KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER/ Otizmli çocuklar ve aileleri için eğitim hayatının her aşaması sonu gelmez bir çileye dönüşmeye devam ediyor. Neredeyse her yıl tekrarlanan otizmli çocukların okullara kabul edilmemesi, diğer öğrenci velileri tarafından istenmemesi, yönetmeliğe rağmen gölge öğretmenlerin sınıfa alınmaması gibi sorunlar endişeleri arttırıyor. Yeni eğitim öğretim yılına henüz başlamadan önce bile okullarda Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’ne aykırı uygulamalar sebebiyle derneğe onlarca başvuru olduğunu belirten KEDİ Otizm Derneği Başkanı Serap Dikmen Ahmetoğlu, “Okula erişim imkanı olmayan, özel eğitim sınıflarının eksikliği ve servislerde yaşanan sorunlar sebebiyle özel çocuklarımız her geçen gün evlere hapsoluyor” diye konuştu.
Otizmli öğrencilerin yaşadığı kabul edilmeme, veliler tarafından dışlanma gibi sorunların mevcut sistemle her geçen gün arttığını ifade eden Ahmetoğlu, “Mevcut yasal haklara erişimlere ilgili sorunların yanı sıra düzenlenmeye ihtiyaç olan konular da var. Bu konularda etkin bir çalışma yapılmaması birçok sorunu beraberinde getiriyor. Kaynaştırma, bütünleştirme sistemi içinde akranları ile gerçek anlamda kaynaştırılmayan ve bütünleştirilmeyen çocuklarımız okullarda büyük bir yalnızlığın içinde. Olumsuz etkileri bulunan bu yalnızlığa ek olarak akran zorbalığına yoğun bir şekilde uğruyorlar ne yazık ki. Öğretmen kadrosunun de yeteri kadar bu konuda bilinç geliştirilmediğine dair yakınmalar geliyor. Yasalar, yönetmelikler mükemmel görünüyor ancak uygulamada büyük sorunlar var. Bunun nedenlerinden biri sahada çalışan öğretmenlerin, müdürlerin, idarecilerin bu konuda çok istekli ve bilinçli olmamaları” diye belirtti.
Uygulanan eğitim sistemindeki kaynaştırma ve bütünleştirme uygulamasının yetersiz olduğundan kaynaklı sorunların ortaya çıktığını belirten Ahmetoğlu, “Kaynaştırmaya yönelik düzenlemenin eksiklikleri çocuğun derslere yoğunlaşmasını engelliyor. En büyük yaşadığı sorun yalnızlık. Bakanlık kaynaştırma ve bütünleştirme sistemini ilke edinmiş durumda. Ancak uygulamada sorunlar yaşanıyor. Bu da yetersizlik anlamını taşıyor. İlkokuldan sonra kaynaştırma öğrencisi sayısı azalıyor. Çok sıkıntı var ve bu çocuklarımıza daha fazla zarar veriyor. Velilerin çoğu çocukları ortaokuldan başlayarak sistemin içinden çekmeye ve maalesef eve doğru itmeye başlıyor. Kaynaştırmayla liseyi bitiren çocuklarımızın bile bu eğitimden ayrıldıktan sonra eve kapandıklarını görüyoruz. Çünkü gidecekleri bir yer yok. Çalışma imkanı yok. Üniversiteyi bitirdiklerinde bile durum böyle. Çocuklar evde problem davranış dediğimiz şeyleri çok fazla sergilemeye başlıyor ve bu nedenle bakım merkezlerine gönderilen çocuklarımızın sayıları çok fazla. Genel olarak farklılıklarla birlikte yaşama kültürü, haklarına saygı duyulmasını ve hatta haklarının teslimi konusunda sıkıntı var. Bunun okullarda verilecek, müfredata girecek, öğrencilerin yaşına uygun, onları içine alabilecek bir eğitim metodu ile aşılabileceğini düşünüyorum. Bu eğitimin yer almadığı her model bizim için eksik kalıyor” ifadelerini kullandı.
ÖZEL EĞİTİM SINIFLARI YETERSİZİzmir’de özel eğitim sınıflarının yetersiz olduğuna ve servis konusunda yaşanan sorunlara dikkat çeken Ahmetoğlu, “Özel eğitim sınıflarının açılması bir takım resmi prosedür gerektiriyor. Bize bu yıl gelen bir vaka örneğiyle bu konudaki yetersizliği açıklayabilirim. Çocuğumuz 8.sınıf öğrencisi. Evine yakın olan ortaokulda ailenin talebine karşın özel eğitim sınıfı açılmadı, eve uzak bir okula yönlendirildiler. Ancak iki ebeveyn çalışıyor ve birlikte çalıştıkları kolaylaştırıcı kişi o uzak okula gidemeyeceğini söylüyor. Şu an çocuk okula gitmiyor. Eğitim hakkını kullanamıyor. Bu konuyu ilde çözemedik, şimdi Bakanlığa bildirdik, sorunun çözümünü bekliyoruz. Özel eğitim sınıflarının materyal ve fiziki koşulları hakkında da bizlere iletilen konular oluyor. Özel eğitim sınıflarının servis konusu da problemli yürüyor. Örneğin, anlaşılan servis firmasının aynı minibüsü başka işlerde de kullanmasından ötürü, çocuğun okulda olması gereken saatlere göre değil, servis firmasının inisiyatifine göre okula götürülüp getirildiğini yaygın olarak görüyoruz” dedi.