VAHİM
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, yaptığı yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanının Merkez Bankası Başkanını vatanı satmakla suçlamasının çok ciddi bir iddia olduğunu, bu iddianın dayanağının açıklanarak gereğinin yapılması gerektiğini ifade etti. Öztrak açıklamasında şunları belirtti: Cumhurbaşkanlarının, ağızlarına geldiği gibi konuşmamaları kadim bir devlet geleneği olduğuna göre, bu iddianın neye dayandığı mutlaka açıklanmalı ve gereği yapılmalıdır. Yok eğer TCMB Başkanına dönük bu iddialar mesnetsizse ve Cumhurbaşkanı eski alışkanlıklarıyla siyaset yapmak, emir ve komutayla faizleri seçim öncesinde düşürmek için bu iddiaları ortaya atıyorsa durum aynı derecede vahimdir. Ortada, Anayasanın da dışına çıkan Cumhurbaşkanı eliyle kötü yönetim ve bu kötü yönetim neticesinde 2001den sonra Güçlü Ekonomiye Geçiş Programıyla ülkemizin elde ettiği kazanımların kaybedilmesi riski vardır. Cumhurbaşkanı yaptıklarıyla Merkez Bankası bağımsızlığını dolayısıyla ülke ekonomisinin enflasyonla mücadelesini, orta vadede büyümesini, finansal istikrarını ve iş yaratma olanağını seçimler için feda ediyor demektir.
BAŞBAKAN GÖREVİNİ YAPMIYOR
Tüm bu kargaşa içinde görevini yapmayan bir makam da Başbakandır. Başbakan Anayasanın kendisine verdiği yetki ve sorumlulukların farkında değilmiş gibi davranmaktadır. Başbakana düşen Cumhurbaşkanının iddialarının delillerini sormak; somut deliller yok ise Başbakanlık yetki ve sorumluluklarına sahip çıkarak Cumhurbaşkanını uyarmaktır.
BEDELİ HEP VATANDAŞ ÖDÜYOR
Aksi halde küresel sermaye havuzunun kurumakta olduğu bu günlerde halihazırda en kırılgan beş ekonomiden biri ilan edilen ülkemizde vatandaşlarımız çok ciddi bedeller ödeyebilir. Nitekim Enerji Bakanının yaptığı son açıklamalar vatandaşın bedel ödeme sürecinin başladığını göstermektedir. Rusyadan alınan doğal gaz indirimi, Cumhurbaşkanının döviz kurunun ateşini çıkaran açıklamaları nedeniyle, vatandaşa yansıtılamamaktadır.
Cumhurbaşkanının faizi düşürmek iddiasıyla kopardığı fırtına son bir ayda gösterge tahvilin faizini yüzde 6,7den yüzde 8,7lere getirmiştir. Kaldı ki faizden şikayet eden dönemin Başbakanının 11 yıllık AKP iktidarı döneminde milletin geliriyle ödenen faiz 390 milyar dolarla, kendinden önceki 27 yılda ödenen faizin 1,6 katı olmuştur.
FİTİLİ ATEŞLEMEK ÜZERELER
Bugün faizi düşüreceğim diyerek, hem faizi hem de döviz kurunu sıçratanlar bu memlekette büyük bir yangının fitilini ateşlemek üzeredir. Merkez Bankasının güvenilirliğine Cumhurbaşkanı tarafından yapılan saldırılar; sermaye girişlerinde ani duruşa ve sonuçta finansal bir krize dahi neden olabilecek niteliktedir. Unutulmamalıdır ki bu ülkede reel sektörün net döviz borcu 179 milyar dolardır. Dolar kurundaki 10 kuruşluk artış reel sektörün omuzlarına 18 milyar TL ilave kur farkı zararı yüklemektedir.
Bugün Anadolu topraklarında ikinci fetret dönemi yaşanmaktadır. Hukuk ve adalet ayaklar altındadır. Temel hak ve özgürlükler tehdit altındadır. Kurumlar yıpratılmaktadır. Anayasa askıdadır. Geçmişte yaşanan krizler bırakın Anayasayı ihlal etmekle, anayasa kitapçığının atılmasıyla bile tetiklenebilmiştir. Kimsenin millete kendi kişisel çıkar ve hırslarıyla bedel ödetmeye hakkı yoktur.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, Cumhurbaşkanı Erdoğanın faizi düşürme iddiasıyla ekonomide kopardığı fırtınanın son bir ayda gösterge tahvilin faizini yüzde 6,7den 8,7lere getirdiğini açıkladı. Öztrak Faizi düşüreceğim diyerek, hem faizi hem de döviz kurunu sıçratanlar bu memlekette büyük bir yangının fitilini ateşlemek üzeredir" dedi
SAMİ GÖKÇE/ANKARA
Cumhurbaşkanı Erdoğanın başlattığı faiz tartışmasının Merkez Bankasının güvenilirliğine zarar verdiğini belirten CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, "Cumhurbaşkanı tarafından yapılan saldırılar; sermaye girişlerinde ani duruşa ve sonuçta finansal bir krize dahi neden olabilecek niteliktedir değerlendirmesinde bulundu. Öztrak, Faizden şikayet eden dönemin Başbakanının 11 yıllık AKP iktidarı döneminde milletin geliriyle ödenen faiz 390 milyar dolarla, kendinden önceki 27 yılda ödenen faizin 1,6 katı olmuştur dedi.
HER TÜRLÜ VAHİM
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, yaptığı yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanının Merkez Bankası Başkanını vatanı satmakla suçlamasının çok ciddi bir iddia olduğunu, bu iddianın dayanağının açıklanarak gereğinin yapılması gerektiğini ifade etti. Öztrak açıklamasında şunları belirtti: Cumhurbaşkanlarının, ağızlarına geldiği gibi konuşmamaları kadim bir devlet geleneği olduğuna göre, bu iddianın neye dayandığı mutlaka açıklanmalı ve gereği yapılmalıdır. Yok eğer TCMB Başkanına dönük bu iddialar mesnetsizse ve Cumhurbaşkanı eski alışkanlıklarıyla siyaset yapmak, emir ve komutayla faizleri seçim öncesinde düşürmek için bu iddiaları ortaya atıyorsa durum aynı derecede vahimdir. Ortada, Anayasanın da dışına çıkan Cumhurbaşkanı eliyle kötü yönetim ve bu kötü yönetim neticesinde 2001den sonra Güçlü Ekonomiye Geçiş Programıyla ülkemizin elde ettiği kazanımların kaybedilmesi riski vardır. Cumhurbaşkanı yaptıklarıyla Merkez Bankası bağımsızlığını dolayısıyla ülke ekonomisinin enflasyonla mücadelesini, orta vadede büyümesini, finansal istikrarını ve iş yaratma olanağını seçimler için feda ediyor demektir.
BAŞBAKAN GÖREVİNİ YAPMIYOR
Tüm bu kargaşa içinde görevini yapmayan bir makam da Başbakandır. Başbakan Anayasanın kendisine verdiği yetki ve sorumlulukların farkında değilmiş gibi davranmaktadır. Başbakana düşen Cumhurbaşkanının iddialarının delillerini sormak; somut deliller yok ise Başbakanlık yetki ve sorumluluklarına sahip çıkarak Cumhurbaşkanını uyarmaktır.
BEDELİ HEP VATANDAŞ ÖDÜYOR
Aksi halde küresel sermaye havuzunun kurumakta olduğu bu günlerde halihazırda en kırılgan beş ekonomiden biri ilan edilen ülkemizde vatandaşlarımız çok ciddi bedeller ödeyebilir. Nitekim Enerji Bakanının yaptığı son açıklamalar vatandaşın bedel ödeme sürecinin başladığını göstermektedir. Rusyadan alınan doğal gaz indirimi, Cumhurbaşkanının döviz kurunun ateşini çıkaran açıklamaları nedeniyle, vatandaşa yansıtılamamaktadır.
Cumhurbaşkanının faizi düşürmek iddiasıyla kopardığı fırtına son bir ayda gösterge tahvilin faizini yüzde 6,7den yüzde 8,7lere getirmiştir. Kaldı ki faizden şikayet eden dönemin Başbakanının 11 yıllık AKP iktidarı döneminde milletin geliriyle ödenen faiz 390 milyar dolarla, kendinden önceki 27 yılda ödenen faizin 1,6 katı olmuştur.
FİTİLİ ATEŞLEMEK ÜZERELER
Bugün faizi düşüreceğim diyerek, hem faizi hem de döviz kurunu sıçratanlar bu memlekette büyük bir yangının fitilini ateşlemek üzeredir. Merkez Bankasının güvenilirliğine Cumhurbaşkanı tarafından yapılan saldırılar; sermaye girişlerinde ani duruşa ve sonuçta finansal bir krize dahi neden olabilecek niteliktedir. Unutulmamalıdır ki bu ülkede reel sektörün net döviz borcu 179 milyar dolardır. Dolar kurundaki 10 kuruşluk artış reel sektörün omuzlarına 18 milyar TL ilave kur farkı zararı yüklemektedir.
Bugün Anadolu topraklarında ikinci fetret dönemi yaşanmaktadır. Hukuk ve adalet ayaklar altındadır. Temel hak ve özgürlükler tehdit altındadır. Kurumlar yıpratılmaktadır. Anayasa askıdadır. Geçmişte yaşanan krizler bırakın Anayasayı ihlal etmekle, anayasa kitapçığının atılmasıyla bile tetiklenebilmiştir. Kimsenin millete kendi kişisel çıkar ve hırslarıyla bedel ödetmeye hakkı yoktur.
Son Girilen Haberler
Motosiklet tutkunluğu bir can daha aldı: İzmir'de polisler ihbar üzerine gittiği kazada arkadaşlarının cenazesiyle karşılaştı!
İzmir'in Ödemiş ilçesinde motosikletiyle birlikte kamyonla çarpışan motosiklet tutkunu bekçi, kaza yerinde hayatını kaybetti. Kaza sonrası olay yerine gelen polisler ise arkadaşlarının cenazesini görünce üzüntüye boğuldu
Dikkat çeken Zafer Partisi paylaşımı: Kerimcan Durmaz Zafer Partisi’ne mi katıldı?
Ünlü influencer Kerimcan Durmaz, artan mülteci ve sığınmacı haberlerinden duyduğu rahatsızlığı ifade ederek Zafer Partisine katıldı ve dikkatleri üzerine çekti. İşte fenomen Durmaz’ın Zafer Partisi’ne katıldığına dair paylaşım haberimizde…
İzmir haber: Bornova'da kargo firmasına narkotik operasyonu
Bornova ilçesinde bulunan bir kargo firmasına düzenlenen operasyonda, 120 bin 800 adet sentetik ecza maddesi ele geçirildi ve olayla ilgili 1 şüpheli gözaltına alındı.