TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Engellilere kulak verelim!

İzmir ve Türkiye genelinde engelli vatandaşların sorunlarını Türkiye Beyazay Derneği İzmir Şubesi Başkanı Salih Arıkan dile getirdi. Engellilerin hem kamuda hem de toplum tarafından görmezlikten gelindiğini söyleyen Arıkan, engellilerin hayatın içinde yer alması gerektiğini ve onlarla ilgili alınan kararlara kendilerinin de ortak edilmesi gerektiğini vurguladı

Haber Giriş Tarihi: 03.05.2015 06:48
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Engellilere kulak verelim!

TANER UYANIKER

Türkiye Beyazay Derneği İzmir Şubesi Başkanı Salih Arıkan, engelli vatandaşların sorunlarını gazetemize anlattı. İzmir’de engelli derneklerinin yönetimde zor bulunmanın zorluklarına dikkat çeken Arıkan, Bu tür işlerin gönüllü esasına dayandırılmasının durumu zorlaştırdığını söyledi. Hem bu işi gönüllü olarak yürütebilecek hem de bu işlerin takibinde bilgi birikiminde olabilecek insan sayısını çok az olduğunu söyleyen Arıkan, “Dernek olarak 100 üyemiz var. Farklı engel gruplarında bireyler bulunuyor. Bunun yanında engelsiz vatandaşlarda aramızda bulunuyor. Katı kurallarımız yok. Bizimle çalışmak isteyen herkese kapılarımızı açıyoruz. Bunun artısı herkes birbirini tamamlayabiliyor. Her engelli grubunun kendi içinde ayrı sorunları olduğu için onların hepsine dair bilgili olmanız gerekir. Engelsiz vatandaşlarımızda var. Engellilerle birlikte yaşama kültürünü artırıyor. Hem de engelli arkadaşlarımıza yardımcı oluyorlar. Dezavantajlı olduğumuz için bu arkadaşlara ihtiyaç duyuyoruz. Bizim dernek 1992 de kuruldu. 1995’te İzmir’de şube açıldı. Bilgisayar kursları, sınavlara hazırlık kursları, sekreterlik kursları,  çocuklara ders çalıştırma var. Daha çok danışmanlık yapıyoruz. Piknikler geziler, ramazanlarda erzak yardımları gibi. Yazın deniz ve diğer sosyal gezilerimiz de bulunmaktadır” diye konuştu.

“PARAVAN DERNEKLER KURULDU”

2004’ten önce engelli birimlerinin tek bir konfederasyon altında bulunduğunu söyleyen Arıkan bunların artı ve eksi yönlerinin olduğunu vurguladı. Arıkan, “Önceden görme ortopedik ve zihinsellerin ortak konfederasyonları vardı. Artısı nitelikli örgütlenme oluyordu. Eksisi ise tek bir kişinin denetimi altında oluyordu. 2006’dan sonra derneklerle ilgili düzenlemeyle, birden çok dernek ve konfederasyonlar açıldı. Bunun artısı çeşitliliği getirdi. Eksisi ise çok fazla istismara açık olan dernekler mantar gibi türedi. 7 kişi bir araya gelerek paravan dernek kuruyor bunu paraya çeviriyor. Körler adına okullarda şarkı söylemek gibi, gazete, dergi, pul, benzeri satışlarla engelli istismarını çok sayıda artırdı. Biz bunu yetkili yerlere söylediğimiz zaman yasalara uygun davrandıkları zaman yapabilecekleri bir şeylerinin olmadığını belirtiyorlar. İşin kötü tarafı şu dernekleri iktisadi işletme açma yetkisi var. Bu benim açımdan çok saçma bir şey. Dernekler sosyal sermayeyi içerir. Sosyal amaçlı hakların takipçisi olması gerekir. Bununla birlikte dilenciliği resmileştiriyorlar. Bu kanunla engelliler için faydalı şeyler yapanların olması yanı sıra bununla birlikte kötü amaçlı kullanan kişiler daha fazla oluyor.  Bunlar işte gazete, dergi gibi satışlar yaparak engelli istismarına çanak tutmuş oluyor ve bu engelli mücadelesine kötü bir izlenim getirmiş bulunuyor” dedi.

 

İzmir’deki engelli bireylerin sorunları hakkında da konuşan Arıkan şunları söyledi: “İzmir’de ki engelli hareketinde 85 90 civarında dernek var. Bu bizim bildiklerimiz bilmediklerimiz dışında da çok sayıda dernek bulunuyor. Bir haberde engelli sarhoş sürücü yakalandı dendi. Bu da İzmir’de bir derneğe üye olduğu söylendi. Bu tarz dernek kuranlar çok fazla. Bunların ne açık adresi ne de telefon numaraları var. Erişebilir değiller. Burada ki sorunlarımız örgütlü yapıların çokluğu ve parçalanmışlık. Erişebilirlik çok zor. 5378 sayılı yasayla 2012 kadar erişebilirlikle ilgili süre verildi. Tüm kamu kurumlarının engellilerin erişebileceği şekilde olması gerekir. Rampaların engellilere göre düzenlenmesi gerekir. Asansörlerin uygun olması gerekir. Tüm kamu kurumlarında engelli bay ve bayan tuvaletlerinin uygun olması lazım. Kaldırımların standartlara uygun olması gerekiyor. Araçlardan arındırılması lazım. Sarı çizgilerin uygun olması gerekiyor. Sosyal çevrenin, spor alanların aynı şekilde planlanmalı. Kamuya hizmet veren tüm devlet kurumlarını bize göre düzenlenmesi gerekir. Bunun yanında otobüslerin de uygun olması gerekir. Sesli uyarı sistemlerinin kapatılmaması gerekir. Son dönemlerde sesli uyarı sistemleri kapatılıyor bu çok yanlış bir uygulamadır. Sesli sistemin ve akıllı uygulamanın yaygınlaşması lazım. Bunu mobil uygulamayla takip edebiliyoruz. İstanbul’da taksi uygulaması var bununla android telefonlarla taksi çağırıyorlar. İzmir’de bu uygulama yok. Kalabalık bir yerde yolunuzu kaybedebilirsiniz. Böyle bir durumda taksiye ihtiyaç duyuluyor. Bu uygulamayla gelen taksiciyi biliyorsunuz o da sizi biliyor. Güvenilir bir durum ortaya çıkıyor. Kaç para ödeyeceğiniz filan hepsi ortada oluyor.”

“METRO BİZİM İÇİN TEHLİKELİ OLDU”

Metroda son zamanlarda değişen uygulamalar nedeniyle sorun yaşadıklarını vurgulayan Arıkan, Metrolarda güvenlik görevli sayıları azaltıldı. Eskiden güvenlik arkadaşlar bizi metroda karşılıyor ve metroya bindiriyordu. Nerede ineceksek oradaki güvenlik personeline haber veriyordu onlarda bizi karşılıyordu. Şimdi güvenlikler azaltıldığı için böyle bir şey olmuyor. Bazen temizlikçiler yardımcı oluyor. Bunu neden böyle yapıyorsunuz dediğimizde, görme engelliler için her şeyimiz var engelli vatandaşlar tek başına gidebilir gibi bir anlayış var bu da doğru bir yaklaşım değil. Geçenlerde görme engelli bir vatandaşımız metroya düştü.  Ciddi anlamda bu durum belediyeyi sıkıntıya sokabilir. Haziran ayından itibaren de bu İZBAN’da da uygulanacakmış. Bu da engellileri ciddi anlamda sıkıntıya sokabilir” dedi.

“ENGELLİLERİ GÖRMEZDEN GELMESİNLER”

 Hizmete erişim noktasına da değinen Arıkan, bu durumun ciddiye alınmasını istedi. Belli başlı alanlarda yaşadıkları sıkıntıları ele alan Arıkan,  “Biz resmi daireye gittiğimizde öncelik sağlanmıyorsa ya da bir bankaya gittiğimizde bize bir şahit getirin deniliyorsa buda hizmete erişim noktasında bir problemdir. Bütün kamu ve özel sektörün internet sitelerinin görmeyenlerin kullanacağı bir düzeye getirmedilerse bu da erişim problemidir. Görme engelliler için bu alanların uygun bir düzeyde olması gerekir. Engellileri görmezden gelmesinler. Bazı hizmetler yapılırken farklı olan insanlarda düşünülmelidir. Sadece engelliler için değil, örneğin otobüste adam kısa boylu askılığı tutamıyor. Belli standartlar oluştururken kısa boyluların uzun boyluların engellilerin yani herkesin var olduğu düşünülerek yapılmalıdır. Mesela kaldırımlarda araba olmaması sadece bizler için değil herkes için iyi bir şey” diye konuştu.

“ENGELİLERE MAAŞ VERMEMEYE ÇALIŞIYORLAR”

Devlet politikasının engellilere bakış açısını eleştiren Arıkan, özelikle uygulama kısmında sorun yaşandığını söyledi. Arıkan, “İstihdam noktasında son yıllarda gelişmeler var ama daha fazla olabilir. Bu konuda kişilerin nitelikleri de ön plana alınıp onun uzmanlığına yönelik bir şey yaptırılması gerekir. Bakım aylığının yeniden düzenlenmesiyle darmadağın oldu. Bu belli bir standarda oturtulması gerekir. Özürlü maaşlarında büyük sıkıntılar var. Bu daha önce emekli sandığındaydı bunu emekli sandığına aldılar sosyal yardımlaşma vakfına verdiler. Onlar da şimdi muhtaçsa öyle veririm diyor. Bir kriter veriyor. Anne babasının sigortalı olmaması gerekiyor. Evde çalışan hiçbir insanın sigortalı olmaması lazım. Hatta alt soy üst soy diyor. Amcası dedesi filanda sigortalı olmaması gerekiyormuş. Verilmesi için benim anne babama nafaka davası açmam gerekiyormuş. Ya kardeşim vermeyeceksen vermeyeceğim de neden lafı dolandırıyorsun” diye konuştu.

ENGELLİ RAPORLARI

Arıkan, “Bakım yasası özürlü yasası gibi haklardan faydalanırken rapor sorunu çıkıyor. Bu da ben önceden görme engelliysem fonksiyon kaybından değerlendiriliyordu. Sonradan Baltazar Sistemi çıkartıldı. ‘Kardeşim sen görme engelli olabilirsin ama elin kolun sağlam o yüzden ben sana yüzde 85 engelli veriyorum’ diyor. Bu da mali konularda büyük zorluklar çıkarttı. Raporlarda ağır engeli raporu verilmesi gerekiyor. Adamın çok ağır engeli yok ama ağır engelli raporu veriyor başka birisi yatalak ama buna aynı rapor verilmiyor. Bu durum belli bir standarda oturtulması gerekir. Yasalarda çok fazla bir sorun yok aslında uygulamada problemler yaşanıyor. Raporlarda engel durumunu belirtir olması gerekir. Bakım maaşı ya da işe girmek için bir başvuru oluğunda hepsinde ayrı rapor çıkartmak zorunda kalıyor. Özür durumunu belirten rapor olduğunda bunların her yerde geçerli olması gerekir. Arkadaşlar her başvurudan önce rapor almak zorunda kalıyor. Bu durum hem engelli vatandaşlar için hem de raporu veren kurumlar için sıkıntı yaratmaktadır” dedi

“MÜDÜRLER ENGELLİ ÇOCUKLARI OKULA ALMAK İSTEMİYOR”

Engelli vatandaşlar ve diğer vatandaşlar arsında ki ilişkilere değinen Arıkan, şunları söyledi: “Engelli vatandaşlarla, normal vatandaşların beraber yaşama kültürünün artırılması gerekir. Bir dernek engelli bir derneği kardeş ilan etsin. Onunla birlikte, spor gezi gibi faaliyetler gerçekleştirsin. Herkesin engellilerle iç içe olması gerekir. Bir ailenin engelli bir aileyle arkadaşlık etmesi gerekir. Kardeş okul gibi şeylerde yapılır. İzolasyon sorunlarının ortadan kaldırılması gerekir. Otobüse biniyorsun otobüs hınca hınç dolu ama senin yanına oturmak istemiyorlar. Bizim durumuz sarıcı değil. En çokta zihinsel engelli, vatandaşların yanına oturmuyorlar. Onlar durumlarını tam olarak ifade edemedikleri için bağırıp çağırabiliyorlar. İnsanlarda saldırır mı diye korkuyorlar. Onlara sevgiyle ve ilgiyle yaklaşırlarsa bir sorun yaşamazlar. Ama daha çok dışlanırsa o kadar saldırgan olurlar. İnsanlar bunu tam olarak bilmediği için dışlama yoluna gidiyor. Vatandaşlar engellileri hayatın içinde görmek istemiyor. Şimdi azaldı ama daha önce okul müdürleri engelli öğrencileri okula almak istemiyordu. Hala da çıkıyor bu durumlar. Okulda ki aileler bizim çocuklarımızın psikolojisi bozulur diye almak istemiyor. Bunun yanında iş yerleri verdiğim işi yerine getiremez diye işe almak istemiyor. Bunun sonucunda engeli vatandaşlar yalnızlaştırılıyor. Onlarda içlerine kapanıyor. Bu durumu aşmaları çok kolay olmuyor. Tüm toplum kesimlerinin engellilerle yaşamayı kabul etmesi gerekir. Engelli vatandaşlar dışlanırsa bu kez zararlı alışkanlıklara yönelebileceklerdir. Kendi dünyalarına kapılıp gideceklerdir.”

“ENGELLİLERE SORULSUN”

Engellilerle ilgili yapılan çalışmalarda engelli dernekleri vatandaşlarından bilgi almaları gerektiğini söyleyen Arıkan, “Biz engellilerle ilgili şöyle bir şey yapmaya karar verdik diyorlar. Ya kardeşim sen karar verdin de engelli vatandaşları tanıyor musun? İstekleri neler biliyor musun? Kendi kafalarına göre iş yapıyorlar bizde buna gülüşüyoruz. Bunun yanında akademik çalışmalar olması gerekir. Engelli çocuğu olan anneler çocuklarıyla ilgilenmekten kocalarını ihmal ediyorlar ve bu yüzden boşanma oranlarının çok yüksek olduğu söyleniyor. Akademik çalışmalar çok olmalı ve aile sosyal bakanlığıyla ortaklaşa yapılmalıdır. Körlüğün önlenmesiyle ilgili ciddi anlamda çalışmalar olması gerekir. Okullarda göz taraması yapılması lazım. Körlükle ilgili toplumun bilgilendirilmesi gerekir. Şeker hastalığı var körlüğe neden olabiliyor. Ve diğer göz rahatsızlıklarıyla ilgili toplumu aydınlatmak gerekir. Bu bilgilendirmeler olmazsa çok fazla sorunlar ortaya çıkabilir.  İnsanlar çok fazla televizyon seyretmesin en açından yakından seyretmesin. Uzun süreli bilgisayar başında kalınmasın. Özellikle çocuklar saatlerce kalıyor. Gözümüz bir nimet bunun korunması gerekir” dedi.

 “İnternet gelişti, sohbet odaları, facebook, twetter gibi farklı yapılanmaklar engelli derneklerinin yerini almaya başladı. Dernekler bu değişen şartlara ayak uyduramazsa sorun yaşar. Bunun yanında siyasette engellilerle ilgili bir çalışma yok. Engelli adaylar var ama bir kaçı dışında seçilebilecek yerlerden değiller. Bu anlamda engelli gruplar baskı aracı olarak çalışma anlamında sorunlar yaşıyor.”

Salih Arıkan Kimdir?

1977 yılında Manisa Akhisar’da doğan Arıkan bir üniversite bitirmiş şimdi ikinci üniversitesini okuyor. İlk üniversitesini Uşak’ta Sosyal bilgiler fakültesini bitirerek tamamlıyor. Şimdi Anadolu üniversitesi sosyoloji bölümünü okuyor. Şu an Beyazay Derneği’nin başkanlığını yürüten Arıkan, 2006 yılından beri bu görevin başında. Aynı zamanda İzmir Kent Konseyi’nde Yürütme Kurulu Üyesi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.