Köylüler göçüyor, tarım yok oluyor

Kırsalda gelir ve refah artırılamadığı gibi eğitim, sağlık, kültürel hak ve ihtiyaçların da iyileştirilemediğini belirten Başkan Çakıcı, “Tarımı kurtarmak için göçü durdurmak hatta geriye çevirmek zorundayız” ifadelerini kullandı

Haber Giriş Tarihi: 02.10.2024 09:10
Haber Güncellenme Tarihi: 02.10.2024 09:10

Milli Eğitim Bakanlığınca kamuda tedbir tasarrufu kapsamında Taşımalı Eğitim Yönetmeliği’nde yapılan değişiklik 1 Ağustos 2024 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kamu kurum ve kuruluşlarının harcamalarında tasarruf sağlanması gerekçesiyle yapılan değişiklikler sebebiyle ilçeler ve köylerde ikamet eden öğrenciler sorun yaşıyor. Köylerden okumak için taşımalı sistemle gelen öğrencilerin bir kısmı değişiklik nedeniyle tekrar yatılı okullara dönmek zorunda kalırken, bazıları da eğitimden vazgeçti! Peki, köyler yalnızlaşırken, köylünün en önemli geçim kaynaklarından biri olan tarıma ne olacak?

Konuya ilişkin görüşlerine yer verdiğimiz Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) İzmir Şube Başkanı Hakan Çakıcı, “Çiftçi yaşı 55’i geçmiş durumda. Gençler kırsalı terk ettiği gibi ebeveynler de artık köyü terk ediyor. Tarımı kurtarmak için göçü durdurmak hatta geriye çevirmek zorundayız” dedi.

GENÇLER KIRSALI, EBEVEYNLER DE KÖYÜ TERK EDİYOR!

Yaşananların mutlaka tarımı etkileyeceğini vurgulayan Başkan Çakıcı, şunları kaydetti: “Geçmiş yıllarda da eğitim hakkı göçün önemli bir faktörü olmuştur. Ancak son yıllarda tarımdan elde edilen gelirin düşmesi ve umutsuzluğun artması tabloyu daha da vahim bir hale getirirken, köylünün tarımı ve toprağını terk etmesini de hızlandırdı. Kırsalda geliri ve refahı artıramadığımız gibi eğitim, sağlık ve kültürel hak ve ihtiyaçları da iyileştiremiyoruz. Çiftçi yaşı 55’i geçmiş durumda. Gençler kırsalı terk ettiği gibi ebeveynler de artık köyü terk ediyor. Tarımı kurtarmak için göçü durdurmak hatta geriye çevirmek zorundayız.”

PARA KAZANAMAYAN ÇİFTÇİ TARLASINI SATIYOR

İzmir’deki köyler özelinde de konuşan Başkan Çakıcı, “Karamsarlık ve endişe hakim! Çok sıkıntılı. Özellikle büyükşehre yakınlık avantaj olacağına şehir merkezine göçü hızlandırıyor. Bunda en önemli faktör, şehir merkezine yakın alanlardaki tarım alanlarının emlâk gibi alınıp satılması! Bu neredeyse bir sektör haline geldi. Gerek hobi bahçesi gerekse ‘romantik tarım’ diye nitelendirdiğimiz, ‘birkaç dönüm toprağım olsun’ diyen şehirli insanlar emlak sektöründe çalışıyor. Tarlalar arsa değerinde satılıyor. Para kazanamayan çiftçi tarlasını iyi fiyata satıp tarımdan çıkıyor, tüketici oluyor. Maalesef sanayileşme, imara açılma ve lojistik tesis kurma amaçları tarım topraklarını tehdit ediyor!” sözlerini gündeme getirdi.

ÇİFTÇİLER ÜRETİM MALİYETLERİNİN BASKISI ALTINDA

Gidişata ‘dur’ demek için alınması gereken önlemleri aktaran Başkan Çakıcı, “Öncelikle çiftçinin üretimde kalması için gelirini ve refah düzeyini arttıracak tarım politikaları geliştirmek gerekli. Bunlar; başta üretim maliyetlerinin sübvanse edilmesi, gerçekçi taban fiyatlarının açıklanması, ekilecek ürünlerde çiftçinin yönlendirilmesi ve mutlaka kooperatifleşmenin desteklenmesidir” çağrısında bulundu.

Başkan Çakıcı son olarak, “Türkiye'de çiftçiler üretim maliyetlerinin baskısı altında. Ektiği ürünler 1 yıl para ederken 2 yıl maalesef para etmiyor, çiftçi zora düşüyor. Kooperatifleşme zayıf olduğu için girdilerin tedavi ve ürünlerin satışı konusunda zorlanıyor!” mesajını verdi.