TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Çocuk ile çocuk olmak gerekiyor

Bornova İlçesi’nin Işıkkent Semti’nde bulunan Işıkkent İlkokulu’nun Müdürü Fatma Çakır ile okulun bulunduğu çevreyi ve öğrencilere yönelik olarak yapılan çalışmalar hakkında konuştuk

Haber Giriş Tarihi: 10.04.2015 07:38
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Çocuk ile çocuk olmak gerekiyor

EMİNE ŞEKER

Işıkkent İlkokulu’nun Müdürü Fatma Çakır, Demirci Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Bölümü’nden mezun olduğunu belirterek, Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim, Yönetim ve Denetim Bölümü’nde yüksek lisans yaptığını ifade etti. Meslek hayatında 20 yılı geride bıraktığını söyleyen Çakır, 3 ay önce Işıkkent İlkokulu’nda müdür olarak çalışmaya başladığını dile getirdi.

ÖZGÜVENİ TAM BİREYLER YETİŞTİRMEYİ AMAÇLIYORUZ

Bilim, kültür, sanat alanlarında donanımlı bireyler yetiştirerek, özgün eğitim ve öğretim çalışmaları ile tercih edilen ve dikkat çeken bir okul olmayı vizyon edindiklerini ifade eden Çakır, okulun misyonunu ise şu şekilde açıkladı: “Okulumuzun misyonu; öğrenci ve velilerimize uygun eğitim ortamları hazırlamak. Yapılan eğitim ve öğretim çalışmalarının sonunda; vatanına milletine sevgi ve saygı ile bağlı milli birlik ve beraberlik duyguları gelişmiş özgüveni tam bireyler yetiştirmektir.”

TORUNLARI DA BU OKULA GELİYOR

Okulun bulunduğu çevrenin önceki yıllarda köy olduğunu açıklayan Çakır, çevrede bulunan iş alanlarının artması sebebi ile son yıllarda okulun bulunduğu çevrenin çok fazla göç aldığını belirtti. Çakır, “Yapı olarak eski binaların yer aldığı bir bölgedeyiz. Ancak hızla göç alması çevrenin de gelişmesini sağlıyor. Ailelerimizin çoğu göç edip geldikleri için ağırlıklı olarak göçmen aileler yaşıyor. İş alanlarının fazla olması sebebi ile bulunduğumuz çevreye Suriyeli vatandaşlarımızda hayatlarını devam ettirebilmek için yerleşti. Suriyeli vatandaşlarımızın sayı olarak artması sebebi ile okulumuzda Suriyeli öğrencilerimiz için ayrı bir sınıf açmak istedik. Veli profilimiz eğitim ve öğretim alanına oldukça ilgi ve alaka gösteriyor. Velilerimiz okul çerçevesinde yaptığımız öğrencilerimize yönelik çalışmaların farkındalar. Farkında oldukları için hem bize hem de çocuklarına destek olmaya çalışıyorlar. Okulumuz 1933 yılından bu yana eğitim ve öğretim hayatına devam ettiği için ailelerimizin çoğunun torunları geliyor. Ailelerimizde bu okulda eğitim ve öğretim gördükleri için bu okulun onlar için çok ayrı bir yeri ve önemi var. Anıları olduğu bir okulda çocuklarının ve torunlarının eğitim ve öğretim görmesi onlar için tarif edilemez bir duygu söz konusu oluyor” dedi.

ANNELERİMİZ ARTIK EVDE OTURMAK İSTEMİYOR

Çakır, okul çevresinde yaşayan vatandaşların gelir düzeylerinin düşük olduğunu üzülerek belirttiğini söyleyerek, “Genel olarak ailede sadece babalarımız çalışıyor. Annelerimiz ise genel olarak ev hanımı. Bu yüzden gelir düzeyleri çok iyi değil. Gelir düzeylerini yükseltmek ve eve katkı sağlamak adına annelerimiz bir şeyler üretmek istiyorlar. Bizde bu istekleri doğrultusunda çözüm arayışına girdik. KOSGEB ile birlikte değişik iş alanlarında çalışmaları ve kurslara gidebilmeleri planlanıyor. Annelerimiz gerçekten çok istekliler. Artık sadece evde oturmak istemiyorlar. Aile bütçesine destek olarak çocuklarına daha iyi bir şekilde gelecek sunmak istiyorlar. İlerleyen zamanlarda annelerimiz için bizde elimizden gelenin fazlasını göstererek kendilerine destek olacağız. Ailelerimizin gelir düzeylerinin düşük olmasından dolayı her ne kadar eğitim olanaklarından daha az yararlanıyor olsalar bile çocukların eğitim ve öğretim hayatlarına gerektiği şekilde destek oluyorlar” ifadelerini kullandı.

ÖĞRENCİLERİMİZE YÖNELİK FARKLI ALANLARDA ÇALIŞMALAR YAPIYORUZ

Okul bünyesinde öğrencilere yönelik ‘Cansuyu’ ve ‘Bir İnsan Bir Fidan’ isimli 2 tane proje yürütüldüğünü açıklayan Çakır, “İzmir Girişimciler Derneği’nin ‘Bir İnsan Bir Fidan’ projesi kapsamında 7 Nisan 2015 tarihinde okulumuzdaki her öğrenci için okul bahçesine zeytin fidanı dikildi. Etkinliğe Bornova kaymakamı, Bornova İlçe Milli Eğitim Müdürü, muhtarlar ve velilerimiz katıldı. ‘Cansuyu’ projesi ise; Suriye’ den okulumuza gelen öğrenciler için açılmış 1.sınıfımızda uygulanan proje, sınıf öğretmeni Gamze Başbakkal ve rehber öğretmenimiz Adil Sepetçi tarafından yürütülmeye devam ediyor. 1., 2., 3. ve 4. sınıflarımız için de  serbest etkinlikler düzenliyoruz. Oyun ve fizik alanında değişik aktiviteler yaptırıyoruz. Yine rehber öğretmenimiz aracılığı ile öğrencilerimize drama çalışmaları gerçekleştiriyoruz. 23 Nisan için yine çocuklarımız öğretmenleri ile birlikte gösteri çalışmaları yapıyor. Yine okulumuz bünyesinde Çarşamba günleri tüm öğrencilerimiz ve idari dahil tüm öğretmenlerimizle birlikte okuma saati yapıyoruz. Hep birlikte bir ders saatinde okuma yapıyoruz. Daha sonrada okuduğumuz kitaplarla ilgili eleştiriler ve yorumlar yapıyoruz. Amacımız çocuklarımıza okumanın önemi anlatmak. Okuma alışkanlığını kazandırmak.” şeklinde konuştu.

OKULUMUZUN NOSTALJİK BİR HAVASI VAR

Okulun eski bir okul olmasının avantajları olmasının yanı sıra dezavantajlarının da olduğunu vurgulayan Çakır, “Okulumuz 15 dönüm üzerine kurulmuş 4 ayrı binadan oluşuyor. Büyük ve güzel bir bahçeye sahibiz. Ancak parça parça yapılan binalar eğitim ve öğretimi de ister istemez olumsuz yönde etkiliyor. Zaman zaman bazı binalarımızda ısıtma problemi yaşıyoruz. Biraz mahalle dışında kaldığımız için bazı velilerimiz okulumuzu güvenli bulmuyor. Ama okulun içinde ve dışında güvenlik tedbirlerimiz alınmış durumda. Bunun için velilerimizin korkmasına gerek yok. Güvenli bir şekilde tereddüt etmeden çocuklarını okulumuza gönderebilirler. Okulumuzun boyasını yaptıracağız. Başkada çok büyük bir problem yaşamıyoruz. Zaten gerekli yerlere eksikliklerimizi bildirdik. En kısa süre içerisinde var olan eksikliklerimiz giderilecek. Okulumuz nostaljik, hoş ve güzeldir” diye konuştu.

KADININ EĞİTİLMESİ DEMEK TÜM AİLENİN EĞİTİLMESİ ANLAMINA GELİYOR

Çakır, eğitimin hayatın her döneminde devam ettiğini ve sadece okul kapsamında kalmayacağını ifade ederek, topluma okul olarak öğrencilerin öncelikle kendisine ve çevresine yararlı olabilen, verimli ve etkili çocuklar kazandırmayı hedeflediklerini belirtti. Çakır, “Biz çocuklarımızın ailesine ve memleketine faydalı olabilen bireyler olmalarını arzu ediyoruz. Günümüz koşulları itibari ile eğitim toplum içinde çok önemli bir yere sahip. Biz bu durumun farkındayız. Çalışmalarımız hep bu yönde oluyor. Mesela bazı öğrencilerimiz farklı iş alanlarında çalışmak istiyorlar. Ama ellerinde gerekli ola belgeler ve okuma yazmaları olmadığı için çalışamıyorlar. Ya da işveren tarafından çocuklarımız sigortasız bir şekilde çalıştırılmaya çalışılıyor. Bu sefer ortaya çocuk işçiler ortaya çıkıyor. Bu olumsuz durumu ortadan kaldırmanın yolu iyi bir eğitimden geçiyor. Eğitim aileden başladığı için de öncelikle annelerimizin eğitimi çok önemli. Çünkü çocuk zamanının büyük bir kısmını annesi ile geçiriyor. Ailede bir kadının eğitilmesi demek tüm ailenin eğitilmesi anlamına geliyor. Bu yüzden ben annelerin eğitimine çok ayrı bir yer veriyorum. Annenin eğitimli olması ile birlikte çocuklar kendilerini daha iyi bir şekilde geliştirmiş olacaktır. Hem başarı hem de iyi birey olma yönünden çocuk avantajlı olacaktır. Ailelere çok büyük görev düştüğü için biz aileleri yanımızda görmek istiyoruz. Bize destek olmalarını bekliyoruz. Ben kendi velilerime bu konuda güveniyorum. Kendileri ile de ortak bir şekilde çalışmalar yapacağımıza inanıyorum. Öğrencilerin de kendi okullarında bulunan öğretmenlerini ve arkadaşlarını severek bıkmadan usanmadan disiplinli bir şekilde ders çalışmalarını öneriyorum” dedi. Çocuğun hayatına dokunabilmek ve ruhuna inebilmek için de çocuğun sevinçlerinin, korkularının ve hayallerinin keşfedilmesi gerektiğini ifade eden Çakır, keşfedilenlere göre de uygun eğitim yolunun çizebilmesinin, çocuğun büyük dünyasında küçük olabilmenin ve çocukla çocuk olabilmenin önemini vurguladı.

KUTU

IŞIKKENT İLKOKULU’NUN TARİHÇESİ NEDİR?

Işıkkent İlköğretim Okulu eğitim-öğretimine Işıklar köyü köy hamamının karşısında yapılmış olan iki katlı taş binada 1926 yılında başlamıştır. Burası eski mektep diye bilinir. Bu bina halen belediyeye ait ve konut olarak kullanılmaktadır. Okulun şimdiki bulunduğu yer 1910’lu yıllarda Çanakkale ve Balkan savaşları sırasında asker toplama alanı olarak kullanılmıştır. Okulumuzun bulunduğu bu bölge hazineye ait bir arazi olup, içindeki zeytin ağaçları o yıllarda muhtarlık tarafından her sene toplattırılıp köy bütçesine gelir sağlanmıştır. 1930 yılında İzmir valisi Kazım Dirik ve köy muhtarı İbrahim Çavuş’un çalışmaları ile bu alan okul yeri olarak tespit edilmiştir. Okulumuzun yapımında Işıklar Köyü kabristanlığından elde edilen keresteler, taş ve tuğla malzemeleri kullanılmıştır. Fazla gelen keresteler İzmir Limanı’nın da satılarak parası tekrar okul yapımında kullanılmıştır. Okulumuzun imarında Işıklar köy halkı imece usulü çalışmış, kısa sürede tamamlanmıştır.1933 yılında Işıklar İlkokulu olarak eğitim ve öğretimine başlamıştır. Daha sonraki dönemlerde yapılan üç adet ek bina ile dört binada eğitim-öğretim yapılmaktadır. 1990-91 eğitim-öğretim yılında ilkokul ve ortaokul birleştirilerek ilköğretim uygulamasına geçilmiş, okulun ismi Işıkkent İlköğretim Okulu olarak değiştirilmiştir.

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.