Zeytinyağı fiyatında yüksek artış beklenmiyor

Geçen yıl 295 TL olarak açıklanan zeytinyağı fiyatının sezon sonunda düştüğünü hatırlatan Hakan Çakıcı, bu yıl fiyatların birçok faktör göz önünde bulundurularak belirleneceğini ve geçen yılki seviyelerin aşılmasının zor olduğunu belirtti.

Haber Giriş Tarihi: 23.12.2024 09:20
Haber Güncellenme Tarihi: 23.12.2024 09:20

KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER - Türkiye, zeytin ve zeytinyağında, dikim alanı ve üretim miktarı açısından dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer alıyor. İspanya’nın ardından ikinci sırada yer alan Türkiye, üretim ve ihracatta önemli bir konuma sahip olsa da sektördeki sorunlar her geçen gün daha da derinleşiyor. Bu sorunların gölgesinde üreticiler, “Zeytinyağı alım fiyatları ne zaman açıklanacak ve hangi seviyede belirlenecek?” sorusunun yanıtını bekliyor. Çiftçiler, emeklerinin karşılığını alıp almayacaklarını merak ederken, zeytinyağı piyasasında alım fiyatlarının açıklanması hem sektörel hareketlilik hem de üreticilerin geleceğe dair planlamaları açısından büyük önem taşıyor. Geçmiş yıllarda fiyatların geç açıklanması nedeniyle zarar gören üreticiler, bu yıl benzer bir durumun yaşanmasından endişe ediyor. Üstelik rekoltenin yüksek olması, zeytin üreticimizin yüzünü güldürmesine rağmen alım fiyatlarının açıklanmaması, üreticiyi zor durumda bırakıyor. Fiyatların geç açıklanmasının birden çok faktörü olduğunu belirten Ziraat Mühendisler Odası İzmir Şube Başkanı Dr. Hakan Çakıcı, bu yıl tüm faktörler göz önünde bulundurulduğunda zeytinyağı alım fiyatlarının geçen yılki fiyatları aşmasının zor olduğunu ifade etti.

REKOLTE YÜKSEK DİYE Mİ AÇIKLANMIYOR?

2024 yılında Türkiye’de zeytinyağı üretiminin 475 bin ton civarında olması bekleniyor. Geçen yıldan kalan en az 100 bin tonluk stok da dikkate alındığında, toplamda 575 bin ton zeytinyağı arzının olması öngörülüyor. Ayrıca, Suriye’den gelecek zeytinyağı ile birlikte Türkiye’nin zeytinyağı üretimi ve arzı 600 bin tonu aşacak. Ancak, İspanya’da zeytinyağı üretiminin normale dönmesi ve diğer önemli üretici ülkelerdeki yüksek rekolteler, fiyatların geçen yılın seviyelerinin üzerine çıkmasını zorlaştırıyor. 2024-2025 sezonu için yapılan dünya zeytinyağı rekolte tahminlerine göre, en büyük üretici olan İspanya’nın üretimi 1 milyon 260 bin ton olarak öngörülüyor. İtalya’da ise üretim 224 bin ton, Yunanistan’da 285 bin ton, Tunus’ta 205 bin ton ve Türkiye’de 475 bin ton olacak. Toplamda, dünya genelindeki zeytinyağı üretiminin 3 milyon 279 bin ton olması bekleniyor.

SON RAKAM 295 TL

Geçtiğimiz yıl TARİŞ, zeytinyağı alım fiyatlarını Kasım ayı başında 295 TL olarak belirlemişti. Son beş yılın alım fiyatlarına bakıldığında, 2019’da 0,3 asitli zeytinyağı alım fiyatı kilogram başına brüt 20 TL, 2020’de 26 TL, 2021’de ise 35 TL olarak açıklanmıştı. 2022’de bu fiyat, yüzde 130 artışla 81 TL’ye yükselirken, 2023’teki artış ise yaklaşık yüzde 263’le 295 TL’ye ulaşmıştı. Bu fiyat, zeytinyağı alım fiyatlarının en yüksek seviyesi olarak kayıtlara geçti. Tarım Kredi Kooperatifleri ise 18 Kasım’da açıkladığı fiyatlarda 0,3 asitli naturel sızma zeytinyağının alım fiyatını brüt 180 TL olarak belirledi. 30 Kasım’da bu fiyat 195 TL’ye çıkarıldı. 0,8 asitli naturel sızma zeytinyağının fiyatı, 18 Kasım’da 145 TL iken, 30 Kasım’da 162 TL’ye yükseldi. Yüzde 5 asitli rafine zeytinyağlarının alım fiyatı ise brüt 131,79 TL olarak belirlendi.

İHRACATTA DURUM NE?

Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) verilerine göre, 2024/2025 sezonunda Türkiye’de zeytin rekoltesi 3 milyon 600 bin ton olarak tahmin ediliyor. Bu miktarın 750 bin tonunun sofralık zeytin, 475 bin tonunun ise zeytinyağı olarak değerlendirilmesi bekleniyor. Yüksek rekolteyle birlikte, 100 bin ton sofralık zeytin ve 200 bin ton zeytinyağı ihracatı hedefleniyor. 2024 yılı Ocak-Ekim dönemi itibariyle, Türkiye’nin zeytin ve zeytinyağı ihracatında dikkat çeken artışlar yaşandı. Siyah zeytin ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17 artış göstererek 135 milyon dolara ulaşırken, 133 ülkeye satış yapıldı. Yeşil zeytin ihracatı da yüzde 5 artışla 41 milyon dolara çıktı ve 123 ülkeye ulaşıldı. Ancak, zeytinyağı ihracatı, ihracat kısıtlamaları nedeniyle yüzde 23 düşüşle 449 milyon dolar olarak gerçekleşti. Buna karşılık, prina yağı ihracatında yüzde 23 artış yaşandı ve 41 milyon dolarlık satış yapıldı. Bu yılın ilk 10 ayında sektörün toplam ihracat geliri 668 milyon dolar olarak gerçekleşirken, yıl sonu hedefi olan 1 milyar dolar hedefinin ihracat kısıtlamalarının etkisiyle biraz gerisinde kalması bekleniyor.

FİYATLAR NEDEN GECİKİYOR?

Fiyatların geç açıklanmasının birden çok faktörü olduğunu belirten Ziraat Mühendisler Odası İzmir Şube Başkanı Dr. Hakan Çakıcı, “2023 yılı az bir üretim yılıydı ve uluslararası piyasalarda da ürün kıtlığı yaşanıyordu. Bu şartlar altında yüksek fiyatlar açıklandı. Ancak sezon sonunda stoklar erimedi ve iç piyasa, açıklanan fiyatları taşıyamadı. İç piyasayı korumak için ihracatı da engelledi fakat bekledikleri gibi düşük bir yağ çıkmadı Türkiye’de. Sezon sonuna doğru piyasada yağ az olunca fiyat artışı beklerken, yağın elde kalmasından dolayı fiyatlar sezon sonuna doğru düştü. Yani buradan geçen sene fiyatlar beklenenin çok üzerinde açıklandığını görebiliyoruz. Çok öngörülerle belirlenmiş bir fiyat değildi açıkçası. Bu yıl neden açıklanmadı diye bakacak olursak; dünyada üretim normale döndü, özellikle İspanya’da ciddi bir artış var. Türkiye’de de artış bekleniyor. Biz de büyük ihtimalle dış piyasaya açılacağız. Bu durumda uluslararası piyasalardaki zeytinyağı fiyatları da bizim iç piyasamızdaki fiyat belirlenmesinde etkili olacak demektir. Öte yandan, yağ oranı konusunda rekolte tereddütleri de olabilir. Hasat bir taraftan devam ediyor. Tüm bu faktörler göz önünde bulundurulduğunda tam doğrusunu bulmaya çalıştıkları için fiyat açıklamada geciktiler” diye konuştu.

FİYATLAR GEÇEN YILI AŞMAZ

Geçen yıl fiyat belirlenirken bazı önemli faktörlerin göz ardı edildiğini söyleyen Çakıcı, “Geçtiğimiz yıl stoklar dikkate alınmadı. Fiyatlar yüksek belirlendi ve bu durum iç piyasayı olumsuz etkiledi. Üretim miktarını, stokları ve ihracat dinamiklerini iyi analiz ederek karar alınmalı. Arkasından ihracatta engellenince açıklanan yüksek fiyatın sezon sonuna doğru düştüğünü gördük. Bu sene tüm faktörleri düşünerek bir fiyat açıklamayı planlıyorlar. Bu yıl çok daha dikkatli ve gerçekçi bir yaklaşım gerekiyor. Hem üreticiyi koruyacak hem de uluslararası rekabeti sağlayacak bir fiyat belirlenmeli. Geçen seneki gibi enflasyonun ve maliyetlerin gereği gibi bu sene de en az 350 lira açıklanır mantığı üzerinden gitmemiz zor. Çünkü hem ürün çok hem de uluslararası piyasalara açığız. O yüzden rakamların geçen seneki fiyatların üzerine çıkması zor gibi gözüküyor” ifadelerini kullandı.

ZEYTİNDE YAĞ MİKTARI AZ

İklim koşulları sebebiyle zeytinde yağ oranının düşük olduğuna dikkat çeken Çakıcı, “Ürün çok gibi görünse de çoğu bölgede zeytinlerin yağ oranı düşük. Çünkü mevsim çok kurak geçti, zeytini şişirecek bir yağış olmayınca zeytinde yağ oranı düşük oldu. Üreticiler, yağmur beklentisiyle hasadı geciktirdi ancak bu da beklenen faydayı sağlamadı. Ürünün rekoltesinin fazla olması bu durumu tolere edeceğini düşünüyorum ama rekolteye göre yağ oranı da az olacaktır” dedi. MARKALAŞMA KONUSUNDA EKSİĞİZ Türkiye’nin zeytinyağı üretiminde ağaç varlığı ve üretim kapasitesiyle dünyada ilk sıralarda yer almasına rağmen, markalaşma konusunda yetersiz olduğunu belirten Çakıcı, “Biz hala dökme yağ satıyoruz. Bu durum, uluslararası piyasalarda fiyat belirlemede elimizi zayıflatıyor. Üretim kalitesindeki başarımızı markalaşma ile destekleyemezsek, dünya piyasasında etkin bir oyuncu olmamız mümkün değil” dedi. Öte yandan, devletin tarım politikalarında daha etkin rol oynaması gerektiğini vurgulayan Çakıcı, “Tarımı yönetmek sadece çiftçiye üreticiye bırakmak değil, devletin bakanlıkların biraz daha aktif ve yönlendirici olması lazım” dedi.