Ustalık Telafi Programı, İşsizlik Fonu’nun içini mi boşalttı? Eğitim-Sen soruyor!

Eğitim sistemindeki sömürü çarkının yalnızca MESEM’lerle sınırlı olmadığını söyleyen Eğitim-Sen, Ustalık Telafi Programı’nı işaret etti

Haber Giriş Tarihi: 21.10.2024 15:38
Haber Güncellenme Tarihi: 21.10.2024 15:38

Ustalık Telafi Fonu’nu değerlendiren Eğitim ve Bilim Emekçileri (Eğitim-Sen) Sendikası, Milli Eğitim Bakanlığı’na sorularını yönlendirdi. 

“İşsizlik Fonu’nun içini boşaltan Ustalık Telafi Programını, Milli Eğitim Bakanlığı’na soruyoruz” başlıklı açıklama metninde, “Hükümet, IMF önerileriyle oluşturduğu ekonomik programıyla emekçilerin ücretlerini yaşanılamaz düzeyde tutmakta, diğer yandan ‘Tasarruf Paketi’ adı altında, geniş toplumsal kesimleri eğitimden sağlığa kamu hizmetlerinden mahrum bırakmaktadır” ifadeleri yer aldı.

EMEKÇİLERİN CEBİNDEN ÇIKAN PARA SERMAYEYE AKTARILDI

“Gençlere, kadınlara, emekçilere sabır ve sebat etmelerini öğütlerken, halkın sofrasından çalınanlar patronların cebine girmektedir” denilen açıklamada, “Sermayeye ucuz iş gücü yetiştirme anlayışıyla çocuk işçiliği meşrulaştıran ve çocukları okullarından alıp patronların insafına teslim eden mesleki eğitim merkezleri üzerinden yapılan yolsuzluklar Sayıştay raporlarında belgelenmiş, fakat bu sömürü çarkının yalnızca MESEM’lerle sınırlı olmadığı yakın dönemde ortaya çıkmıştır. Ustalık Telafi Programı (UTP) adı altında işsizlik fonu üzerinden çalışanlar için ödenen ücretlerin, patronların kasasında kaldığı anlaşılmıştır. Eğitimde eşitsizlik, öğrenciler için beslenme sorunları ve okullarda temizlik krizi devam ederken, aracı-danışman kurumlar üzerinden yeni bir yolsuzluk ve rüşvet ağı daha yaratılmış, emekçilerin cebinden çıkan para sermayeye aktarılmıştır” bilgisi paylaşıldı.

SANKİ YENİ BİR İSTİHDAM SAĞLANMIŞ GİBİ…

Açıklamanın devamında, “23.04.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6645 sayılı Kanun ile Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) Kanun’unda yapılan değişiklikle, ‘Tehlikeli ve çok tehlikeli işlerde […] mesleki yeterlilik belgesine sahip olmayan kişiler çalıştırılamaz’ ibaresi eklenmiştir. Buna göre, 22 Nisan 2022 tarihinde 24 alan ve 97 dalda lise, MYO (meslek yüksekokulu) ve lisans mezunlarına yönelik olarak Ustalık Telafi Programı başlatılmıştır. Çalıştığı iş kolunda mesleki belgesi bulunmayan çalışanların bireysel ya da kurumsal olarak MESEM’lere başvurması ve 27 haftalık bir eğitim sonunda bu belgeyi alabilmesi için olanak tanınmıştır. İstihdamı teşvik etmek amacıyla başlatılan bu projenin kısa zaman içerisinde bir servet transferine dönüştüğü ortaya çıkmıştır. İşverenlerin mevcut personelini mesleki belgesi yokmuş gibi göstererek mesleki çaprazlama yoluyla (muhasebe çalışanını kaynakçı, boyacı personeli makineci olarak göstermek vb. yollarla), bu programa kaydettirdiği anlaşılmış, oysa çalışanların programa dâhil edildiklerinden haberleri bile olmamış, bazı çalışanlar ise tehdit edilerek sisteme kayıt ettirilmiştir. Sanki yeni bir istihdam sağlanmış gibi her çalışan için 6 ay boyunca asgari ücretin yarısı alınmış, devletten alınan bu para çalışanlara ödenmeyerek işverenlerin kasasına aktarılmıştır” sözlerine dikkat çekildi.

TOPLUMSAL EŞİTSİZLİKLER DERİNLEŞTİ

Programa usulsüz şekilde yapılan kayıtları gizlemek için aracı-danışman şirketlerin türediğini ve bu firmaların öğrenci başına ciddi miktarlarda komisyon aldığını iddia eden Eğitim-Sen, “Yolsuzluğun gizlenmesi amacıyla da okullara malzeme alımı ve bağış altında rüşvetler verilmiştir. 27 haftalık ders programı için önce bir usta öğreticinin kontrol edip eğiteceği stajyer sayısı 15 olarak belirlenmişken, daha sonra bu sayı 40 kişiye çıkarılarak rantın boyutu da derinleştirilmiştir. 27 hafta sonunda çalışanların en az 2 uygulamalı sınava tabi tutularak ustalık belgesini alacağı ifade edilmesine rağmen, okullarda yeterli öğretmenin bulunmadığı ve projenin teknik olarak mümkün olmadığı en başından beri bellidir. Nitekim program kapsamındaki derslerin ve sınavların neredeyse hiç yapılmadığı, hatta bazı okulların şifrelerini işletmelere verdiği, ‘EMESEM’ adı verilen bu sisteme yapılan kayıtların doğrudan şirket çalışanları tarafından yapıldığı belirtilmektedir. Okullarda temizlik krizine dönüşen personel yetersizliği, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bütçemiz yok denilerek ötelenmekte, eğitimden tasarruf etme anlayışıyla her geçen gün toplumsal eşitsizlikler derinleşmektedir. Ekonomik kriz, toplumsal bunalım yaşam koşullarını katlanılmaz kılarken, rant ve sömürü ahlaksızca devam etmektedir. İktidarın tüm mekanizmalarına işlemiş olan yolsuzluk, beraberinde bir çürüme getirmektedir” cümlelerini öne sürdü.

BU ANLAYIŞIN HER ZAMAN KARŞISINDA DURACAĞIZ

Son olarak ise Eğitim-Sen, MEB’E seslenerek “Ustalık Telafi Eğitimi programından kaç kişi yararlanmıştır? Program kapsamında ustalık eğitimi alarak istihdam edilen çalışanların sayısı nedir? Program kapsamında sınavlara girmiş olan çalışanların sayısı ne kadardır? Program kapsamında ustalık eğitimi belgesi alan çalışan sayısı kaçtır? Bu program sonunda belgelerini alan çalışanların meslek kodları değiştirildi mi? Bu çalışanlar belgelerindeki aynı meslek kollarında çalışmaya devam ediyor mu? Bu program sonunda işsizlik fonu üzerinden işverenlere ödenen toplam miktar ne kadardır? Eğitim-Sen olarak ne bu yolsuzluklarla mücadele etmekten ne de bu utanmazlığa dur demekten vazgeçmeyeceğiz. Emekçilere yoksulluğu, geleceksizliği ve çürümeyi reva gören bu anlayışın her zaman karşısında duracağız” çağrısında bulundu.