Yunanistan'daki yangınlar yöre halkını zor duruma soktu

Yunanistan'daki yangınlarda yöre halkı hem evlerini, hem de bakıp büyüttükleri hayvanlarını ve başta zeytin olmak üzere ağaçlarını kaybetti

Haber Giriş Tarihi: 25.04.55615 17:40
Haber Güncellenme Tarihi: 25.04.55615 17:40

Meriç Bölgesi'ndeki Kırka (Kirki) köyünde çıkan yangında evini kaybeden Nikos Pagonidis, AA muhabirine, büyük zahmetlerle inşa ettiği evinden geriye hiçbir şey kalmadığını söyledi.

Pagonidis, şehirde yaşadığını ancak eşiyle birlikte güzel vakit geçirmek için Kırka'da bir ev yaptıklarını aktararak, "Bu evi, onca zahmetle, hevesle yapmıştık. Hafta sonları gelip dinlenmek için. Bu gördüğünüz evi yapmak 150 bin avroya mal olmuştu. Hiçbir şey kalmadı." dedi.

Evi inşa etmek için harcadıkları emeklerin bir anda kül olup gitmesinden duyduğu üzüntüyü dile getiren Pagonidis, "Çim ekmiştik. Otomatik sulama sistemi kurmuştuk. Ter döktüm, para harcadım. Yangın sırasında burada değildim, şehirdeydim. Dün akşam belki yangını söndürürüm diye gelmeye çalıştım ama geçemedim. Sabah bir arkadaşım bana telefon açtı. Evin kül olduğunu söyledi. Geldim ve bu manzarayı gördüm." diye konuştu.

Pagonidis, her şeye rağmen önemli olanın can kaybı yaşanmaması olduğunu vurgulayarak, "Tüm bu felaketin olmasındansa sadece kendi evimin yanmasını tercih ederdim. Hem felaket oldu, hem evim yandı." ifadesini kullandı. Köy sakinleri, tüm çağrılarına rağmen itfaiye ekiplerinin köydeki yangına müdahale etmediğini belirtti.

MEZARLIKLAR DA ZARAR GÖRDÜ

Yangında köy mezarlığı da büyük zarar gördü.

Batı Trakya'da, Meriç'e bağlı Hasanlar köyünden Sebahattin Aliyusuf köylerinde uğradıkları zararı şöyle anlattı: "Karşı taraftaki iki çocuğun ağılları yandı, (saman) balyaları yandı. Keçiler, koyunlar gitti."

Yangının farklı noktalarda aynı anda çıktığına dikkat çeken Aliyusuf, "Yangın tek bir yerde değildi. (İtfaiye ekipleri) Çobanköy, onun da ilerisinde Karakaçan köyü vardı. Oralar yanıyordu, oralara gittiler. Kimisi buradaydı. O çocukların ağılları yanıyordu. Hepsine yetişemediler ama çok şükür. Biz kurtardığımıza şükrediyoruz." diye konuştu.

Hasanköy sakinlerinden Sabiha da 400 zeytin ağacının yangında kül olduğunu belirterek, "10 dönüm kül oldu. Evlerde yangın yok ama yanacak diye korkuyoruz. Oradan da geliyor yangın, buradan da geliyor. Her an yanabilir." dedi.

“BUNDAN SONRA NE ZEYTİN EKMEYE GÜCÜM VAR NE DE TOPLAMAYA”

Zeytinden başka geliri olmadığını belirten Sabiha, yangından sonra karşı karşıya kaldığı zorlukları şu sözlerle anlattı: "Benim 400 zeytin ağacım yanmış. Benim bundan sonra ne zeytin toplamaya gücüm var, ne zeytin ekmeye umudum var. Belim sakat, bacaklarım sakat, kolum sakat, böbreklerimde problem var. Bacaklarım kapkara. Bir de evim yanarsa ben ne yaparım? Bir aylıkla ben bu evi nasıl yaparım? Eskiden 5-10 koyunum vardı. Sonra ben hasta oldum, kocam hasta oldu, bakamadık. Amcasının oğlu aldı koyunları, onlar baktı, Allah razı olsun."

Dedeağaç'ta 19 Ağustos'ta çıkan yangın hala kontrol altına alınamadı.

"Kuru otlar temizlenmediğinde felaket oluyor. Yangın sıçrıyor."

Atina'nın kuzeyindeki Agia Parakevi sakinlerinden Yorgos Thanasis, evini yangından kurtaran itfaiyecilere minnettar olduğunu belirterek, "Onlar olmasa şimdi yanmıştık, her şey kül olmuştu. Kalkıp geldiler, bize yardım ettiler. Evimiz hiçbir hasar almadı." dedi.

Yangınların geniş alanlara yayılmasının durdurulabilmesi için arazi ve bahçelerdeki kuru otların temizlenmesi gerektiğine dikkat çeken Thanassis "Boş arazilerin sahipleri buradaki otları temizlemeliydi. Kuru otlar temizlenmediğinde felaket oluyor. Yangın sıçrıyor. Yukarıda evler yandı." diye konuştu.

ÇOKA: “TÜM HAYVANLAR YANDI”

Agia Paraskevi'deki yangın söndürme ve kurtarma çalışmalarına gönüllü katılan Maria Çoka yaşadıklarını şöyle anlattı: "Dün daha kötü bir durum vardı çünkü bir kadını komşuları yukarıda bırakmıştı. Yangının yaklaştığını da haber vermemişlerdi. Kadın köpeğiyle yalnız kalmıştı. Sonra tanımadığı insanlar indirdi onu aşağı. Gidecek yeri yoktu."

Ormanlarda yaşayan hayvanların yanı sıra evlerde yalnız bırakılan çok sayıda hayvanın da yangında telef olduğunu belirten Çoka, "Tüm hayvanlar yandı. Ben hayvanları kurtarmak için gönüllü çalışıyorum. Hayvanları kurtarıp güvenli bir yere götürüyorum. Zincirle bağlı köpekler vardı, kaçamıyorlardı. Onları kurtardık. Keçiler dağda mahsur kalmıştı. Keçileri de aşağı indirdik. Tabii ki hepsini kurtaramıyoruz, çok hayvan var. Kaçına yetişebiliriz ki?" diye konuştu.

Yangınlarda, 21 Ağustos'ta Viotia ve Meriç Bölgesi'ndeki Kavacık'ta (Lefkimi) toplam 2 kişi yaşamını yitirmişti.

22 Ağustos'ta da Meriç Bölgesi'ndeki Dadia ormanlık alanında, Yunanistan'a Meriç'ten geçmeye çalışan düzensiz göçmenlere ait olduğu tahmin edilen 2'si çocuk 18 kişinin cesedi bulunmuştu.

Bu haber de ilginizi çekebilir: Yunanistan’da yangınlar 6’ncı gününde de söndürülemedi