Eğitimde nitelik çıkmazı: Derslik eksikliği gericileştiriyor

9 Eylül’de okulların açılmasıyla eğitimin niteliğini artıracak yeteri kadar kütüphane ve laboratuvar bulunmadığı, akıllı tahta ve projeksiyonların olmadığı, öğrencilerin eğitim gördüğü okullarda masa ve sıraların ise çok eski oldukları ortaya çıktı

Haber Giriş Tarihi: 17.09.2024 09:07
Haber Güncellenme Tarihi: 17.09.2024 09:07

SEMİ TEKTAŞ-ÖZEL HABER/ 9 Eylül’de 2023-2024 Eğitim-Öğretim yılının ilk zili çaldı. PISA istatistiklerine göre 37 ülke arasında 31’inci olan Türkiye eğitimin niteliğini artıracak alanları yaratamıyor. Yaratamadığı gibi de var olan alanlar derslik yapılıyor. Millî Eğitim Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de okul/kurum sayısı 74 bin 513 iken kütüphane sayısı ise 43 bin 82 oldu. Okulların yaklaşık 31 bin 431’inde kütüphane bulunmuyor. Ayrıca okulların sadece 12 bin 206’sında spor salonu bulunuyor. Eğitimin niteliğini artıracak en önemli alan olan laboratuvarlar ise beklentilerin çok çok altında kalıyor. Okulların 21 bin 559’unda laboratuvar bulunmuyor. Öğrencilerin eğitim niteliğini artıracak olan akıllı tahtların birçok okulda olmadığı bazı okullarda kara tahta ile eğitimlerin devam ettiği belirtiliyor. Öğrencilerin ders gördüğü masa ve sıraların çok eski olduğu gözlemlenirken kalabalık okullarda eski ve yıkık sıralara 3 öğrencinin oturduğu iddia edildi.

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Nafiz Ceylan, “Milli Eğitim Bakanlığı, okullarda özelliklede İzmir’de yeterli derslik sayısı olmaması nedeniyle nitelik artırıcı bu alanları kapatmak mecburiyetinde kalıyor. Bu alanlar kapatılınca da doğal olarak eğitimin kalitesi düşüyor” dedi.

31 BİN OKULDA KÜTÜPHANE YOK

Türkiye’de, 2024 eğitim-öğretim yılı sonu itibariyle 1 milyon 200 bin 741 öğretmen, 19 milyon 2 bin 58 öğrenci bulunuyor. 74 bin 513 okul/kurum bulunurken 751 bin 569 derslikte öğrenciler eğitim görüyor. İlköğretimde öğretmen başına 16, ortaöğretimde 12 öğrenci düşerken; ilköğretimde derslik başına 23, ortaöğretimde 22 öğrenci düşüyor. 74 bin 513 okulun; 62 bin 307’sinde spor salonu, 21 bin 559’unda laboratuvar, 31 bin 431’inde kütüphane ve 67 bin 767’sinde Z-Kütüphane bulunmuyor. Sayısı tam olarak bilinmemekle beraber okulların çoğunda akıllı tahta bulunmazken, birçok okulda hala öğrencilerin eski ve rahat olmayan masa ve sıralarda eğitim gördüğü belirtildi. Derslik sayısındaki azlık okullarda laboratuvar, spor salonu, resim atölyesi gibi nitelik artıracak alanların kapanmasına neden oluyor.

EĞİTİM GERİCİLEŞİYOR

Okullarda yeterli derslik sayısının olmadığını söyleyen Ceylan, bu yetersizlikten dolayı nitelik artırıcı alanların kapatılıp derslik yapıldığını söyledi. Ceylan, “Eğitimin niteliğinin git gide düştüğünü biliyoruz. Özellikle 4+4+4 eğitim modelinden sonra okullarımızın birçoğunda bilgisayar sınıflarının, laboratuvarlarının kapatıldığını biliyoruz. Bu eğitim modelinin getirdiği sorunlardan sadece bir tanesi. Okullarımızın çoğu yapım aşamasındayken laboratuvar, spor salonunu, resim atölyeleri gibi eğitim niteliği artıracak alanların eksikliği görülüyor. Millî Eğitim Bakanlığı, okullarda özelliklede İzmir’de yeterli derslik sayısı olmaması nedeniyle nitelik artırıcı bu alanları kapatmak mecburiyetinde kalıyor. Bu alanlar kapatılınca da doğal olarak eğitimin kalitesi düşüyor. Düşünün bir okulda bilgisayar sınıfları yok, bir okulda laboratuvar yok, bir okulda spor salonu yok ya da etkinlik yapacağı bir alan yok çünkü boş yer yok. Sınıflarımız çok kalabalık, derslikler yetersiz ve bu yetersizlikler içinde bu tür alanların olmaması eğitim sistemimizde kaliteyi düşürüyor. Artık orta öğretimde de liselerde de bilimsel eğitimden uzaklaşıyoruz. Fen ve Matematik dersleri azaldı. Mevcut müfredat programıyla birlikte artık laik-bilimsel eğitim savunduğumuz bir ortamda eğitimin ciddi anlamda gericileştiğini görüyoruz. Millî Eğitim Bakanlığı bilimsel ve laik eğitimden uzak bir eğitim sürdürme gayretinde olduğunu görüyoruz. Okullarımızda özellikle ÇEDES projeleri eğitim dinselleştirme ve ticarileştirme politikaları sürüyor” diye konuştu.

MEB’İN EL ATMASI GEREKİYOR

Eğitimde yeni bir modele ihtiyaç olduğunu dile getiren Ceylan, “Devlet okullarında olmayan bu alanların özel okullarda olması doğal. Özel okul fiyatlarının milyon TL’ye kadar fiyatını arttırdığı dönemde insanlar çocuklarına yeterli bir eğitim aldırmak istiyor. Ekonomik durumu çok iyi olanların okuduğu devlet okullarında okuyan çocukların ise nitelikli eğitimden geri kaldığını görüyoruz. Bu eşitsizlik ortamında beklentimiz Millî Eğitim Bakanlığı okullardaki durumu tekrar ele almalı. 4+4+4 eğitim modelinin getirdiği sıkıntıları giderek yeni bir eğitim sistemini yaratmalıyız. Çocuklarımızın bilimsel eğitimden uzaklaştığı bu dönemde bilimin önde olduğu çocuklarımıza daha bilimsel bir eğitim vereceğimiz ortamları hazırlamamız gerekiyor” diyerek sözlerini tamamladı.