Pamukta rekolte kaybına rejeneraktif çözüm

7 Ekim Dünya Pamuk Günü’nde Söke’de çiftçilerle bir araya gelen IPUD Başkanı Muzaffer Turgut Kayhan, rejeneraktif tarım ile rekolte kaybının önüne geçtiklerini ve bu modelin Türkiye'nin tarım geleceği için önemli olduğunu belirtti

Haber Giriş Tarihi: 08.10.2024 12:38
Haber Güncellenme Tarihi: 08.10.2024 12:38

KEMAL ÖZKURT / Dünya çapında İyi Pamuk standardını belirleyen ve denetleyen bir girişim olan Better Cotton Initiative (BCI) ve pamuk üretiminde sürdürülebilirlik için çalışan İyi Pamuk Uygulamaları Derneği (IPUD) 7 Ekim Dünya Pamuk Günü’nde pamuk sektörünün temsilcileri ile Aydın Söke’de bir araya geldi. Çiftçiler ve sektör temsilcilerinin katıldığı iki günlük saha gezisi sırasında, Türkiye'de iyi pamuk standardında üretim, çırçırlama, pamuk tedarik zinciri faaliyetleri, sahada uzmanlar tarafından uygulamalı olarak anlatıldı. Tarımın geleceği ve verimliliğini arttırmak için susuz tarımın önemine dikkat çeken İyi Pamuk Uygulamaları Derneği Başkanı Muzaffer Turgut Kayhan, “Tarımda yaşanan sorunlar sebebi ile rekolte düşüşleriyle karşı karşıyayız. Fakat biz 6 - 7 senedir gerçekleştirdiğimiz projelerle bu verim düşüşünü önüne geçebilecek adımlar attık. Şu anda bazı kısıtlar var. Rejeneraktife başladığımız günlerde yüzde 20 kaybımız varken bu senenin hasadında söke ovasının ortalaması 350-400 kilolardan gidiyor ama biz 618 kilo verim aldık. tüm pamuk üreticilerinin bu standartlarda üretim yapması için çalışacağız” dedi.

REKOLTE KAYBININ ÖNÜNE GEÇİYORUZ

Türkiye’nin dünyada önemli bir tekstil ve hazır giyim ihracatçısı olduğunu belirterek, bunun sürdürülmesi için iyi pamuk standartlarında üretimin arttırılması gerektiğine dikkat çeken Kayhan, “Son 6-7 senedir tüm Ar -Ge çalışmalarımızı fabrika içinde değil tarlada yapıyoruz. Çünkü pamuk dışarıdan rekabeti olan bir ürün. Dünya nüfusu artıyor. Pamuk üretim alanlarında daralma söz konusu. Su krizi içerisindeyiz ve bu nedenle pamukta rekoltesinde düşüş gözlemleniyor. Fakat biz 6 - 7 senedir gerçekleştirdiğimiz projelerle bu verim düşüşünü önüne geçebilecek adımlar attık. Şu anda bazı kısıtlar var. Çalışmalarımız kendi arazilerimizde gerçekleştiriyoruz. Bunu yayabilmek çok zor çünkü hem eğitim hem de finansal eksiklikler var. Geçiş dönemlerinde verim düşüklükleri olabiliyor ve bu çiftçiyi olumsuz yönde etkiliyor. Tekstil sektöründe, pamuk üretiminden tüketiciye varana kadar izlenebilirlik çok önemli. Biz Söke’deki tesislerimizde bunu yaptık. IPUD olarak da Tarım Bakanlığı ile işbirliği yaparak hayata geçireceğimiz eş değerlik projemizle markalara danışmanlık hizmeti vererek tüm pamuk üreticilerinin bu standartlarda üretim yapması için çalışacağız” diye konuştu.

ONARICI TARIMA TALEP VAR

Rejeneraktif yani onarıcı tarıma yoğun bir ilginin olduğunu ve onarıcı tarımla rekolte kaybının önüne geçtiklerini söyleyen Kayhan, “Rejeneraktif uygulama verimi en yüksek şekilde yapmak daha çok kişiye ulaşmanızı sağlıyor. Rejeneraktife başladığımız günlerde yüzde 20 kaybımız varken bu senenin hasadında Söke Ovası'nın ortalaması 350-400 kilolardan gidiyor ama biz 618 kilo verim aldık. Beni heyecanlandıran onarıcı tarım tarlasında atmosfere salgıladığımız karbondioksiti karbon olarak toprağın içine gömüyoruz. Verdiğimiz zararı gübre olarak toprağın içine gömüp hem atmosferi temizliyoruz hem de verimi artıran bir hale gelmiş durumda. Bunun ölçülebilir olması lazım. Bunun için bir örnek yaratmak istiyoruz. Türkiye’nin geleceğini bununla paralel gideceğini düşünüyorum. Eğer dünyada bugün yapılan tarımın yüzde 49’u onarıcı tarıma döndürebilirsek insanların salgılamış olduğu karbondioksiti yok ediyoruz. Türkiye bu dönüşümü yaşamazsa tekstil tarafında tercih edilebilir ülke olmaktan uzaklaşacağız” şeklinde konuştu.

AB’DEN COĞRAFİ İŞARET ALAN TEK PAMUK

Söke pamuğunun ilk kez  Avrupa Birliği’nden coğrafi işaret belgesi aldığına dikkat çekerek, ayrıca İzmir ve Aydın Ticaret Borsaları ile birlikte 18 bin 500 tonluk saklama kapasiteli lisanslı pamuk deposu kurduklarını söyleyen Söke Ticaret Borsası Başkanı Nejat Sağel, "Bu deponun yüzde 56,5’i Söke Ticaret Borsası’nın, yüzde 15’i İzmir Ticaret Borsası’nın, yüzde 28’i de aydın Ticaret Borsası'na ait. 18 bin 500 ton saklama kapasitesine sahip ve Söke Ticaret Borsası bununla da yetinmeyip Türkiye’de üçüncü yetkili sınıflandırıcı pamuk analiz laboratuvarı kuruldu. Söke deyince pamuk, pamuk deyince coğrafi işaret almak gerekiyordu. Bu coğrafi işareti ilk başta Türk Patent Marka Kurumu'nda tescil ettirdik, sonrasında Avrupa Birliği’nde 1 sene gibi kısa bir sürede tescilini aldık. AB de ilk defa bir pamuk ürünü tescil oldu. Bu çok önemli” dedi.