Zincirleme sorunlar alarmı! Eğitimde ‘seçmeli’ krizi

Milli Eğitim Bakanlığı’nın seçmeli derslerde yaptığı değişikliği değerlendiren Eğitim-Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Vardal, kararın eğitimin dinselleştirilmesi politikalarının sonucu olduğunu söylerken nitelikli nesiller ve norm kadro uyarısında bulundu

Haber Giriş Tarihi: 20.04.55653 17:40
Haber Güncellenme Tarihi: 20.04.55653 17:40
ilksesgazetesi.com

Geçtiğimiz hafta Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) bağlı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’nın Tebliğler Dergisi’nde yayımlanan yeni bir kararla birlikte ders seçimlerinde değişikliğe gidildi.

Kararla birlikte ortaokullardaki öğrencilere, “insan, toplum ve bilim”, “din, ahlak ve değerler” ile “kültür, sanat ve spor” seçmeli ders gruplarının her birinden en az bir ders seçilmesi zorunlu tutuldu. Yeni karara göre; liselerde sekiz saat zorunlu olan din dersi, ayrıca dört saat zorunlu seçmeli, dört saat de tercihe bağlı seçmeli olacak şekilde toplamda 16 saate kadar yükseltilirken ‘zorunlu ikinci yabancı dil’ dersi de ‘seçmeli’ hale getirildi.

Konuya ilişkin İLKSES’e konuşan Eğitim-Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Necip Vardal, gelecek yıllara ilişkin uyarıda bulunurken, ‘eğitimin dinselleşmesi’ ve ‘norm kadro’ konularına dikkat çekti.

NAKİLLERDE SORUNLAR YAŞANACAK

Kararın akademik başarı konusunda olumsuz etkilerinin olacağını belirten Vardal, “Milli Eğitim Bakanlığı’nın düzenlemesiyle geçtiğimiz yıllarda seçmeli dersler özgürce seçilebilirken bu yıl bir sınırlama getirildi. Mevcut seçeli dersler üç gruba ayrılarak her gruptan bir ders seçilmesi zorunlu kılındı. Yani bir çeşit seçmeli olan dersler zorunlu seçmeli derslere dönüştürüldü. Orta öğretimde de aynı durum var. Ortak derslerde olan ikinci yabancı dil dersi oradan çıkarılarak seçmeli ders haline getirildi. Seçmeli dersler içerisinde akademik başarıya etki eden dersler seçilirken geçtiğimiz yıllarda bu yıl her gruptan bir dersin seçilmesinin zorunlu yapılması, ikinci yabancı dilin seçilmesini zorlaştırmaktadır. Yani ikinci yabancı dil dersi önceden zorunluyken artık seçmeli hale getirildi. İkincisi… Bu durumun özellikle nakillerde yarattığı bir sorun var. Ortaöğretimde okullar arasında yoğun nakiller yaşanıyor. Öğrencinin kaydının bulunduğu okulla gittiği okul arasında eğer yabancı dil seçimi her iki okulda da yapılmamışsa nakil süreçlerinde çeşitli zorluklar olmaktadır. O ders olmadığı için öğrenci dersi alamamakta ya da kendi okulunda seçmemiştir ancak gittiği okulda ikinci yabancı dil seçmeli olarak seçilmiştir. Bu defa da altyapısı olmadan gider. Yani ikinci yabancı dilin seçmeliler arasına alınmasıyla bu tür sorunlar yaşanacak” dedi.

NORM FAZLASI OLUŞACAK

İkinci yabancı dil konusunda yapılan değişikliğin kadrolar konusunda da sorunlar yaratacağına dikkat çeken Vardal, “İkinci yabancı dil derslerinin normuyla ilgili öğretmenlerimizin ders saatleri azalacağı için bu defa bu öğretmenlerimiz norm fazlası olacaklar.  O nedenle bakanlığın burada yeni bir düzenleme yapması ve bu yanlıştan geri dönmesi gerekmektedir. Hem norm fazlası olacak arkadaşlarımızın mağduriyeti giderilmeli hem de ikinci yabancı dilin yine ortak derslerin arasına alınması sağlanmalıdır. Yoksa bu mağduriyet eğitim öğretim yılında ciddi sorunlara neden olacaktır” diye konuştu.

EĞİTİMİN DİNLESELLEŞTİRİLMESİ POLİTİKALARININ SONUCU

Kararın eğitimin dinselleşmesi için atılan bir adım olduğunun altını çizen Vardal, “Yeni kararla birlikte din, değerler ve ahlak grubundan ders seçmeyen öğrenciyi ders seçmeye zorlayan bir durum var. Siyasi iktidar uzun yıllar eğitim alanına müdahale ederek eğitimin dinselleşmesi için bir süreç yürütüyor. Bu, bu sürecin de bir parçası. Eğitim seçmeli dersler üzerinden dinselleştiriliyor. Ayrıca, üst gelir durumuna sahip velilerin, devlet okullarından özel okullara doğru yönelmesine de neden olacaktır. Ekonomik kriz nedeniyle özel okullardaki başvuruların azalması bu yolla giderilmeye çalışılmaktadır. İktidarın ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın izlediği eğitim politikalarının bir sonucu” ifadelerini kullandı.

NİTELİKLİ KADROLARIN YETİŞTİRİLMESİNDE BİR ENGELDİR

Kararın ülkenin uluslararası akademik başarısında da olumsuz etkisinin olacağını ifade eden Vardal, şunları söyledi; “Bu durum PISA sonuçlarına etki edecektir. Öğrencilerin akademik becerilerini ve nitelikli bir eğitimi etkileyecektir. Gelecekte öğrencilerin akademik başarılarına ve üniversite düzeyine olumsuz yansıyacaktır. Yani gençlerin ve öğrencilerin gelecek yaşamına olumsuz etki edecek. Bu ders seçimi bu şekilde kalırsa ekonomik durumu iyi olanlar bunu bir şekilde telafi edecektir. Ama yoksul ailelerin çocukları bundan çok daha olumsuz bir şekilde etkileyecek ve meslek liselerine yöneliş söz konusu olacaktır. Ülkenin nitelikli kadrolarının yetiştirilmesinde bir engeldir bu.”

BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: İmamın görev yeri okul değil camidir