KEMAL ÖZKURT/ İzmir Ticaret Odası (İZTO) Ekim ayı olağan meclis toplantısı Meclis Başkanı Selami Özpoyraz idaresinde, İZTO Yönetim Kurulu Başkan Mahmut Özgener ve meclis üyelerinin katılımıyla İZTO çok amaçlı salonunda gerçekleşti. Türkiye ekonomisi hakkında değerlendirmelerinin yanı sıra asgari ücret hakkında da açıklamalarda bulunan Özgener, enflasyonist ortamda, asgari ücret artışının kalıcı bir rahatlama sağlamayacağını belirterek ekonomik ve sosyal dengeleri hassas bir şekilde gözetecek bir kararın alınmasını ve dengeler gözetilirken, iş gücü piyasasında özellikle kadın iş gücü katılımını artıracak ve dar gelirli kesimlere vergi avantajı yaratacak yapısal kararların bir an önce uygulanması gerektiğini vurguladı.
Dünya ekonomisi, enflasyonist politikalardan çıkarken, hem gelişmiş ekonomiler, hem de gelişmekte olan ülkelerde faiz indirimleri yaşandığını hatırlatan Başkan Özgener, “Türkiye’de tahminlerden daha kötü gelen Eylül ayı verileri sonrasında, faiz indirim süreci ile ilgili belirsizliklerin arttığını görüyoruz. Enflasyonla ilgili belirsizlikler artarken, sanayi üretiminde yavaşlama olduğunu görüyoruz. PMI (İmalat sanayi yöneticilerinin beklentisi), pandemiden beri en sert daralmayı yaşadı. Üretim yerine tüketici tarafında bu yavaşlamayı görmek istiyoruz ama enflasyon beklentilerini aşağı çekecek bir yavaşlamayı henüz tüketici tarafında gözlemleyemiyoruz. Toplam ücretlerin yüzde 43’ünün asgari ücret olduğu bir ortamda, asgari ücret artış oranı hem doğrudan, hem de dolaylı olarak enflasyonu etkiliyor. IMF Türkiye raporundan öğrendiğimize göre; Merkez Bankası asgari ücret artışlarının 2023 enflasyonuna doğrudan artırıcı etkisini 20 puan, 2024 enflasyonuna ise yüzde 10 olarak hesaplıyor. Buna diğer ücretlendirme ve fiyatlama davranışları üzerindeki etkisini de eklersek, asgari ücret artış oranının oldukça önemli olduğunu anlayabiliyoruz. Bugüne kadar deneyimlediğimiz gibi, salt asgari ücret artışıyla, toplumsal refah artışı sağlanamıyor. Çünkü enflasyonist ortamda, asgari ücret artışı kalıcı bir rahatlama sağlayamıyor. Bu bağlamda, ekonomik ve sosyal dengeleri hassas bir şekilde gözetecek bir kararın alınmasını ve dengeler gözetilirken, iş gücü piyasasında özellikle kadın iş gücü katılımını artıracak ve dar gelirli kesimlere vergi avantajı yaratacak yapısal kararların bir an önce uygulanması gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.
Meclis konuşmasında İzmir depreminin yıldönümü vesilesiyle yaptığı açıklamalarda kentsel dönüşümde geç kalındığında dikkat çeken Özgener, “Depremlere karşı dayanıklılığımızı artırmak adına attığımız her adım, gelecekteki olası afetlere daha güçlü ve hazırlıklı olmamız açısından önem taşıyor. İzmir Ticaret Odası olarak, güvenli yapılaşma, afet bilinci ve eğitim konularında farkındalık yaratma sorumluluğumuz çerçevesinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Riski Azaltma Odaklı Kentsel Dönüşümde maalesef geç kalıyoruz. Ülke ölçeğinde kentsel dönüşümün istenilen hızda olmadığını ve bu konuyu sürekli gündemde tutup, süreci tıkayan sebepleri gidererek teşvik edici mekanizmalarla dönüşümü hızla tamamlamamız gerektiğini düşünüyorum. İş dünyası olarak, depreme hazırlık, afet yönetimi ve afet sonrası toparlanma planlarında üzerimize düşeni yapmaya kararlıyız” diye belirtti.