TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

“Biz köle değiliz”

Türk Sağlık Sen son olarak yapılan aile hekimliği sistemiyle ilgili değişikliklere tepki gösterdi. Anayasanın 90. Maddesi yapılan değişiklik çerçevesinde 3 ocak 2014 tarihinde iş bırakma eylemi kararı alan Türk Sağlık Sen’in İzmir-1 Şube Başkanı Ahmet Doğruyol  basın açıklamasında “Aile Hekimliği sisteminde bugün gelinen nokta, yaz boz tahtasına dönmüş ve içinden çıkılmaz bir hal almıştır” dedi

Haber Giriş Tarihi: 04.01.2015 08:24
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
“Biz köle değiliz”

TANER UYANIKER

Türkiye Sağlık Ve Sosyal Hizmetleri Kamu Görevlileri Sendikası tarafından aile hekimliğinde yapılan son değişikliklerle ilgili İzmir Halk sağlığı Merkezi önünde basın açıklaması gerçekleştirildi. Basın açıklamasına başlamadan önce Halk sağlığı merkezinin avlusuna bile alınmadıklarını söyleyen Türk Sağlık Sen İzmir-1 Şube Başkanı Ahmet Doğruyol  “ Bu sivil kuruluşlara yapılan hazımsızlığın göstergesidir” dedi.

“YETKİLİLERDEN AÇIKLAMA BEKLİYORUZ”

Basın açıklamasında şu ifadelere yer veren Doğruyol “ 2005 Yılında Düzce ilimizde pilot uygulama ve 2007 Yılında İzmir ilimizde uygulamaya konulan Aile Hekimliği sisteminde bugün gelinen nokta, yaz boz tahtasına dönmüş ve içinden çıkılmaz bir hal almıştır. Aile Hekimliğine geçiş aşamasında pek çok Hekim, Ebe ve Hemşire arkadaşlarımız duruma göre ya tehdit edilmiş, ya da özendirilerek Aile Hekimliği sözleşmesi imzalattırılmıştır. Temelindeki mantığın sevk zincirini uygulamak olan, ilerleyen yıllarda SGK, bir sonraki aşamada Özel Sağlık Sigortaları ile imzalanacak sözleşmelerin ardından Devletin Birinci Basamak sağlık hizmetlerinden geri çekilmesini sağlamak olan Aile Hekimliği sisteminde bugün gelinen noktada yetkililerden açıklama bekliyoruz” diye konuştu.

FATURA AİLE HEKİMLİĞİNE

Aile hekimliğine alanından farklı görevler yüklendiğini söyleyen Doğruyol, “Aile Hekimine hiç uğramayan, bilgi vermeden şehir değiştiren, gayrimeşru yollardan hamile kalan bir gebenin faturası dahi Aile Hekimine ve Ebe Hemşireye kesilmektedir. Aile Hekimliğinde çalışan sağlık personellerimiz ne ahlak polisi, ne muhtar, ne de savcıdır. Ortalama 3600 nüfusa sağlık hizmeti veren Aile Hekimleri, Ebe ve Hemşireler, hasta muayenesi, gebe-bebek-çocuk, 15-49 yaş çalışması, 65 yaş üstü izlemleri, obezite, kanser taramaları, evde bakım hizmetleri, defin nöbeti gibi görevlere harcadıkları zamanlar hesaplandığında zaten aşırı bir efor sarf ettiklerini görmek zor değildir. Bu kadar iş yükünün üzerine birde hafta sonları cumartesi nöbet tutturulmak istenmesi, cumartesi tutulacak nöbetin nasıl bir nöbet olduğunun belirsiz olması, yani tutulacak nöbetin acil nöbeti mi? Hekimin kendi nüfusuna hizmet edeceği bir nöbet mi? Yoksa her gelen vatandaşa hizmet vereceği bir nöbet mi olduğu belirsizdir” dedi.

ANKARA’DAN GELEN TALİMAT

Normalden fazla mesai yaptıklarını belirten Doğruyol konuşmasını şöyle sürdürdü, “Mevcut sistemde esnek mesai uygulamasıyla haftalık 40 saat açık olması gereken aile sağlığı merkezleri zaten haftada 54 saat açıktır. Esnek mesaiye geçmeleri için zorlanan aile hekimlerine, geçtiğimiz aylarda acil servislere nöbet yazılmış, bu sefer de aile sağlığı merkezlerine hafta sonu nöbet yazmada ısrar edilmesinin anlaşılır bir tarafı yoktur. Aile hekimliği sisteminde çalışan hekim ve hemşirelerimizin sosyal hayatları can güvenlikleri hiçe sayılarak cumartesi günleri yazılmaya çalışılan nöbetin akılla mantıkla bağdaşır bir yönünün olmadığı ortadadır. Amaç vatandaşlarımıza sağlık hizmeti vermek ise saygıyla karşılıyoruz. Ancak, İzmir gibi bir ilde her beş yüz metrede bir sağlık kuruluşunun olduğu yerleşim yerinde, yerel yöneticilere inisiyatif bırakmadan, Ankara’dan verilen talimatla aile hekimliğinde çalışanlara zorunlu nöbet yazılması anlaşılır değildir. Aile hekimlerine ve hemşirelere hafta sonu yazılan nöbetin ekonomik karşılığı dahi verilmeden zamanlarının gasp edilerek, ceplerinden de para harcamalarını birileri bize izah etmelidir. Amaç aile sistemini bitirmek midir? Yoksa ASM çalışanlarına mobbing uygulamak mıdır? Vatandaşa sağlık hizmeti sunumu aile hekimlerinin değil devletin görevidir” diye belirtti.

 

İŞ BIRAKMA EYLEMİ

 

Yerel yöneticilerin tehditleriyle karşılaşıldığın belirten Doğruyol, “Yerel yöneticilerin, aile hekimliğinde çalışan hekim ve hemşirelere nöbete gitmezseniz dava açarız şeklinde ki ifadeleri alenen bir tehdittir. Yetkili birileri ortaya çıksın ve cumartesi nöbet tutmanın mantığını, bizlere açıklasın. Hiçbir istişare yapılmadan alınan kararlar, çalışanların motivasyonunu bozmakta hizmet kalitesini düşürmektedir. Türk Sağlık Sen Genel Merkezi olarak, 4688 sayılı yasa, TC Devleti hükümetlerinin İLO’ya atmış oldukları imzalar ve Anayasamızın 90. Maddesi yapılan değişiklik çerçevesinde 3 ocak 2014 tarihinde iş bırakma eylemi kararı aldık. Ve ocak ayı süresince her cumartesi eylem kararı almayı da planlayarak dün olduğu gibi bu günde aile hekimliği sisteminde çalışan arkadaşlarımızın sonuna kadar yanındayız” dedi.

CAN GÜVENLİĞİ YOK

Devletin Aile hekimliğine bakışıyla ile ilgili olarak ise Doğruyol şunları söyledi, “Aile hekimliği bitirilmek isteniyor ya da alenen hekimleri zor durumda bırakılmasını isteniyor diye bir görüntü vardır. Hiç bir aile hekiminin ben vatandaşa hizmet vermede geri duracaklarını sanmıyorum. Sivil toplum kuruluşlarıyla ve aile hekimleriyle görüşülerek işin nasıl yapılması gerektiğine yönelik bir orta noktanın bulunması gerekiyordu. Bu aile hekimi arkadaşlarımın sosyal hayatları hiçe sayılmaktadır. Cumartesi günü göreve gelip pazarda nöbet yazılırsa bu arkadaşlarımız hiç dinlenemeyeceklerdir. Bu arkadaşlarımız köle değillerdir. Aileleri ve sosyal yaşamları mevcuttur ve arkadaşlarımızın sosyal hayatları ve can güvenlikleri düşünülmelidir. Neden can güvenlikleri diyorum çünkü öyle yerler vardır ki sarhoş ayyaş uyuşturucu kullanan ve oraya girip çıkan vatandaşlar vardır. Orada yer alan doktor ve hemşirelerin can güvenliğini de sağlamak devletin görevidir” dedi. İzmir’de ne kadar bir katılım olacağına dair soruya ise yüzde 70-80 bir katılım olmasını bekliyoruz cevabını verdi.

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.