Haddiyle yazan, haddiyle seven insanın kitabı

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN - Aşkını Başına Devşir ’in Yazarı Gökhan Yıldırım ile kitabın hangi aşamalardan geçerek baskı aşamasına geldiğini konuştuk. İlk başlarda aklında, yazdıklarını kitap haline getirmenin olmadığını söyleyen Yıldırım, “Sağ olsun arkadaşlarım çok destek oldular. Bir çeşit pozitif ‘mahalle baskısı’ diyebiliriz buna. Sözlerin müsvedde halinden kitap olma sürecine kadar benden daha fazla gayret gösterdi çabaladı dostlarım. Bu konuda çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Onların desteği olmadan bu kitabı çıkarmam mümkün değildi. Aileme, arkadaşlarıma, dostlarıma çok teşekkür ediyorum” dedi.

“ZONGULDAK’TAN VE BURSA’DAN OKUYUCULARIM GELDİ”

Kitaba olan ilgiyi sorduğumuzda Yıldırım Fuar öncesi ve Fuar sonrası sürecin çok farklı işlediğini belirterek, “Öncelikle sosyal medya üzerinde tanınmaya başladı kitap. Bu hızla giderse ki temennimiz odur ikinci ve daha sonra baskılar gelebilir. Öyle ki Fuardan önce henüz tam anlamıyla tanıtım çalışması yapılmamışken, sözlerin sanal platformlarda paylaşımı ile oluşan etkileşimle Zonguldak’tan ve Bursa’dan iki okuyucum Aşkını Başına Devşir demeye geldiler. İşte o an sosyal medyanın gücünü kanıksadım. Bana kitap aşığı iki dost kazandırdı. Sosyal medya bu yüzden bence çok önemli olan bir mecradır. Günümüzde artık sosyal medyayı kullanmayan neredeyse hiç kimse kalmadı. Bende sosyal medyayı etkin bir şekilde kullanmaya ve buradan okuyucularıma ulaşmaya çalışıyorum. Instagram hesabım;(gokhanyıldırım35) Twitter hesabım ise (@byildirimgokhan)’dır” diye konuştu.

“ÇUVAL DOLUSU HAYALE SIĞINDIM”

“Kendinizi nasıl bir yazar olarak görüyorsunuz” diye sorduğumuzda Yıldırım, “Ekmeğin nasıl bir pişme süresi varsa aşığın da bir yanma süresi var. Ne kadar yanarsan o kadar yazarsın. Ben daha yolun başındayım. Cebimdeki kelimelere bir çuval dolusu hayale sığındım. Gerisi nasip…” dedi.

“HER SEVDA GİBİ AYYUKA ÇIKTI YASTIK ALTI, SANDIK İÇİ SÖZLER”

Yazma sürecine iten nedenlerin çok çeşitli olduğunu belirten Yıldırım, “Yüreğimi sevdanın avuçlarına bırakan sevdikçe daha çok terk edilen adamların, kadınların hikayeleri bıraktı ayak izlerini yoluma. Sıradaki şarkı sevip de kavuşamayanlara geliyorsa sıradaki şiir de gayet tabi ‘Leyla’ya’ yazılabilir dedim. Önceleri herkesten sakladım yazdıklarımı. Ama bir gün her sevda gibi ayyuka çıktı yastık altı, sandık içi sözler. Haddimce yazıyor, haddimce seviyorum şimdi” ifadelerini kullandı.

“AŞKTAN DAHA ÖNEMLİ NE VAR BU HAYATTA”

Kitabin içeriğini şiir, deneme ve kısa sözlerden oluşan bir kitap olarak tanımlayan Yıldırım, “Toplumsal ayrılıkları eleştiriyor. Yani insanı insan olduğu için seviyoruz. Dil, ırk, mezhep ve renk gibi özellikler sevda mevzu bahis olduğunda karşımıza yalnızca bir çeşitlilik zenginlik belirtisi olarak çıkmalıdır diyoruz. Sevdadan, aşktan daha önemli ne var şu hayatta söyler misin? Dünyada her şey aşk üzerine iken, gidenlerin mezarları aynı yöne bakarken kalanların yolunu ayırmak niye? Bu bir misyon mudur hedef midir bilmem ama bizimkisi Mecnun’un Leyla’nın Şirin’in, Ferhat’ın hikayesi”

FUARA KIRK GÜN KALA YETİŞTİK

Yıldırım en son olarak Fuar süreciyle ilgili önemli bir detayı paylaşarak, “Fuar’dan önce iki adamı esnafa afişe etmek istiyorum. Sırtımdaki yüke omuz verenlerin kelimelerin ucundan tutan her an yanımda olan iki güzel adamı… Ragıp Gülümser ve Ebubekir Kaygısız. Henüz kitap çıkmamış daha yayınevi ile görüşülmemişti. Kırk gün vardı fuara, yetişir mi yetişmez mi diye endişe ettim. Bu iki güzel adamla İstanbul’un yolunu tuttuk. Sokak kitapları Yayınları ile anlaştık. Sağ olsun yayınevim süreci hızlandırdı olağandan daha hızlı sürede bastık kitabı ve kitap Fuarında yerimizi aldık. Fuarda gösterilen teveccüh, ilgi beni fazlasıyla mutlu etti. Gayet güzel bir fuar oldu” dedi.