TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Eğitim; her toplum için olmazsa olmaz

Altındağ Semti’nde bulunan Yunus Emre İlkokulu Müdürü Metin Öztürk ile okulun bulunduğu çevreyi, okul bünyesinde elde edilmiş başarıları ve yine okul çerçevesinde yürütülen projeler hakkında konuştuk

Haber Giriş Tarihi: 24.04.2015 07:04
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Eğitim; her toplum için olmazsa olmaz

EMİNE ŞEKER

Yunus Emre İlkokulu Müdürü Metin Öztürk, Adana Eğitim Enstitüsü Matematik Bölümü’nden mezun olduğunu belirterek, meslek hayatında 34 yılı geride bıraktığını ve yaklaşık 4 yıldır da Yunus Emre İlkokulu’nda çalıştığını söyledi. Mesleğini severek yaptığına ve bir daha dünyaya gelse yine öğretmenlik mesleğini seçeceğini dile getiren Öztürk, görev yaptığı okulda çalışmaktan çok mutlu olduğunu açıkladı.

VELİLER PIRIL PIRIL ÇOCUKLARA SAHİP

Okulun; Kandere Parkı, Yunus Emre Camii, Ana Sağlık Merkezi ve sağlık ocakları ile karşılıklı konumlandığını ifade eden Öztürk, çevrede örnek okul ve takip edilen okul olmayı amaçladıklarını ve başardıklarına inandığını dile getirdi. Öztürk, “Semtimizde genellikle göçmen vatandaşlarımız yaşıyor. Çevremizde bulunan ailelerin ekonomik durumları çok iyi değil. Ekonomik düzeyleri orta seviyede olan vatandaşlarımız yaşıyor. Ekonomik durumlarının yüksek olmaması bize de yansıyor ama pırıl pırıl çocuklara sahipler. Velilerimiz ile çocukları arasında kültür ve eğitim farkı var. Biz bu sorunu ortadan kaldırmak için velilerimize yönelik çeşitli etkinlikler ve seminerler düzenliyoruz. Tamamen çözemesek bile en aza indirgiyoruz. Velilerimiz çocuklarının eğitim ve öğretim hayatlarına gerektiği şekilde ilgi ve alakayı gösteriyorlar. Biz de bu durumdan çok memnunuz. Çünkü okul, veli ve öğrenci üçgenindeki bu sacayağında birisi olmazsa olmaz. Eğer veli ayağı eğitim döneminde biraz zayıf kalırsa elde edilecek akademik başarı düşebiliyor. Biz de çok güçlü bir kadroya sahip olmakla birlikte biz bu ülke adına bu okulda 4 yıl boyunca çok güzel başarılara imza attık. Pırıl pırıl öğrencileri yetiştirerek mezun ettik” dedi.

KÜTÜPHANELERİ ÖNEMSİYORUZ

Öztürk, okulun arka tarafında mezarlığın olmasını zayıf tarafları olarak değerlendirerek, çocukların belki zaman içerisinde alıştıklarını ve belki de korkmadıklarını söyledi. Öztürk, “Çocuklar zaman içerisinde zaten mezarlığı görmeye alışacaklardır diye hiçbir zaman düşünmedik. Sürekli çocuklarla birebir görüşerek anlattık. Mezarlığı gören sınıfların camlarına görülmeyecek şekilde resimler yaptırdık. Camların yarısını kapatmamızdaki sebepte çocuk ders dinlerken ders esnasında görerek dikkati dağılmamasıydı. Okulumuzda eksiklik yok denecek kadar az. İlk geldiğim zamanlarda öğrencilerimizin kullandığı tuvaletleri yeniledik. Her sınıfımızda projeksiyon her öğretmenimizde bilgisayar var. Okulumuzda her ihtiyaca cevap verebilecek materyallerimiz mevcut. Çok amaçlı salonumuz var. Bu salonu hem kütüphane hem de konferans salonu olarak kullanıyoruz. Okul olarak kütüphaneyi önemsiyoruz. Çocuklarımızın okuma alışkanlığını kazandırmak için öğretmenlerimiz çalışmalar yürütüyor. Okuma alışkanlığı kazanıldığı takdirde çocuk var olan başarısına başarı katar. Öğretmen kadromuzda da bir eksiklik yok” ifadelerini kullandı.

‘OKULLAR HAYAT OLSUN’ PROJE KAPSAMINDA OLAN BİR PROJE OKULUYUZ

Okulları sadece öğrencilere yönelik eğitim veren kurumlar olarak görmediğini ifade eden Öztürk, okulların kendi bulundukları semtte yaşayan vatandaşlara da hizmet vermesi gerektiğini söyledi. Çocukların daha başarılı olabilmeleri için evlere giderek aile ziyareti yaptıklarını belirten Öztürk, “Rehberlik servisimiz ailelerin yaşadığı tüm kaygılara yönelik çeşitli seminerler düzenliyor. Veliyi aydınlatmak ve bilinçlendirmek için her türlü çalışmayı yapıyoruz. Yapmaya da devam edeceğiz. Okulumuz ‘Beslenme Dostu’ proje kapsamında ödül almış bir okul olup; 14 Haziran 2014’de Beyaz Bayrak Ödülü de aldı. Aynı zamanda okulumuz  ‘Okullar Hayat Olsun’ proje kapsamında olan bir proje okuludur. Ayrıca bölgemizde yaşayan Suriyeli vatandaşlarımızın çocukları için 2 ayrı sınıf oluşturduk. Yine Halk Eğitim Merkezi destekli okuma ve yazma kursu açtık. Suriyeli annelerimiz için okuma ve yazma kursumuz var” şeklinde konuştu.

ÇOCUKLAR KENDİLERİNE OLAN GÜVENLERİNİ KAZANIYORLAR

Öztürk, okul bünyesinde öğrencilere yönelik çeşitli aktiviteler ve geziler düzenlediklerini belirterek, “Çocuklarımızı Ege Üniversitesi Botanik Parkı’na götürdük. Sinema günleri yapıyoruz. Gittiğimiz yerlerde çocuklarımıza self servisi olan yerlerde yemek yediriyoruz. Tiyatroya ve operaya götürüyoruz. Her yıl Çanakkale gezisi düzenliyoruz. Selçuk, Efes ve Bergama Kozak Yaylası gibi İzmir ilinin tarihi olan yerlere gidiyoruz. Şehir içinde de Zübeyde Hanım’ın evi ve Atatürk’ün evi gibi yerlere de götürüyoruz. Çocuklarımıza yönelik yaptığımız etkinliklerde aileleri yanlarında olmadığı için çocuklarımız öğretmen gözetiminde kendi işini kendi yapıyorlar. Yine okulumuzda bowling ve fasulye atma yarışması düzenliyoruz. Derece alan öğrencilerimize madalya takdim ediyoruz. Halk Eğitim Merkezi destekli halk oyunları kursumuz var. Çocuklar için düzenlediğimiz sosyal aktiviteler çocukların kendisine olan güvenlerini kazandırıyor. Amacımız çocuklarımızın öğrencilik yıllarında görmeleri gereken ne varsa onları göstermek ve öğretmektir. Büyüdüğü zaman ‘ben bilmiyorum ve ben görmedim’ gibi cümleler kurmasın. Eğitimin bir diğer yanı da sosyal aktivitelerin olmasıdır. Biz de okul olarak elimizden gelenin fazlasını yaparak çocuklarımız için etkinlikler düzenlemeye devam edeceğiz” diye konuştu.

TERCİH EDİLEN BİR KURUMUZ

Yunus Emre İlkokulu’nun Altındağ Semti’nde tercih edilen bir kurum olduğunu vurgulayan Öztürk, tercih edilme sebeplerini de iyi öğrenciler yetiştirmeleri olarak açıkladı. Öztürk, “Geçen yıllarda okulumuzdan Atatürk Lisesi’ne, Bornova Anadolu Lisesi’ne ve Kız Lisesi’ne giden öğrencilerimiz oldu. İzmir’de başarı elde etmiş tüm okullara öğrencilerimiz girmeye hak kazandı. Yüzde 60 öğrencimiz Anadolu Liselerine giderken yüzde 40 öğrencimiz de Anadolu Meslek Liselerine yerleşti. Eğitim ve öğretim konusunda öğrencilerimizin ve öğretmenlerimizin gayreti ile birlikte okulumuzu başarılı buluyorum” dedi.

EĞİTİM KİŞİNİN KARŞISINDA OLAN KİŞİYE SAYGIYI ÖĞRETİR

Öztürk, eğitim ve öğretimin ayrı iki kavram olduğunu belirterek, eğitimin aileden başladığını ifade etti. Öztürk, çocuklara okul kapsamında toplumsal kurallar adına eğitimler verilmesi gerektiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle bitirdi: “Çocuklarımıza otobüse nasıl bineceklerini, yaşlı olan kişilere nasıl yer vereceklerini, özür dilenmesi gereken durumlarda nasıl özür dileyeceklerini, beyefendi ve hanımefendinin nasıl söyleneceğini ve sokakta karşılaştığı insanlarla nasıl selamlaşacağını biz okullarda eğitim adına yaparız. Eğitim her toplum için olmazsa olmazdır. Kişi önce eğitim alınacak sonra bilgi ile donanacak. Eğitim alan her birey bilgiye ulaşmaya hazır bir nefer gibidir. Eğitim kişinin karşısında olan kişiye saygıyı öğretir.”

ÇOCUKLARA SEVGİ İLE YAKLAŞIYORUZ

Yunus Emre İlkokulu’nun Rehber Öğretmeni Funda Yüksel ise eğitimin öncelikle ailede başladığını ve okulda tamamladığını açıklayarak, anne ve babaların herkes için ilk öğretmen olduklarını söyledi. Yüksel, okul hayatı başladıktan sonra da çocukların bambaşka bir dünya ile tanıştıklarını vurgulayarak sözlerini şöyle tamamladı: “Artık çocuk, günün büyük bölümünü öğretmenleri ve arkadaşları ile geçirmekte. Okuldaki yaşantılar, geleceği belirlemede en az ailedeki yaşantılar kadar önemlidir. Öğretmen, çocuğun hayatındaki bireylerden biridir artık. Çocuk, annesinden sonra en yakını olarak gördüğü öğretmenine bağlanır. Bunun ne kadar yüce, mutluluk verici bir şey olduğu tartışmasız bir gerçektir. Öğretmen olarak bizler öğrencilerimizin hayatına dokunabilmek adına onlara ilk aşılamamız gereken şey sevgidir elbette. Okul sadece eğitim ve öğretim vermez. Bunun yanı sıra insan ilişkilerini, bireyin sorumluluklarının neler olduğunu da öğretir. Sevmeyi bilen birey, insanlara saygı duyan özgüveni yüksek, mutlu olmayı bilen bireydir. Onun içindir ki, öğrencilerimizi önemsediğimizi hissettirerek özgüveni yüksek bireyler olmaları sağlamaya çalışıyoruz. Sevginin her kapıyı açan bir anahtar olduğunu, sevginin uluslararası bir dil olduğunu aktarıyor ve onlara sevgi ile yaklaşıyoruz.”

YUNUS EMRE İLKOKULU’NUN TARİHÇESİ NEDİR?

Okulumuz 1969-1970 Eğitim-öğretim yılında iki katlı, beş sınıflı olarak eğitim öğretime başlamıştır. Bitişik olan ikinci bina iki katlı 1972’de, ek bina ise 1988-1989 eğitim-öğretim yılında üç katlı olarak yapılarak hizmete girmiş ve kapasitesi artmıştır. Bölgede yapılan İTO İlköğretim Okulu açılana kadar öğrenci nüfusunda artış görülmüş yaklaşık bin 800 öğrenciye kadar tırmanmıştır. Bu okulun açılmasıyla yıllara göre azalma başlamış mevcut durumda 8. sınıf sayıları hariç öğrenci sayısı ortalama otuz öğrencinin altına inmiştir. İlk müdürü Cafer Söğüt 1970-1976 yılları arasında, Dursun Kızıltaş 1976-1981, A. Savaş Derya 1981-1982, İsmail Aktaş 1982-1990, Latif Önemer 1990-1993, M. Zeki Pulat 1993-1995, İrfan Söğüt 1995-1997, daha sonra 1997-2003 yılları arasında Müdür başyardımcısı Durdu Ateş tarafından vekaleten yürüttü. 2003-2010 İrfan Toksoy, 18.08.2010-26.05.2011 tarihler arası Resul Ersöz, Resul Ersöz’ün 08-11-2010 tarihinde Karşıyaka Mehmet Ali Lahur Ticaret Meslek Lisesi’ne geçici Müdür Vekili olarak görevlendirilmesi nedeniyle 08.11.2010-20.07.2011 tarihleri arası Müdür Yardımcısı Bekir Saçıkara ve 20.07.2011 tarihinden itibaren şimdiki müdürümüz Metin Öztürk okul müdürlüğü yapmaktadır.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.