Dans etmek insana neşe katar

NİLGÜN TAZE

Arkadaşları kendisini bir salsa gecesine çağırdığında önyargılı davranarak reddettiğini ancak arkadaşlarının ısrarcı tutumları üzerine geceye gitmeyi kabul ettiğinde hemen oracıkta hayatının geri kalan kısmını dans ederek geçirmek istediğine karar verdiğini söyleyen Caliente Dans Okulu Öğretmeni Alkan Aras, dans etmenin bireyin yaşam kalitesini önemli ölçüde değiştirerek insanı daha mutlu bir hale getirdiğini ifade etti. Salsanın kelime anlamını, nerede ve nasıl ortaya çıktığını anlatan Aras, “Salsa kelime anlamı olarak İspanyolcada "SOS" ya da "SALÇA" anlamlarına gelmektedir. Malzemesi nerede yapıldığına bağlı olarak çeşitlilik gösteren salçadır. Ama buradaki en büyük gerçek adından da anlaşılabileceği gibi içinde birçok baharat bulunduruyor olmasıdır. Birçok popüler müzikte olduğu gibi salsa da Afrika'nın yeni dünyanın kozmopolit kültürüyle buluşmasından ortaya çıkmıştır. Salsa dansının 1930 ya da 1940'larda Küba'da başladığı söyleniyor. Aslında tartışma sayfalarına baktığınızda, Portoriko'lular ve Kübalılar arasında, salsanın kendilerine ait olduğuna dair derin tartışmalar var. Hatta Afrikalılar da salsayı sahiplenme konusunda bir hayli iddialılar. Hareket olarak modern Latin Dans müziğini Küba kurduysa da değişik içeriklerle bu dansın transformasyonu Karayipler dışında, New York ve Miami sokaklarında gerçekleşmiştir. Latin danslarını tarif etmek kolay değildir. Salsayı kimler buldu? Kübalılar mı, yoksa Porto Rikolular mı? Bu hala bir muamma ancak gerçekte salsa birçok Latin ve Afro-Caribbean danslarının birleşimidir. Her biri, salsanın gelişiminde önemli rol oynamışlardır. Küba'ya, salsanın ortaya çıkışının temellerini atması bakımından hakkını verdikten sonra söylemeliyiz ki, salsa sadece Küba'nın dansı değildir. Derinlere indikçe, sonradan "Danzon" adını alan ve Haiti'den kaçan Fransızlar tarafından adaya getirilen, İngiliz-Fransız country müziği, Rumba ve Afrika kökenli birçok Guaguanco, Colombia, Yambu gibi dansla harmanlanmaya başladığı görülür. Bugün bilinen salsa ile neredeyse aynı özelliklere sahip olan, Küba'nın simgesel müziği ve dansı ‘Son’ bu karışıma eklendi. Bu ilginç bileşim kendini küçük varyasyonlarla ve küçük oluşumlar halinde bazı başka ülkelerde de göstermeye başladı. Dominik Cumhuriyeti, Colombia, Porto Rico ve diğerleri. Bu ülkelerdeki orkestralar müziklerini para kazanma amacıyla Mexico City ve New York'a taşıdılar. Ve bu iki şehirde yatırım olanaklarının ve tanıtım imkânlarının zenginliği sebebiyle salsa ticari görünümünü kazanmış oldu. "Salsa" terimi New York'da doğdu fakat dansı değil. Salsa değişik ülkelerin değişik müziklerine verilen ortak bir lakap olarak popülaritesini kazandı. Rumba, Son Montundo, Mambo, Guaracha, Cha cha cha, Son, Charanga, Cumbia, Merengue, Plena, Danzon, Guguanco, Festejo, Bomba, Cubop, Guajiro ve daha birçoğu. Bunların bir bölümü kendi karakterlerini yarattılar bazıları da harmanlanıp salsayı oluşturdular. Daha kısa ve net bir anlatımla söylemek gerekirse, Salsa, Küba son müziğinin birtakım diğer tarzlarla karıştırılıp modernize edilmiş halidir diyebiliriz. Ben ise dansa biraz da istemeyerek başladım. Bir arkadaş toplantısında arkadaşlarımdan birisi dans dersi aldığını ve o akşam Latin danslarının dans gecesi olduğunu belirtti. Üzülerek söylüyorum ki önce hiddetle karşı çıktım. Hatta dalga geçtim. ‘Ne salsası? Öyle şeyler beni bozar’ dedim. Arkadaşlarım beni dinlemeyerek plan yaptılar ve o gece kendimi salsa gecesinde buldum. Ve hayatımın en güzel gecelerinden biriydi. Meğer ne büyük hata yapmışım önyargılı olmakla. İnsanların inanılmaz medeni bir şekilde sosyal olduğu, düzeyli, seviyeli, erkeğin erkeksi, bayanın tam anlamıyla dişi olduğu bir dans kültürünün içinde buldum kendimi. Geceyi düzenleyen dans okulunun dans kursuna ise hemen oracıkta kendimi yazılmış buldum” dedi.

HERKES DANS EDEBİLİR

Yürümeyi becerebilen her insanın dans edebileceğini ve dansın kişinin denge transferi ve ağırlık aktarımını dengelediğini söyleyen Aras, belli bir süre sonra beynin dengeli duruşu otomatik hale getirdiğine dikkat çekerek, “İstediğimiz an beynimize emir veriyoruz ve beynimiz olmasını istediğimiz işi bitiriyor. Yürürken hangi adımı hangi sırayla atacağımızı düşünmüyoruz çünkü yürüme eylemi zaten bilinçaltımızda kayıtlı bir eylem. Biz sadece yürü emrini veriyoruz ve kalan işi o yapıyor. Alışkanlıklarını sonradan kazanmış, adımları düşünerek yapılan bir yürüyüşün ne denli zor olacağını bir düşünsenize. İşte dans da tam böyle bir şey. Latin dansları adım danslarıdır. Bu adımları tekrar ede ede bilinçaltına atarız ve zamanla bu adımlar kas hafızamıza kazınır. Tüm figürler başta zor gelir ancak yeterli tekrar yapıldığında bommm…  Artık bize sadece emir vermek kalır. Ayaklarımız ve bedenimizin istediğimiz şekilde hareket eder hale geldiği görürüz. Ruhumuzu özgür bırakır ve kendimizi müziğin eşsiz ritmine bırakırız. Enerji ve hayat dolar içimize. Açıkçası yürümek bir insan için ne kadar zor olabilirse Latin dansları da o kadar zor hale gelir. Çok yorgun düştüğünüz bir iş gününün sonunda bile müziğin ritmini duymak ve dans etmek sizi tekrar sabaha kadar dans edebileceğiniz bir enerjiyle yüklemeye çoğu zaman yeter. Ülkemizde Türkiye Dans Sporları Federasyonu ise 2006 yılında kuruldu. Bendeniz de şu an federasyon kulüplerinden bir tanesi olan İzmir Aras Dans Gençlik ve Spor Kulübü’nün başkanıyım.  Sahne adımız Caliente Dans Okulu. Diğer ülkelere göre salsa branşında federasyonumuz henüz bebek olmasına rağmen öyle yetenekli bir milletiz ki şu an dünya yarışmalarında bu işin içinden, kültüründen gelen insanlarla yarışıp onları geçiyor, onlara rakip oluyor ve meydan okuyoruz. Dansta öğrenmenin sınırı yok. Dans hem göze hem ruha hitap eden bir sanat dalı, hem de çok sağlıklı. Yeni şeyler öğrendikçe ve uyguladıkça daha iyi dans ediyor ve daha çok beğenilip haz alıyorsunuz. Bu hazzı duydukça da daha fazla figür, kombinasyon ve styling öğrenmek istiyorsunuz. Anlayacağınız hayal gücünüzle oluşturacağınız kombinasyonların bir sonu yok. Dans asla sıradanlaşmıyor ama endişe yerini tecrübeye bırakıyor. Tatlı bir heyecan her daim devam ediyor ve bu güne kadar birçok dans yarışmasına girmeme ve Türkiye’nin çeşitli illerinde dans showlarına çıkmama rağmen klasik bir dans gecesinde bile dans ederken her dans edişimde keyif alıyorum. Dans bence müthiş faydası olan bir bağımlılık, kesinlikle… Tıpkı tek bir dilin lehçeleri gibi, salsanın da dünyanın farklı bölgelerinde farklı olarak uygulanan stilleri vardır. Her stil, salsa müziğini farklı olarak yorumlar ve ayrıca her bir stildeki salsa ustalarının kendilerince geliştirdikleri bireysel stiller bulunur. Birçok salsa stili bulunmakla birlikte başlıca üç salsa stili mevcuttur.  Bunlar Küba stili, Porto Riko stili ve Kolombiya(kumbiya) stilidir. Erkeğin yönlendirdiği kadını ön planda tutan eğlenceye yönelik keyifli bir dans olan salsanın içinde dansta kullanılan afro rumba yer alır. Afika kökenli danslarda da tanrıya yakarış, savaşta rakiple mücadele ya da kurlaşma gibi bazı anlamlar vardır” açıklamasını yaptı.

SALSA EŞİTLİK DANSIDIR

Erkek yönetiyor gibi görünse de salsanın kadını ön planda tutan bir dans olduğunu ve dansı gösteren ve izleteninde kadın olduğuna dikkat çeken Aras, dansta erkeğin güç bayanın ise estetik ve güzellik temsili olduğunu söyledi. Dansta yönetirken erkeğin dediği oluyor gibi gözükse de hayatın içinde kadının sözünün geçtiğini belirten Aras, “Hayata ve ilişkilere bakın orada kadının sözünün geçtiğini görürsünüz. Salsa da dansı erkek yönetir ama kadın dansın sosudur. Salsa her kesimden ilgi gören bir danstır ve doktor, avukat, öğretmen, öğrenci, serbest meslek sahibi, çalışan, bankacı, her kesimden gelen insan vardır. Güzel İzmir’imizde Latin danslarına büyük bir ilgi var. Dans geceleri çok güzel oluyor. Bu anlamda bu işe gönül verip yeni dans severleri salsaya kazandıran tüm değerli eğitmenlere ve antrenörlere büyük saygı duyuyorum. Tükiye’de dereceleri olan bir öğretmenim. İkinciliğim üçüncülüğüm dördüncülüğüm vs. var ama daha hiç birinci olamadım. Ankara’da Hacettepe Üniversitesi yılsonu gösterilerinde show gurubu olarak çıktığımız ve binlerce kişinin izlediği showumuzu sergilerlerken zıpladığım bir esnada pantolonumun kemeri açıldı ve dizlerime kadar indi. Hemen çektim ve gösteri bitine kadar gösteriyi tek elle tamamladım. Showa çıktığım arkadaşlarım bile durumu fark edemedi ancak seyirciler çok güldü. Olayı sempatiklikle halletmeye çalıştım ve başarılı da oldum. İlk girdiğim yarışmalardan birinde de dünyaca ünlü dansçıların bulunduğu jüri ve hakem heyeti önünde partnerimi yere düşürdüm. Bu olay beni çok utandırmıştı.

Latin danslarının önündeki en büyük engel ise; önyargılar. Tüm insanlara tavsiyem önyargılardan uzak durun. İzleyin, görün, deneyin, keşfedin. Bir şans verin hayata ve kendinize. Hatırlayalım ki güzel yaşamak sanattır ve kendimizin iyiliği için bu sanatı öğrenmemiz gerekir. Mark Twain’in kendi hayatıma ışık tutan çok güzel bir sözü vardır. ‘Hiç kimse izlemiyormuş gibi dans et, hiç incinmemiş gibi sev, hiç kimse dinlemiyormuş gibi şarkı söyle ve Dünya sanki senin cennetmiş gibi yaşa’ eğer sizde Latin danslarını öğrenmek ve hayatınızda bir fark yaratmak isterseniz Caliente Dans Okulu'na davetlisiniz. Okulumuzda salsa, bachata, cha cha cha, merengue, rueda kursları paket olarak veriliyor. Yerimiz ise Kıbrıs şehitleri Caddesi No:26 Kat:6 D:12 , Collin's Mağazası üzeri Hacer Dağüstü Apartmanında” ifadelerini kullandı.