Keşke Faiz Olmasa, Keşke Keşkeler Olmasa
Düzgün Yalçınkaya
dzgn.ylcnky@gmail.com
Yaşam Amacı Ölüm Olan Birisi! - 02.06.2019
Yaşam Amacı Ölüm Olan Birisi! - 01.06.2019
Enerjisi ve Zamanı Çok, Parası Az Gençler - 27.04.2019
Yarına Borcun Var TÜRK GENÇLİĞİ! - 13.04.2019
Ekonomiye Dair Merak Edilenler - 23.02.2019
Hakkınızı Yedirmeyin! - 19.01.2019
Bugün Mal ile Gerektiğinde Can ile - 08.12.2018
Ekmeğe Zam Yapılmasın, Yapılmasın da! - 06.10.2018
Güçlü Türkiye İçin! - 22.09.2018
Dönülmez Akşamın Ufkundayız - 01.09.2018
Barışınız Zafer Olsun - 18.08.2018
İşinizi Düzgün Yapın! - 04.08.2018
Yeni Bir Dünya Kurulur, Türkiye Yerini Alır! - 28.07.2018
Ekonomiye Kısa Bir Mola; Mordoğan - 21.07.2018
3.Dünya Savaşı - 14.07.2018
Tehlikenin Farkında Mıyız? - 07.07.2018
Öğrenmeyi Öğretmek - 30.06.2018
İyilik Meleği IMF - 16.06.2018
24 Hazirana Giderken - 19.05.2018
Türkiye ABye Nasıl Üye Olur? - 12.05.2018
İzmirde Konut Piyasası - 05.05.2018
Türkiye'de Turizm - 28.04.2018
Belirsizliğin Belirliliği - 21.04.2018
Dolar 4.19 - 14.04.2018
Emek Sermaye ve Sosyal Politika - 07.04.2018
Türkiyede Girişimci Olmak... - 31.03.2018
Uber - 24.03.2018
Bedava Peynir - 17.03.2018
Türkiye Ekonomisinde Kadının Rolü - 10.03.2018
İzmirin Türevi Mersin - 03.03.2018
Kalkınmanın Temeli - 24.02.2018
Mutluluğun Resmi Samsun Pidesi - 17.02.2018
Türkiyede Katılım Bankacılığı - 10.02.2018
Kıbrıslılar gibi Gıprıs demek - 03.02.2018
Fakirler Olmasa Zenginler Aç Kalırdı - 27.01.2018
Neden Üretmeliyiz? - 20.01.2018
Gelecek Geliyor - 13.01.2018
Blockchain ve TANGLE ile Gelecek Geliyor - 06.01.2018
Nesnelerin İnterneti ile Gelecek Geliyor - 30.12.2017
Yapay Zeka ile Gelecek Geliyor - 23.12.2017
Endüstri 4.0 ile Gelecek Geliyor - 16.12.2017
Son Enflasyon Oranları Bize ne diyor? - 09.12.2017
Bitcoin - 02.12.2017
Faizler Neden Düşmüyor? - 25.11.2017
Para Ne Ola ki? - 18.11.2017
Kafama Takılıyor - 11.11.2017
Esnaf gibi esnaf olmak - 04.11.2017
Ege Ekonomik Forum 2017 - 28.10.2017
İşsizliğe Farklı Bir Bakış - 21.10.2017
AÇ KAPIYI VEYSEL EFENDİ - 15.10.2017
Okuma(ma) Alışkanlığımız - 08.10.2017
Öğrenmeyi Öğrenmek! - 01.10.2017



Para Politikası Kurulu, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 24’ten yüzde 19,75’e indirilmesine karar verdi. Karara gerekçe olarak enflasyon oranlarındaki iyileşme ve bir süredir sıkılaştırma politikası izleyen gelişmiş ülke ekonomilerinin genişleme politikasına geçeceği algısının giderek artmasını gösterdi.
Öncelikle bu kararın ülkemize faydalı olmasını umuyorum ancak,
Faizlerin yüzde 24 olduğu bir ekonomide, toplam mevduatların neredeyse yarısı döviz cinsi olarak ikame edilirken, yüzde 4.25’lik faiz indirimi ile birlikte TL mevduatlarında azalış yönünde, döviz cinsi mevduatlarda ise artış yönlü bir hareketlenme bekliyorum. Türkiye’de kırılması gereken algı, dövizin her zaman kazandıracağı algısıdır. Bu algının kırılması için elbette dövizin her zaman kazandırmaması gerekiyor. Maalesef uzun vadede hep kazandırmıştır.
İktisadın önemli aktörlerinden John Maynard Keynes’e göre, insanlar tasarruflarını en iyi nasıl değerlendirebilecekleri beklentisine göre pozisyon alırlar. Buna spekülatif talep denir ve faiz oranlarından etkilenir. Kişiler faiz, enflasyon, kur sarmalı içerisinde kendi yarınları için en yararlı buldukları pozisyonu alırlar.
İnsanlarımız o kadar kısa süre aralarla ekonomik krizler görmüşler ki herkes potansiyel ekonomist. İşte o potansiyel ekonomistler diyorlar ki; ‘’Enflasyon oranı inandırıcı değil. O yüzden paramı döviz cinsi mevduat hesaplarında değerlendiriyorum. Riskin bu kadar yüksek olduğu bir ortam da talebimi de kısıp bekleyeceğim. ‘’
Talebin düşük olmasının tek nedeni yüksek faiz değil!
Türkiye’de bir süredir nihai mallara olan talebin düşük olması, düşük olan talebe karşın enflasyonun yüksek olması, yüksek olan enflasyona karşın reel satın alma gücünün düşük olması, maliyet enflasyonu görüldüğü sonucunu ortaya çıkarıyor. Maliyet enflasyonu ile sadece faizleri indirerek mücadele edilemez. Üretim yaparak mücadele edilir, katma değer yaratılarak mücadele edilir. İhracat yapılarak, yurt dışından satın aldığımız ürünleri ülke içerisinde üreterek mücadele edilir. Biz hangisini yapıyoruz? Faizleri düşürüyoruz! Düşürelim, düşürelim düşürmesine de alt yapı müsait mi?
Bir ülke de gelecek vizyonu başka bir ülke vatandaşlığı olan çocuklar varsa, yine o ülke de üniversite mezunlarının neredeyse tamamı memur olmaya çalışıyorlarsa, üniversiteyi iyi derecelerle bitiren, yabancı dil bilen, bunlara rağmen kendi topraklarında istihdam imkanı bulamayan ve yurt dışına mavi yaka çalışan olarak gitmeye çalışanlar varsa, alt yapı müsait olur mu?
Yüksek faiz, yatırımın en önemli düşmanıdır. Yatırımların artması için faiz oranının indirilmesi gerekir elbette. Faizlerin indirilmesinin eleştirilmesinin en önemli sebebi enflasyon oranının inandırıcı olmamasıdır. Ayrıca insanlar iyileşmeyi cüzdanlarında göremedikten sonra enflasyon yüzde 10’un altına inse ne olur? Faize açıktan antipati ile yaklaşan bir yazar olarak, Merkez Bankasının başında olsam faizleri düşürmezdim. Önce uygun altyapı için mücadele ederdim. Keşke faiz olmasa, keşke keşkeler olmasa.
Bilgiyle kalın.
İyi haftalar.