TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Tombik Usta

İzmir’in Basmane semtinde yıllardır küçük bir dükkanda bağlama işçiliği yaparak geçinen Mustafa Bilgin, özel anılarını gazetemizle paylaştı

Haber Giriş Tarihi: 06.09.2014 05:53
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Tombik Usta

DAVUT İPEK

İzmir’in Basmane Altınpark semtinde, küçük ve mütevazi dükkanına birçok hatırayı sığdırmış ve bağlamalara işçiliğini nakış gibi işleyen bir bağlama ustası O; Mustafa Bilgin ustamız. Nam-ı diğer Tombik Mustafa…

1954 yılında Manisa’da doğan Mustafa Bilgin, sanatlar okulunu orta birinci sınıfta bırakarak İzmir’e geldiğini söyledi. Kırk dokuz yıldır İzmir’de yaşadığını belirten Bilgin, “İzmir’e çocuk yaşta geldim. Burada Mithatpaşa’da okudum. Küçüklüğümden beri ağaç işleri hep ilgilimi çekerdi. Zaten babam da kerestecilik işiyle uğraşırdı. Belki de o yüzden bilmiyorum. Bu işlere aslında marangozculuk yaparak başladım. Konak’ta eski Kara Mürsel binasının yan tarafında bir marangoz dükkanı vardı. Fakat orada çalışan kalfalarla aramızda ufak tefek sorunlar çıktı, ayrıldım. Mesleğe böyle girdim denilebilir” dedi.

BAĞLAMAYLA TANIŞMASI

Marangozluk işinden küçük sorunlar sebebiyle ayrıldığını söyleyen Tombik Usta bağlamacılık işine nasıl girdiğini şu şekilde açıldı:“Babam saz çalmamı çok isterdi. İkiçeşmelik’te bir bağlama ustası vardı; Fahrettin Toksöz. Fahrettin Usta’yla konuşmuş, durumu anlatmış böylece Fahrettin Usta’nın yanında işe başladım. Ben onun yetiştirdiği altıncı çırağım. Fahrettin Usta’m, Allah rahmet eylesin, benden hep övgüyle bahsederdi. Saz yapmayı çırak olarak onun yanında işe başladığım zamanlarda öğrendim. Daha sonra kalfalıktan ustalığa kadar yükseldim. Mesleğimde çok şükür ki istediğim her şeyi elde ettim. Çok güzel mutluluklar yaşadım. Değişik sanatçılarla tanışma imkanım oldu. Çok ünlü isimlerin bağlamalarını onardım. Benim için çok büyük onurdu o anlar.”

GAYFE PARASI

Şimdiye kadar birçok ünlü isimle çalışma ve tanışma imkanı bulduğunu vurgulayan Tombik Usta, “Çok ünlüye hizmet ettik zamanında. Ama benim en büyük şansım Neşet Ertaş Usta’nın sazını tamir etme olanağı bulmamdı. Çok güzel anlar yaşadım onunla. Benim için çok büyük onurdu. Bayram ustamız vardı, onun dükkanında tanışmıştık Neşet Ertaş’la. 1977 yılıydı sanırım. Neşet Ertaş’ın sazını tamir ettikten sonra bana kendisinden bir isteğim olup olmadığını sordu. Ama bana hitap ederken ustam dedi çok hoşuma gitti. Ben de kendisinden benim için bir türkü söylemesini rica ettim. Hiç olmazsa ömür boyunca Neşet Ertaş bana bir türkülük konser verdi bana özel diye övünürüm dedim. Allah rahmet eylesin, hiç itiraz etmedi çaldı, söyledi. Neşet Ertaş’ın sazını tamir ettiğimde Bayram Usta’mız zaten paramızı daha önceden ödemişti. Sonra bir baktım Neşet Ertaş geldi, eline bir kağıt para aldı, sigara gibi sarıp gömleğimin cebine sokmaya çalıştı. Ben paramı aldım, olmaz, teşekkür ederim dedim. Bana kendi şivesiyle şunu söyledi; Gayfe Parası. Alah rahmet eylesin, mükemmel bir insandı” dedi. Neşet Ertaş’ın yeğeninin bir arkadaşıyla evli olduğunu da belirten Usta, “Daha sonra arkadaşıma olayı anlattım, o da eşine anlatmış. Sonra durum Neşet Ertaş’a intikal etmiş. Neşet Usta’da yanındakilere, o ustayı nerede buldunuz, şimdi ne yapıyor diye sormuş beni, anlatmışlar onlar da. Neşet Usta sonra demiş ki, o usta doğru söylemiş, bir gram hile hurda yoktur, anlattıkları aynen doğrudur demiş. Allah rahmet eylesin” dedi. Mustafa Bilgin, yani nam-ı diğer Tombik Usta, 1993 yılından bu yana Basmane Altınpark’taki küçük dükkanında bağlama onarıyor, yeni bağlamalar yapıyor. Mesleğini elinden geldiğince en iyi şekilde yapmaya çalıştığını belirten Tombik Usta şunları da söyledi: “Bu mesleği elimden geldiğince usta çırak ilişkisi içinde, saygı ve sevgiye dayalı bir biçimde alaylı olarak yapmaya çalışıyorum. Ama MEGEP’in konservatuarlarda okutulan kitaplarından da yararlanmaya çalışıyorum. Bu tür kitapları alarak bilgilerimi genişletmeye çalışıyorum. Bu kapsamda bana mantıklı bir fikirle gelen olursa da bunu uygularım ve bağlamaya nakış nakış işlerim.”

“İÇİMDE YATAN ASLAN TSM DİYOR”

Sanat açısından her insanın her fikrine açık olduğunu da beliren Usta, şunları da kaydetti: “Mesleğim Halk Müziği üzerine. Ekmeğimi Türk Halk Müziği’nden kazanıyorum. Ama içimde yatan aslan hep Türk Sanat Müziği diyor. Çok severim Sanat Müziği’ni. Dükkanda bile sürekli radyoda sanat müziği kanalları açıktır. Sanat Müziği benim için farklı bir tutku. Hatta bir fasıl heyetimiz var. Her pazartesi arkadaşlarımızla gidiyoruz, fasıl heyetimizle çalıp söylüyoruz. Bambaşka bir olay bu. Ama Türk Halk Müziği de çok güzel bir şey. Ekmeğimi yıllardır halk müziğinden kazanıyorum. Çok şükür.

AĞAÇ KATLİAMI OLMASIN DİYE…

Mesleğe başladığı yıllarda Karadeniz’den gürgen ağacından oyma şekilde yapılmış teknelerle bağlama yaptıklarını belirten Usta, yıllarca bu işle meşgul olduğunu da söyledi. Fahrettin Usta’sının köy ağasının oğlu olduğunu da vurgulayan Tombik Usta, “Fahrettin Usta’m da bu işe bir tutkuyla başlamış. Köy ağasının oğluymuş o. E tabi onların yaşamı o zamanlar farklıydı. Allah rahmet eylesin, beni çok iyi yetiştirdi. 1974-76 yılları arasında askerdim. Daha sonra bu işe geri döndüm. Oyma ağaç işinde ağaç katliamı çok fazla oluyordu. Bu yüzden değişik bir teknikle işlerimizi yürütmek istedik. Sonra yaprak saz tekniğiyle bağlama yapmaya başladık. Böylece ağaç katliamının da önüne geçmeye çalıştık. Daha çok meyve veren ağaçlardan yapıyorduk bağlamaları. Bağlamada yaprak tekne yapımını kendim öğendim zamanla. Fahrettin Usta’m çok adaletliydi, bu işi çok iyi yapıyordu ve mesleğini en iyi şekilde icra etmeye çalışmak onun gibi bir insana çok yakışıyordu. Çocukları falan hala gelirler halimizi hatırımızı sorarlar sağ olsunlar” dedi.

“HEP ÖĞRENMEYE ÇALIŞTIM”

Bugüne kadar İzmir’in çeşitli korolarında bulunarak konserlere katılan Usta, katıldığı korolarda cura çalarak arkadaşlarına eşlik etmek için nota öğrendiğini söyledi. Birçok koroda cura sazı olmadığını fakat kesinlikle olması gerektiğini de belirten Tombik Usta, “Cura çaldığım için korolarda tercih ediliyordum. Bence her koroda cura sazı olmalı. Her koroda yok ama bence olmalı. Beni cura çaldığım için korolara çağırırlardı. Bu yüzden nota öğrenmeye çalıştım. Çünkü korolarda nota bilen arkadaşlarıma uyum sağlamam lazımdı, başardım çok şükür. Bu konuda kendime güvenirim şimdi” dedi. Ustalarından birisinin de Oğuz Ünal olduğunu söyleyen Tombik Usta, şunları da kaydetti: “ Oğuz Ünal ustamız vardı. O da notaları çok iyi bilir. Şimdiye kadar onunla da güzel çalışmalarımız oldu. Bu meslekte 44.yılıma girdim. Fahrettin Usta’yla İkiçeşmelik’te başlayan maceram daha sonra Kestelli’de Bayram Bağdatlı’nın yanında devam etti. Sonra araya askerlik girdi. Askerlik bitince tekrar bu işe döndüm. Bazı imkansızlıklar yüzünden parça başı olarak çalışmaya başladım bu işte. Şimdiye kadar hep kaliteli malzemeler kullanmaya özen gösterdim. El emeğine, göz nuruna büyük önem veririm. Ustalarımızdan öğrendiğimiz buydu zaten.”

“GÖZLERİM GÖRMEYENE KADAR…”

Mesleğine sıkı sıkıya bağlı olan Tombik Usta, Ankara’daki bazı ustaların atölye çalışmalarını da takip ettiğini sözlerine ekledi. Şimdi şeker hastalığı olan Usta, “Gözlerim görmeyene kadar bu işi yapacağım” dedi. İzmir’de bu işi hakkıyla yapan yaklaşık on usta olduğunu belirten Tombik Usta sözlerine şu şekilde devam etti: “İzmir’de atölye olarak isim yapmış arkadaşlarımız var. Şu an İzmir’de bu işi hakkıyla, ciddi olarak yapan on tane usta varsa bunlardan biri de benimdir. Tabii Türkiye çapında bakarsak çok ustamız vardır. Bu işe meraklı olan ustalar genellikle Sivas, Erzincan ve Kastamonu yörelerinden çıkıyor. Mesela benim çıraklık zamanından hatırladığım Kastamonu’da Tekeli Kardeşler vardı. İzmir’deyse Osman Nuri Poyraz ustamız çok iyiydi Allah rahmet eylesin. Yine Hüseyin Fil ustamız çok büyük bir ustadır. Aynı şekilde Yılmaz İpek ustamızla da çalıştık zamanında. Bunlar işlerini hakkıyla yapan ustalardı işte. İsimlerini analım buradan.

 

“ÇOK GÜZEL DOSTLUKLAR EDİNDİM”

Müşterilerinin içinde genç kesiminde fazla olduğunu söyleyen Usta, Kadifekale ve Ballıkuyu semtlerinden çok kişinin buraya geldiğini de vurguladı. Özellikle Mardin yöresinin insanlarının dükkanına sık sık geldiğini de sözlerine ekleyen Tombik Usta, “Burada genellikle Mardinliler yaşıyor. Çoğu düğünlerde bağlama çalıyor. Bu yüzden müşterilerimin yüzde altmış beşi o yörenin insanı. Aralarında çok renkli kişilikler var. Onlarla çok güzel dostluklar kurduk. Hepsi bu meslek sayesinde oldu. Beni onlarla bir araya getiren sazlar oldu. Ben bugün Mardin’e gitsem, beni orada bir hafta, on gün ya da yirmi gün misafir edecek dostlarım var. Çok kıymetli şeyler bunlar aslında” dedi. Mesleğinde geçimin çok zor olmadığını söyleyen Usta, çok büyük paralar kazanamadığını ama kazandığı paranın çok kıymetli olduğunu söyledi. Tombik Usta ayrıca şunları da söyledi: “Bu işten evler, arabalar, yatlar, katlar alma lüksünüz yok tabi. Ama el işçiliği güzel olan bir bağlama yapınca dükkan kiramı ödüyorum, saz için malzemelerimi alıyorum, yetiyor çok şükür. Şöyle bir gerçek de var, şeker hastasıyım ve şeker haplarımı alamıyorum belki. Ama durumu iyi olan bir adam öğle yemeğinde kebap yiyorsa, ben alıyorum bir simit, bir bardak çayımı da koyuyorum yanına, karnımı doyuyorum. Allah’ıma şükürler olsun. Ayağımı yorganıma göre uzatmayı bilirim. Bazen cebimde yüz lira oluyor, müsriflik de yapmıyorum, cimrilik de yapmıyorum ama o para bana uzun süre yetebiliyor. Hem çok şükür küçük bir evim de var. En azından ona kira ödemiyorum, param yetiyor çok şükür.”

“HER İŞİ USTASINDAN ÖĞRENİN”

Emekliye ayrıldıktan sonra, bu işi yapmaya devam etmek istediğini de söyleyen Usta, “Bu işi belki sekiz bilemedin on sene daha yapabileceğimi sanıyorum. Emekli olursam bu işi kendi evimde yapmaya çalışacağım. Gençlerden bu işe merak salanlar olabilir. Her işi erbabından, ustasından öğrensinler. Birçok işin zorluğu olduğu gibi bu işin de elbet kendine göre zorlukları var. Ama inan bana insan bu işi yaparken çok büyük bir haz duyuyor. Kendi ellerinle uzun zaman boyunca oyduğun, işlediğin bağlamadan notaların döküldüğünü duyunca çok farklı duygular içine giriyorsun. Bu mesleğe merakı olan gençlerin kesinlikle gözü korkmasın. Bu iş çok zevkli bir iş. Ama bunu tabii ki de ustasından öğrenecekler. İşin ustasını bulup bizzat kendisinden öğrensinler bu mesleği” dedi.

“KABENİZ İNSAN OLSUN”

Tombik Usta bu işin sabır işi olduğunu söylerken şunları da kaydetti: “Bu iş sevgi işi, emek işi, sabır işi… Bu mesleğe gönül veren her usta gerekli sabrı ve saygıyı göstermişlerdir. Bu işi yapmak isteyen kişinin öncelikle kendisine saygısının olması lazım. Bu mesleğe hevesi olanlar öncelikle tatlı dilli olsunlar, güler yüzlü olsunlar. Kimsenin ekmeğiyle, namusuyla oynamasınlar ve kendi ekmeleriyle, namuslarıyla da oynatmasınlar. İnsana önem versinler. Kabeleri insan olsun. Bak mesela biz seninle burada kaç saattir sohbet ediyoruz. Gayet güzel saygı ve sevgi çerçevesi içinde çok samimi bir sohbet gerçekleştirdik. Daha güne kadar birbirimizi tanımıyorduk ama bugün sana çok özel anılarımı anlattım. İşte saygı ve sevgi insanı bu konuma çok rahat getirebilir. Her işin başı budur, unutmasınlar.

“15 DAKİKADA ÇALMAYI ÖĞRETİRİM”

Bu mesleğe gönül verenler olabileceği gibi, bağlama çalmayı isteyip çalamayanların da olabileceğini belirten Tombik Usta, “Bir ustadan bağlama çalmayı öğrenmek çok kolay. Mesela ben bağlama çalmayı bilmeyen birine bağlamayı on beş dakikada öğretebilirim. Bak yirmi demiyorum, on beş dakika diyorum. Sadece okuma yazması olsun, yazdığım birkaç notayı okuyabilsin yeter. On beş dakika sonra o kişiyi bağlama çalmayı bilen biri olarak buradan gönderirim. Bu mesleği yapan usta çoktur. Ama merakı olanlar, mesleği hakkıyla yapan ustaları bulsunlar ve onların aracılığıyla bu işe girişsinler. Emin olsunlar ki bu işten aldıkları zevki tadınca, yaşadıkları bütün zorlukları unutacaklar ki bence bu işin öyle çok büyük bir zorluğu yok.

“EN BÜYÜK ARZUM…”

En büyük arzusunun bilgisayar kullanmak olduğunu da söyleyen Tombik Usta, sözlerini şöyle sürdürdü: “ En büyük isteğim bilgisayar kullanmak ve gençlerin bugün çokça dolaştıkları sosyal medya sayfalarını takip etmek. Onların girdiği bazı sosyal medya sayfalarına girerek onlarla iletişim kurmak ve bilgilerimi, deneyimlerimi, bu işe merakı olan veya bağlama hakkında bilgi edinmek isteyenlere bilgilerimi aktarmak. Hayatımdaki tek eksik olarak bunu görürüm. Keşke imkanım olsaydı da bilgisayar ve internet aracılığıyla bütün insanlarla iletişim kurabilseydim ve şu an burada seninle yaptığım sohbeti birçok kişiyle de en azından internet üzerinden yapabilseydim. Bir arkadaşım sağ olsun bana eski bir bilgisayar verdi şimdi evde duruyor. Öğrenmenin yaşı yok. İnşallah en kısa zamanda bu işi de öğrenip ömrüm yettiğince insanlarla çeşitli mecralardan iletişime geçeceğim ve bu hayalimi de gerçekleştireceğim.”

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.