Enflasyonun artış hızı endişe verici boyutlarda

TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarını değerlendiren Ekonomist Küçüközmen, enflasyonun basite alınmamasını ve yükseliş hızının yavaşlatılması için acil önlemlerin alınması gerektiğini vurguladı

Haber Giriş Tarihi: 29.07.55559 10:53
Haber Güncellenme Tarihi: 29.07.55559 10:53
ilksesgazetesi.com

KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Haziran ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Bu verilere göre tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık bazda yüzde 38,21 olurken, aylık bazda ise bir önceki aya göre yüzde 3,92 oranında artış gösterdi. Diğer taraftan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) verilerine göre ise Tüketici Fiyat Endeksi (E-TÜFE) Temmuz ayında bir önceki aya göre yüzde 13,18 arttı. E-TÜFE’nin son 12 aylık artışı yüzde 122,88 olurken 2023 yılı Ocak-Temmuz dönemi enflasyon oranı ise yüzde 69,21 olarak açıklandı. İki kurum tarafından açıklanan rakamların makas genişliğinin fazla olmasına dikkat çekerek ülkede yaşanan enflasyonun basite alınmaması gerektiğini vurgulayan Ekonomist Prof.Dr. Coşkun Küçüközmen, “Şu anda ekonomik krizde olan Venezuela ve Arjantin gibi Latin Amerika ülkelerinin geçmişine baktığınız zaman enflasyon oranlarının 30’larda 40’larda başlayıp sonrasında 70’lere çıktığını ve bir yerden sonra işin ucunu kaçırdıklarını görebilirsiniz. Türkiye’nin de bu duruma düşmemesi için şu anda acilen enflasyonu kontrol altına alacak bir program açıklaması gerekiyor. Çünkü enflasyon çocuk oyuncağı değil” dedi. 

ENFLASYON ÇOCUK OYUNCAĞI DEĞİL

Türkiye’nin öngörülebilir risklere karşı başına gelmeden önlem almadığına dikkat çeken Küçüközmen, “Şubat ayında çok büyük bir deprem yaşadık. Bu depremi yaşamadan önce uzmanlar sürekli olarak uyarılarda bulunuyordu. Ne oldu sonrasında? Önlem almadığımı için binlerce canı kaybettik. Şimdi enflasyonda böyle bir şey. Basite alırsanız ilerleyen süreçte ciddi sorunlar yaratır. Çünkü enflasyon çocuk oyuncağı değil. Şu anda ekonomik krizde olan Venezuela ve Arjantin gibi Latin Amerika ülkelerinin geçmişine baktığınız zaman enflasyon oranlarının 30’larda 40’larda başlayıp sonrasında 70’lere çıktığını ve bir yerden sonra işin ucunu kaçırdıklarını görebilirsiniz. Türkiye’nin de bu duruma düşmemesi için şu anda acilen enflasyonu kontrol altına alacak bir program açıklaması gerekiyor. Fakat bunu yaparken de enflasyonu bir anda geriye çekmek yerine kontrol altına alıp önce yükselişini yavaşlatıp sonrasında ise durdurup geriye çekilmesi lazım. Çünkü enflasyon bu hızda yükselirken bir anda geriye çekmek için zorlamak yokuş aşağı inen bir arabayı bir anda geri vitese almak gibidir. Nasıl ki arabanız bu durumda ciddi hasarlar görecek enflasyonu da bir anda bu şekilde geriye çekmeye çalışmanın ekonomiye ciddi zararları olacaktır” diye konuştu. 

EKONOMİDE KISIR DÖNGÜ VAR

Piyasaların kritik bir eşikte bulunduğunu ve ciddi anlamda çeki düzen verilmesi gereken bir noktaya geldiğini vurgulayan Küçüközmen, “Merkez Bankası geçen hafta enflasyon raporunu paylaştı. Enflasyonu besleyen temel dinamiklerin vergi artışları ve ücretler gibi zaruri artışların olduğunu kabul ediyoruz diyorlar ama üzerine biraz daha talebi kısalım, sıkı maliye politikaları ile vergileri de arttıralım dediğimizde de bu da enflasyona yol açıyor. Şu anda müthiş bir kısır döngü var. En başta düşünülmesi gereken şey; biz enflasyona nasıl saplanıp kaldık sorusudur. Merkez bankasının bu nokta da yapacağı açıklamalar ve ortaya konacak ekonomik model ve bunu inandırıcılığı çok önemli. Hükümet enflasyonu kontrol altına almak yerine döviz girişini ve döviz likiditesini arttırmanın peşinde. Bunu yapmak istiyorlar ama doğru bir uygulama olmadığı için son olarak çıkan verilere de baktığımızda Türkiye’nin ithalatı dünyada en fazla artan ithalat noktasına geldiğini görebiliyoruz. Hal böyle olunca da ülkeye döviz girişi maalesef olmuyor ya da olduğu gibi gidiyor” ifadelerini kullandı. 

VERİLER GERÇEK YAŞAMA UYMUYOR

Konuşmasının sonunda TÜİK tarafından açıklanan verilerin piyasa realitesiyle uymadığını ifade eden Küçüközmen, “Merkez Bankası’nın açıkladığı rakamlar var. Enflasyonu tek haneye indireceklerini belirtiyorlar. Ben tek haneden falan vazgeçtim. Enflasyonun şu artış hızını yavaşlatmak ve durdurmak bile çok büyük bir başarıdır. TÜİK’in açıkladığı rakamlar çok önemli ama vatandaş bir TÜİK’in açıkladığı verilere bakıyor, bir de kendi yaşantılarına bakıyor ve hiçbir bağlantı kuramıyor. Çünkü enflasyonun gerçek ve en derinden hisseden vatandaş, esnaf, emekli ve memurdur” dedi.