TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

İzmir için yola çıktı

AK Parti İzmir’den Milletvekili Aday Adayı olan Rasim Kahraman ile adaylığını, İzmir’in eksikliklerini, yapmak istediklerini ve barış süreci üzerine sohbet gerçekleştirdik

Haber Giriş Tarihi: 01.03.2015 08:55
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
İzmir için yola çıktı

TANER UYANIKER

Kendinizi tanıtabilir misiniz?

1962 Mardin, Midyat ilçesi doğumluyum. 1994 yılında ailece İzmir'e yerleştik. Evli 6 çocuk babasıyım. İzmir'de uzun yıllar ticaret ile uğraştım. Elektronik ve Telekominikasyon üzerine Kahramanlar iletişim LTD.ŞTİ ve RASKA iletişim LTD. ŞTİ’nin Kurucusu ve İmtiyaz Sahibiyim. 2005-2009 İzmir Ticaret Odası Meclis Üyeliği ve 2006-2012 İzmir Mardinliler Demeği başkanlığı görevlerinde bulundum. İzmir’ de etkin, aktif bir sivil toplum kuruluşu oluşturma ve asırlar boyu devam edecek hayır kapısı olması adına 2012 yılında İzmir Mardinliler Vakfı’nı kurduk. Kısa zamanda, ilimizde üniversite öğrencilerimize burs verme imkanı sağladık. Bölgesel ayırım yapmadan ihtiyaç sahibi insanlarımıza sosyal yardımlar sunduk. Dinamik ve güçlü yapısı ile İzmir’de heyecan yaratan bu hayırlı gelişmeler tüm hemşerilerimizi azimlendirmiş ve geleceğe umutla bakmamıza vesile olmuştur.

Siyasi hayatınızla ilgili bilgi verebilir misiniz?

Siyasi hayatıma 1994 yılında İzmir Refah Partisi teşkilatlarında başladım. 1999-2006 Ana Kademe İl Yönetim Kurulu Üyeliği görevini üstlendim. 28 Şubat Postmodern darbe ile Refah Partisi kapatıldığında siyasi hayatıma Saadet Partisi ile devam ettim. 2002 Genel Seçimlerinde Saadet Partisi İzmir Milletvekili adayı oldum. 2006 yılında toplumun tüm kesimlerini kucaklayan gönüldaşı olduğum AK Parti’ye geçerek siyasi hayatıma yeni ve hiç kapanmayacak bir parantez açmış oldum. 2006-2009 yılları arasında AK Parti Konak İlçe Yönetim Kurulu üyeliği görevini üstlendim. 2009 Yerel Seçimlerinde AK Parti İl Genel Meclis Üyeliği’ne seçildim. 2009-2014 yıları arasında bu görevimi halka hizmet Hakk’a hizmet ruhu ve inancı ile yürüttüm.

Neden Ak Parti?

Dünya hızla yeniden şekilleniyor. Bu süreçte, AK Parti’nin ülkemizi ve milletimizi daha yükseklere çıkaracağına gönülden inandığım için AK Parti diyorum. Bugün Ortadoğu'da, Balkanlar'da, Avrupa'da, Orta Asya'da'Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak' özel bir anlam taşıyor. İtibarımız, saygınlığımız geçmişle kıyaslanmayacak oranda arttı. Büyük devlet olmaya, bölgesel ve küresel bir aktör olmaya başladık. Bugün Türkiye yol ayrımında. Tercihimi ben memleket meselelerinde çözümden yana koyarak AK Parti’den Milletvekili aday adayı oldum. Bugün etnik ayrışmayı, kutuplaşmayı, çatışmayı körükleyecek bir anlayışın çağdaş, demokratik dünyaya söyleyecek bir şeyi olamaz. AK Parti'nin milletin değerlerini önemseyen, küresel ve yerel gerçekliği nazara alan bir siyaset ortaya koyduğunu düşünüyorum. Bu çerçevede söyleyecek sözü olan herkesin bu dönüşüm süreçlerine katkıda bulunması milli bir görevdir. Dünya ve Türkiye dönüşürken biz gelişmeleri tribünlerden seyredemeyiz. "Biz Türkiye sevdasıyla hareket ediyoruz”

Sizi adaylığa sürükleyen etken neydi?

Sekiz seçimdir üst üste AK Parti birinci parti olarak çıktı. Ama nedense İzmir’de o başarıyı yakalayamadı. İzmir’de siyasette bir boşluk olduğuna inanıyorum. Bugüne kadar yeterince kendimizi İzmir’de İzmirliye tanıtamadık diye düşünüyorum. Ben halk çocuğuyum. İşçi çocuğuyum, köylünün, işçinin mazlumun derdinden çok iyi anlıyorum ve her zaman 21 yıldır işçinin mazlumun yanında oldum. İşçinin, fakirin, mazlumun yanında olmak için yola çıktım. İzmir’de 4.5 milyon İzmirli bulunuyor. Ben kendim bir İzmirli sevdalısı olarak, bu İzmirlileri kucaklamak adına yola çıktım. Çünkü İzmir’de bu boşluğu çok çok iyi görüyorum. İzmir’de teşkilatlanma anlamında eksikliği görüyorum. 

Özellikle İzmir’de güneydoğu ve Doğu Anadolu kökenli insan var. İki dönemdir, AK Parti’den bu bölgelerden hiç kimse aday gösterilmedi. Bu bağlamda çok ciddi anlamda eleştiri aldık. Bu insanlar ‘AK Parti neden bizi göz ardı ediyorlar’ diye sitemde bulunuyorlar. Beni adaylığa sürükleyen şey Türkiye’nin şu anda çok büyük bir sıkıntıdan geçiyor olmasıdır. Bunu çok iyi analiz etmemiz gerekiyor. Örneğin; Gezi Parkı olayları basit bir olay değildir. Oradaki mesele 10-15 ağaç meselesi değildi. Bir sene önce planlanmış ve dış güçlerin katkısıyla yapılmış bir olaydır. Bunu gerçekleştirdiklerinde ‘üç günde hükümeti devireceğiz’ dediler ki nerdeyse başarıyorlardı. Başbakanımız çok dik durdu, eğilmedi. Halk da arkasında durdu. ‘Sayın Başbakanım dik dur eğilme bu millet seninle’ dediler ve gerçekten de halk halkçılığını orada göstererek başbakanın arkasında durarak gezi olayını bertaraf ettik.

Peki eylem sırasında orada yaşamını yitiren, gözlerini kaybeden insanlar hakkında ne düşünüyor sunuz?

Gezi Parkı’nda ölenlerin hepsi bizim kardeşimizdir. Biz 77 milyon insanı kucaklıyoruz. AK Parti’nin içinde yanlış yapan insanlar da bulunuyor. Orada AK Parti’nin devrilmesi için bizatihi polisler dış güçlerin desteğiyle yetki ve bilgi alarak, hükümeti savunmak için değil hükümeti devirmek için ellerinden geleni yaptılar. Orada hükümeti bir an önce devirmek için kendi oyunlarını oynadılar. Orada çoğu bilinçli para ile tutulmuş insanlar vardı. Ancak masum insanlarda vardı. Hükümet çok sabırlı davrandı. Kimseyi incitmemek için elinden geleni yaptı ancak paralel güçler orada elinden geldiğince hükümeti kötü göstermek için her şeyi yaptılar. Hükümetin içerisinde hıyanet içinde olan maalesef odaklar yaptı.

“BU KALENİN KAPISI OLMAK İSTİYORUM”

17-25 Aralık operasyonlarıyla ilgili ne dersiniz?

17-25 Aralık operasyonlarında da hükümete karşı aynı olaylar sergilenmiştir. Orada paralelciler ön plana çıkmıştır. Bu paralelciler Gezi’de de bulunuyorlardı. Açık bir şekilde destek verdiler ve bir an önce hükümeti devirmek ve Türkiye’yi bir kaosa sürüklemek için her türlü gayreti gösterdiler. Türkiye gerçekten büyük bir ülke. 2023 ve 2071 hedeflerini koyduk ve sivil bir anayasayı yapmak istiyoruz. Sivil anayasayı çok önemsiyorum. 90 yıldır ne çektiysek bu anayasa yüzünden çektik. Mutlaka bir an önce Türkiye sivil bir anayasaya kavuşmalıdır. Bu anayasa için de Ahmet Davutoğlu ve ekibi dimdik, kale gibi duruyorlar. Ben de bu kalenin bir kapısı olmak istiyorum. Sivil anayasa tam destek vermek için ben varım dedim.

Barış süreciyle nasıl bakıyorsunuz?

Barış sürecine gelecek olursak. Bugüne kadar gelmiş iktidarlar bu yaraya bir türlü merhem olamadılar. Ama Cumhurbaşkanımız ve kabinemiz sayesinde bir şehit cenazesi gelmiyor. Bu yüzden Doğu’daki insanlar Sayın Başbakan’a ve Cumhurbaşkanı’na dua ediyorlar. Güneydoğu halkımız dini bütün insanlardır. Dini bütün insanlardan zarar gelmez. Allah korkusu olan kolay kolay kötü bir şey yapamaz. Neden diyecek olursanız, 6-7 Ekim olaylarını oradaki insanların yaptığına inanmıyoruz. Selahattin Demirtaş’ın attığı bir tweet sonucunda bu olayların olduğu söyleniyor. Ama biz çok iyi biliyoruz ki bu olayların hepsi dışarıdan gelen insanların kışkırtmalarıyla oluşmuştur. Biliyoruz ki, Diyarbakır çok hassas bir il. Orada HDP ve HÜDA-PAR etkin bir rol oynuyor. Şu anda dış güçler güçlü bir Müslüman ülke görmek istemiyor. Antep’te iki sene önce bomba yerleştirildi ve orada Suriye’den gelen hain insanları kullandılar. Diyarbakır’da da 13 yaşındaki çocuğu kullandılar. Eziyet eden insanlar bana göre insan olamaz. Üzerine basarak söylüyorum ki bu olayları oradaki kışkırtıcı insanlar yaptı. Orada iki güç var, hükümetimiz her şeye hakimdir ama orada HDP ve HÜDE-PAR’ın bir gücü var. Orada amaç  HÜDE- PAR ve HDP’yi karşı karşıya getirmek ve yüzlerce ölüme neden olarak amaç hükümeti vurmaktı. Ama insanlarımız sağduyulu davranarak olayları yatıştırdı.

“BARIŞ SÜRECİ ÇOK ÖNEMLİ”

Ama şu anda Türkiye sadece Avrupa’da değil dünyada gıptayla bakılan bir ülke konumunda. Ekonomisiyle, dik duruşuyla öne çıkıyor. Bu da bizim için gurur verici. Bende bir Müslüman olarak, baba olarak sayın cumhurbaşkanımla gurur duyuyorum. Barış süreci çok önemlidir. 1,5 milyarlık Müslüman aleminin bir milyarı zulüm altındadır. Arakan’dan tutun Mısır’a kadar her yerde zulüm vardır. Örneğin Mısır’da halkın yüzde 55’inin desteğini almış birisini devirerek idam ile yargılıyorlar. Oradaki oyunun aynısını burada da yapmaya çalıştılar. Ancak dik durulduğu için bu olay bertaraf edildi.

“ELİMİ DEĞİL BEDENİMİ KOYMAK İÇİN YOLA ÇIKTIM”

Kobane’de 350 bin insan göç etti. O vatandaşların hepsine Türkiye kucak açtı. Şimdi de o kardeşlerimiz giderken Türkiye’ye teşekkür ediyor. Yapmış oldukları iyilikten dolayı teşekkür ediyorlar. Kobane’de Türkiye’yi ateşin içine çekmek istiyorlar. Türkiye bu oyunlara gelişmeyecek kadar güçlü bir ülkedir. Bu barış sürecinin bir an önce barışla bitmesi için bende orada Cumhurbaşkanımızın dediği gibi elimi değil bedenimi koymak için yola çıktım ve oraya gidersem bu sorunun çözülmesi için elimden gelen her şeyi yapacağım.

“İNSANLARIN YAŞAYIŞLARINA KARIŞMAYACAĞIZ”

AK Parti neden İzmir’de kaybediyor?

AK Parti  Türkiye’de kendini tanıttığı gibi İzmir’de kendini tanıtamadı. Bir boşluk var burada. Cumhurbaşkanımız İstanbul’da belediye başkanı adayı olduğunda kimseyi dışlamadan herkesi kucakladı. Birahanelere kadar gitti ve inanın oralardan oy aldı. Bir kale varsa İstanbul CHP’nin kalesiydi.  İzmir’e gelecek olursak. Ben İzmir’e il diyemiyorum maalesef. İzmir Türkiye’nin üçüncü büyük şehri ama hiçbir şey yapılmıyor. Bir metrodur 2007’den beri bitmedi. Kentsel dönüşümdür hala geçilemedi. İzmir’e bakıyorsun Kadifekale gibi yerlere insanlar inanamıyor. İzmir’i insanlar cennet  zannediyor. Ama her şey ortadadır. İzmir’e hiçbir hizmet yapılmamaktadır. Binali Yıldırım’ın başa geldiğinde İzmir’i uçuracaklarını biliyorlardı. Ben CHP’li arkadaşlarla da konuştum. Onlarda İzmir’e Binali Yıldırım gelirse uçuracaklarını söylüyorlardı ama oy da vermeyeceklerini ilave ediyorlardı çünkü biz kendimizi iyi tanıtamadık İzmir’e. Ben 4,5 milyon İzmirliye sesleniyorum. Biz İzmir’i aldığımızda hiçbir insanın yaşayışlarına karışmayacağız. Bakınız İstanbul’da, Ankara’da karışmadık. Ama herkes de kendine yakışanı yapmalıdır. Kimse kimseyi rahatsız etmemelidir. İçmenin de bir adabı vardır. Şimdi örneğin; Bornova’da spora çıkıyorum oradaki parkta 23:00’dan sonra duramıyorsunuz. Kız erkek karışık bacak bacak üstüne oturuyorlar, ellerinde biralar oluyor. Oraya giden insanlara yönelik uygun bir şey midir? İçeceksen üsturubuyla içeceksin. Birahaneler var, meyhaneler var, evin var orada iç. Dinimiz hiçbir zaman yasaklayıcı değil hoşgörülü bir dindir. Eğer seçilirsem ben her hafta İzmir’de olacağım. Köylere, ilçelere ziyaretlerde bulunacağım onlarla bir arada olacağım. Proje yapmak çok kolaydır. Asıl önemli olan insanların kalbini kazanmaktır. Kazanırsam 1,5 milyona yakın doğu kökenli insan var bunları kucaklamak ve bütünleştirerek, 4,5 milyon insanın milletvekili olacağım.

Zengin birikimi ve evrensel değerdeki kazanımlarıyla Mardin ünlü bir “Barış Kenti” olmanın onurunu taşımaktadır. Böyle bir mirası taşıyan şehrin evlatları olarak bünyesinde medeniyetler barındıran bir başka şehir olan İzmir’de biz Doğu ve Güneydoğulular olarak 7 Haziran 2015 seçimlerinde önemli bir sorumluluk taşımaktayız. Başta Çözüm süreci, Demokratik ve Sivil Yeni Anayasa, Yeni Türkiye’nin inşa süreci, bu tarihi ve onurlu sorumluluğun kilometre taşlarıdır. Bu sorumluluk bilinciyle yola çıkmış bulunmaktayız. İzmir’ de; siyaset, medya, sivil toplum temsilcileri ve kanaat önderleri attığımız bu önemli adımın tarihi bir adım olduğunun altını çizmektedirler. Amacımız; AK Parti’nin Türkiye’deki liderliğini dünyaya taşımak ve ülkemizin çıkarlarını kişisel çıkarların önünde tutarak “negatif siyaset” değil, “pozitif siyaset” üretmektir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.