Ankara’da öldürülen Sinan Ateş’in davası başladı: Amacım öldürmek değildi

Ankara'da Ülkü Ocakları'nın eski genel başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesiyle ilgili dava başladı. Cinayet, şehirde büyük yankı uyandırdı ve mahkeme süreci, kamuoyunun yakından takip ettiği bir konu haline geldi

Haber Giriş Tarihi: 01.07.2024 14:59
Haber Güncellenme Tarihi: 01.07.2024 14:59

Ankara'da Ülkü Ocakları'nın eski genel başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin dava başladı ve siyaset dünyasından da yakından takip ediliyor. 22 sanığın hakim karşısına çıktığı duruşmada, MHP avukatlarının davaya katılma talebi reddedildi. Savunma yapan tetikçi Eray Özyağci, Ankara'ya asıl amacının siyasi bir cinayet işlemek olmadığını, Ateş'i ayaklarından vurması için telkin alarak geldiğini belirtti. Özyağci, duruşmada şunları söyledi: “Bir kişi, hedef gözetmeksizin ateş etmeye başladı. Ben de onlara ateş ettim. Daha sonra ‘reisi vurduk, reisi vurduk’ diye bir ses duydum.”

Duruşmada ifade veren bir diğer sanık Doğukan Çep ise suikast planını kendisinin yaptığını itiraf etti ancak amacının öldürmek olmadığını iddia etti. Çep, “Evet, ben azmettirdim. Planı ben yaptım ama amacım öldürmek değildi. Eğer ben bir suikast düzenlettirecek olsaydım, motorla yanlarından geçerken ateş ettirebilirdim” dedi.

Cinayete ilişkin ilk duruşma, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki duruşma salonunda görüldü. Duruşmanın başında MHP avukatları, davaya katılma talebinde bulundular. Savcı, MHP'nin suçtan zarar görmediğini belirterek, katılma talebinin reddini talep etti. Mahkeme de MHP'nin katılma talebini reddetti. Sonrasında tetikçi Eray Özyağci'nin savunmasına geçildi.

Eray Özyağci: Sinan Ateş sözünü tutmadı

Duruşmada ilk savunması alınan tutuklu sanık tetikçi Eray Özyağci, dosyanın diğer sanıklarından Doğukan Çep'in kendisine, "Sinan Ateş bir dava dosyası için bana söz verdi. Benden para istedi, gönderdim ama sözünü tutmadı." dediğini iddia etti.

Özyağci, Çep'in dolandırıldığı için öfkelendiğini belirttiğini ileri sürerek, "Ona, 'Abi, sen beni biliyorsun. Sen ayarla, ben ayaklarından vururum' dedim. Daha sonra Suat Kurt'u aradım. Ona 'Ankara'da bir hasmım var, ayaklarından vuracağım, yardım eder misin?' dedim. O da kabul etti." şeklinde ifade verdi.

Özyağci: Sinan Ateş'in ayaklarına sağdan soldan ateş ettim

Ankara'ya gittikten sonra cinayet anında motosikleti kullanan sanık Vedat Balkaya ile buluştuğunu belirten Özyağci, olay gününü şu sözlerle anlattı:

"Vedat'a, Doğukan abinin alacak meselesi için biriyle görüşeceğimi, silah sesi duyması halinde korkmayıp beklemesini söyledim. Sonra bir kafeye oturup Doğukan abimden haber bekledim. Beni arayıp 'Sinan Ateş'in yanında iki kişi var. Ayaklarından vur, uzaklaş; diğerleriyle uğraşma' dedi. Üç kişinin yukarıdan aşağıya doğru geldiğini gördüm. Sinan Ateş'in ayaklarına sağdan soldan ateş ettim ve kaçmaya başladım. Bir kişi, hedef gözetmeksizin ateş etmeye başladı. Ben de onlara ateş ettim. Daha sonra 'reisi vurduk, reisi vurduk' diye bir ses duydum."

Özyağci, kendisini bekleyen motosiklete binerek, Çep'in daha önce kendisine gönderdiği Gölbaşı'ndaki konuma gittiklerini belirtti.

Sinan Ateş ölmüş

Özyağci, araçta daha önceden tanıdığı Mustafa Kemal isimli birinin olduğunu belirtti. Araçlarına bindikten sonra Çep'i aradığını ifade ederek şunları söyledi:

"Ona, 'Abi ben ayaklarına doğru sıktım ama 'reisi vurduk' diye bağırdılar. Bunda başka bir iş olmasın' dedim. Bana, 'Mustafa Kemal'le Gölbaşı'ndaki yere gidin, kafanıza göre iş yapmayın' dedi. Kim olduğunu bilmediğim bir eve gittik. Doğukan abi, 1 saat sonra tekrar aradı ve 'Sinan Ateş ölmüş. Sana sadece ayaklarına sıktım demedim mi?' dedi. Ben de adamı öldürmediğimi, sadece ayaklarına sıktığımı söyledim. Bana kızıp telefonu kapattı. Akşam bir daha aradı ve 'Vedat yakalandı, İstanbul'a gitmeyin. Birkaç gün misafir kalın' dedi. Yaklaşık 4 gün boyunca Gölbaşı'ndaki evde kaldık."

Araç bagajında İzmir'e gitmiş

Sanık Eray Özyağci, cinayetten 4 gün sonra Mustafa Kemal isimli arkadaşının yardımıyla araç bagajında İzmir'e götürüldüğünü anlattı.

Bir villada yaklaşık 1 ay boyunca saklandığını belirten Özyağci, şunları ifade etti:

"Mustafa Kemal, 'botu ayarladım, seni Edirne'den yurt dışına çıkaracağız' dedi. Sonra beni bagaja soktular ve Edirne'ye bu şekilde gittim. Bagajdan indirdiklerinde 'biz yoldayken deprem oldu, o yüzden yol boştu' dedi. Beni bekleyen kişilerle botla nehre indim. Orada, bizim askerlerimiz ateş etti. Herkes panik oldu, ben de doğrudan suya atladım. Yüzerek Yunanistan'a çıktım. Birkaç saat yürüdükten sonra Yunanistan askerleri beni yakaladı. Türk olduğumu, terörist olmadığımı söyledim. Beni kelepçeleyip dövmeye başladılar. Sonra beni botla sınır hattımıza attılar. Orada teslim oldum."

Sonrasında Ankara Emniyeti'ne teslim edildiğini ve emniyet sorgusunun ardından savcılığa sevk edildiğini belirten Özyağci, şu iddialarda bulundu:

"Orada üç savcıya ifade verdim. Savcı Durmuş Ali Kaya, 'Bize hikaye anlatma. Bu işin siyasi olduğunu düşünüyoruz. Devlet Bey'den talimat aldıysan bizi uğraştırma. MHP'den iki, üç yöneticinin ismini ver seni kurtaralım. Seni içeride de dışarıda da koruyacağız. Sana insan ve araç fotoğrafları göstereceğiz. Bunları onayla yeter' dedi. Ben bunları duyunca şok oldum. 'Böyle iftiralara alet olmam. Beni neden böyle bir şeye alet etmeye çalışıyorsunuz?' dedim. Ondan sonra iyice öfkelendi. Yanıma geldi ve fotoğraflar göstermeye başladı. Tanımadığımı söyledim. Sonra araçlar gösterdi. 'Bunlara binmedim' dedim. Bana, 'Öldürülmekten korkmuyor musun?' dedi. Ben de 'Ölüm kalım triplerim olsa bu işi yapmazdım' dedim. 'Ben bu dosyanın kalemşoruyum. Her türlü müdahaleyi yapacağım. Seçimden sonra herkes görecek' dedi. Bana gösterilen fotoğraflar ve araçları sonradan medyadan gördüm."

Çapraz sorguya geçildi

Sanık Eray Özyağci'nin savunmasının ardından çapraz sorgusuna geçildi.

Özyağci, İstanbul'dan ayrılmadan önce sanık Çep'in wi-fi cihazı verip vermediği sorusu üzerine, “Hatırlamıyorum.” şeklinde yanıtladı.

Olay gününden önce Sinan Ateş'in ofisinin olduğu bölgeye gittiği hatırlatılarak, adresi kimden aldığı sorulan Özyağci, “Abim bana ne diyorsa onu yaptım." dedi. Sanık Özyağci, olayda kullanılan silahı nereden temin ettiğine ilişkin soruya ise, "Benim yıllardır tabancam var zaten, parasını verip temin etmiştim.” cevabını verdi.

Vedat Balkaya: Yardım amaçlı gittim

Duruşmada savunma yapan ikinci sanık, cinayette kullanılan motosikleti süren kişi olan Vedat Balkaya oldu.

Olay tarihinden bir süre önce cezaevinden çıktığını ve iş bulma konusunda zorluk çektiğini anlatan Balkaya, sanıklardan Doğukan Çep'in uyuşturucudan uzak durması şartıyla motor alabileceğini söylediğini, kendisine verdiği sözü tuttuğunu belirtti.

Çep'in kendisine bir miktar para verdiğini ve 2-3 tane motosiklet ilanı attığını ifade eden Balkaya, bir süre sonra motoru aldığını ve motoru aldıktan bir gün sonra sanık Çep'in kendisini aradığını anlattı. Sanık Balkaya, “Ataşehir'de buluştuk. 'Ankara'da birinden alacağım var, Eray'ı Ankara'ya götürecek araba var ama getirecek kişi yok.' dedi. Bunun üzerine yardım amaçlı sabah 6 sularında Ankara'ya vardım.” dedi.

Sanık Vedat Balkaya, olay gününe ilişkin şunları anlattı:

“Ayın 30'unda öğlen 12.30 sularında Eray beni uyandırdı. 'Alacağımız olan kişi gelmiş, almaya gidiyoruz acele et' dedi. Eray arkama bindi, beni yönlendirdi, Muhsin Yazıcıoğlu Caddesi üzerinde indirdim. Bana, 'Silah sesi duyarsan korkma.' dedi. Bunun üzerine Doğukan'ı aradım, bir sıkıntı olup olmadığını sordum. Bir süre orada bekledim, sonra Eray bir hışımla geldi. Eray'ın yönlendirmesiyle yaklaşık yarım saat gittikten sonra bir petrol ofisine gittik. Eray iner inmez kaskı fırlattı. 'Benimle İstanbul'a gelmeyecek misin?' dedim. 'Gelmeme gerek kalmadı, sen devam et, İstanbul'da görüşürüz.' dedi. Kendisini bekleyen arabaya bindi ve gitti.”

Balkaya beraat talebinde bulundu

Sanık Balkaya, olay tarihinden önce Sinan Ateş'i tanımadığını ve öldürülmesinden de haberdar olmadığını ileri sürdü.

Balkaya, “Bana alacak verecek meselesi dediler. Vurulma olayı deselerdi cezaevinden yeni çıkmış biri olarak asla yardım etmezdim. Doğukan'ı aradım, Eray tedirgindi, bir şey olduysa bana söyleyin dedim. Ben bu olayın aslını Kocaeli Emniyet Müdürlüğünde öğrendim. Eray'ın birini vurduğunu orada öğrendim. Beni buraya kandırarak getirdiler. Ben Sinan Ateş'i tanımıyorum, sosyal statüsünü bilmiyorum. Burada birinin vurulacağını, öldürüleceğini bilmiyordum." şeklinde savunma yaptı.

Sanık Balkaya, suçsuz olduğunu iddia ederek, tahliye ve beraat talebinde bulundu.

Doğukan Çep: 1 milyon lira talep etti

Doğukan Çep’in savunmasına geçildiğinde ifadesinde şunları söyledi: “Evet, ben azmettirdim.” Planın kendi tarafından yapıldığını belirten Çep, “Ancak amacım öldürmek değildi. Eğer ben bir suikast düzenletecek olsaydım, motorla yanlarından geçerken ateş ettirirdim.” dedi.

Ateş’in vücudundan çıkan iki farklı mermi çekirdeğine dikkat çeken Çep, farklı çıkan mermi türlerinden birinin Sinan Ateş’in yanında bulunan kişilerin silahına ait olduğunu iddia etti.

Çep, Ateş’ten Yargıtay’da bulunan bir cinayet dosyası için yardım istediğini, Ateş’in kendisinden 1 milyon lira talep ettiğini öne sürdü. Kandırıldığını düşünerek Ateş’i silahla yaralamak istediğini ve bunu tetikçi Eray Özyağci’yi azmettirerek gerçekleştirdiğini anlattı.

Sinan Ateş’ten nasıl bir yardım istediniz?

Çep, Ateş’in ölümüne üzüldüğünü belirtti ancak müşteki avukatının, “Yargıtay tarafından onanmış bir davada Sinan Ateş’ten nasıl bir yardım istediniz?” sorusuna cevap veremedi.

Çep, tahliye talebinde bulunmadığını ifade etti.

Ayşe Ateş: Hedefimiz suçluların adil bir şekilde yargılanması

Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş, duruşma öncesinde gazetecilere açıklamalarda bulundu.

“Bizim buradan beklentimiz ve isteğimiz, ayrılan dosyadaki 17 kişi hakkında gerekli işlemlerin hızlı bir şekilde yapılması ve dosyamıza eklenmesidir.” diyen Ayşe Ateş, “İddianamedeki eksikliklerin tamamlanarak yeni ve doğru bir iddianamenin yazılması ve yargılamanın hızlı bir şekilde yapılmasıdır. Hedefimiz sadece suçluların adil bir şekilde yargılanmasıdır, başka hiçbir talebimiz yoktur.” ifadelerini kullandı.

Ateş, tehditler üzerine yaklaşık bir buçuk aydır koruma talebinde bulunduğunu ve yoğun güvenlik altında yaşadığını dile getirdi.

Ayşe Ateş, Özel Ve Kılıçdaroğlu ile birlikte davayı takip etti

Özgür Özel, duruşma salonunda Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş ve Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte oturdu.

Duruşma öncesi, sanıklardan Doğukan Çep'in, müşteki sıralarında oturanlara yönelik sözleri nedeniyle kolluk personeli tarafından duruşma salonundan çıkarıldı.

Mahkeme başkanının uyarılarının ardından Çep, duruşma salonuna geri getirildi.