TUNAY AFYON/ÖZEL HABER- Çanakkale’de geçtiğimiz şubat ayında gerçekleşen olayda 7’nci sınıf öğrencisinin, sınıf arkadaşları tarafından akran zorbalığına maruz kalması nedeni ile kendi hayatına son vermesi, Türkiye’de büyük yankı uyandırdı. Fiziksel özellikleri nedeni ile yapılan akran zorbalığına daha fazla dayanamayan 12 yaşındaki öğrencinin yaşadığı zorbalık sonrası gözler okullara çevrildi. Çocuk ve ergen öğrenciler arasında oldukça yaygın olan ve maruz kalan kişinin hayatını her anlamda olumsuz şekilde etkileyen akran zorbalığı ile ilgili Psikolog İlim Bükülmez, açıklama ve değerlendirmelerde bulundu. OECD verilerine göre akran zorbalığında ciddi artış yaşandığını belirten Bükülmez, duygusal süreçlerini yönetmekte zorlanan çocukların akran zorbalığına daha yatkın olduğunu vurguladı.
Akran zorbalığını, grup içinde bir veya daha fazla çocuğun kendi yaş grubundaki bir çocuğa düzenli olarak zarar verici davranışlarda bulunma şeklinde tanımlayan Bükülmez, akran zorbalığının fiziksel, duygusal, sosyal ve aynı zamanda sözel şekilde de uygulanabildiğini söyledi. Bükülmez, zorbalıkla daha çok okul ortamlarında karşılaştıklarını belirterek “OECD’nin Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) 2022 verilerine bakıldığında zorbalık içeren davranışlara maruz kalan öğrenci ortalaması yüzde 27 olarak belirlendi. 2018 verilerinde ise bu oran yüzde 24 olarak kaydedilmişti. Bu oranlara bakıldığında akran zorbalığının artış gösterdiğini görüyoruz. Hiç beklemediğimiz çocuklar bile işin içinden çıkabiliyor” dedi. Çocuk ve gençlerin bu davranışlarının altında birçok neden yatabileceğine dikkat çeken Bükülmez, “Bunlardan biri, zorbalık yapan çocukların kendi duygusal süreçlerini yönetmekte zorlanması ve düşük öz saygıya sahip olmaları sebebiyle yaşadıkları duygusal sıkıntılarını başkalarına zarar vererek dışa vurmaları olabilir. Aynı zamanda sebeplerden biri de arkadaş çevresi tarafından kabul görmek, popülerlik ve arkadaşları arasında statü kazanmak olabilir. Akran zorbalığının altında yatan diğer sebepleri ise dikkat çekme arayışı, aile veya çevrede gözlemlenen ve normalleştirilmiş şiddet, güç ve kontrol arayışı olarak sıralayabiliriz. Bunlardan her biri veya birkaçı çocuğun zorbalık yapma davranışını etkileyebilmektedir. Her durum farklıdır, bu nedenle zorba davranışları anlamak ve önlemek için geniş bir yaklaşım gereklidir” ifadelerini kullandı. İnsanın gizemli ve emek gerektiren kişilik oluşumuna sahip olduğunu belirten Bükülmez, “Bu nedenle her durum, olay ve çocuğun yaşadığı farklı. Ona uygun değerlendirmeler ve çözümler üretilmelidir” diye konuştu.
Bükülmez, zorbalığa uğrayan çocuklara dikkatli ve destekleyici bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğine dikkat çekti. Her çocuğun yaşadığı olay ve hissettiklerinin farklı olacağı için ebeveyn ve öğretmenlerin, çocuğu hassas bir şekilde dinlemelerinin önemine vurgu yapan Bükülmez, “Ailenin tepkileri çocuğun da tepkilerini etkileyebileceğinden anne-babalar sakin, soğukkanlı bir şekilde duruma yaklaşmalılar ve çocuklarıyla empati yapıp, çocuklarını anladıklarını hissettirmeliler. Verilecek aşırı tepkiler çocuğun daha çok üzülmesine ve utanmasına sebebiyet verebilir. Açık ve samimi bir iletişim kurmak önemli” dedi. Akran zorbalığının doğrudan yapılmadığı bazı durumlar olduğunu da dile getiren Bükülmez, zorbalığın günlük hayat içinde çocukların oyunlarında bir çeşit güç olarak yer aldığını söyledi. Bükülmez, bu tarz oyunlar içinde çocukların arkadaşlarını incittiklerini fark edemeyeceklerine dikkat çekerek, bu durumlarda zorbalıktan çok çocukların güç dengesini nasıl öğrendiklerine dikkat edilmesinin önemli olduğunu kaydetti.
Öğrenciler arasında giderek artan akran zorbalığının önlenmesinde okullardaki rehberlik servislerine çok büyük görev düştüğünü belirten Bükülmez, “Okul ve toplum içinde akran zorbalığını önlemek için farkındalığı arttırmak adına okulların rehberlik servisleri tarafından eğitimler düzenlenmesi faydalı olacak. Öğrencilere empati, hoşgörü ve saygı gibi değerleri vurgulayarak olumlu davranışlar teşvik edilmeli. Akran zorbalığının önlenmesinde ebeveynler, öğretmen ve rehberlik servisi iş birliği içinde olmalı” ifadelerini kullandı. Akran zorbalığının çözümü için geniş yelpazede sorumlulukların paylaşılması gerektiğini vurgulayan Bükülmez, “Okul yönetimi, öğretmenler ve diğer personel, öğrencilerin güvenliğini sağlamak ve akran zorbalığını önlemek için önemli bir rol üstlenmelidir. Veliler, çocuklarının zorbalığa maruz kaldığını fark etmeli ve onlara destek olmalı. Bir diğer taraftan okul ile iş birliği yaparak sorunun çözümü için çalışmaları gerekir” dedi. Akran zorbalığının çözümünde ve önlenmesinde toplumun da genel olarak bu konuda bilinçli olmasının destekleyici bir ortam oluşturacağını kaydeden Bükülmez, başa çıkmakta zorlanılan durumlarda ruh sağlığı uzmanlarından profesyonel bir destek alınmasının önemli olduğunu ifade etti.