27 Eylül Cuma Hutbesi yayınlandı. İşte 27 Eylül Cuma Hutbesi

Diyanet İşleri Başkanlığı, 27 Eylül Cuma günü için okunacak Cuma hutbesini yayımladı. İşte 27 Eylül Cuma Hutbesi...

Haber Giriş Tarihi: 27.09.2024 13:27
Haber Güncellenme Tarihi: 27.09.2024 13:27

Diyanet İşleri Başkanlığı, 27 Eylül Cuma günü okunacak Cuma hutbesini yayımladı. Cuma Hutbesi, Müslümanların dini bilgiler konusunda bilinçlenmelerini ve farkındalıklarını artırmalarını sağlıyor. Müminleri bir araya getirerek birlik ve beraberliğin önemini vurgulayan Cuma Namazı, Cuma Hutbesi ile daha anlamlı hale geliyor. İşte 27 Eylül Cuma Hutbesi'nin detayları haberimizin devamında...

27 Eylül Cuma Hutbesi

Muhterem Müslümanlar!

Huzur ve güvenin, rahmet ve bereketin kaynağı olan camiler ve mescitler; Yüce Rabbimize kulluğumuzu arz ettiğimiz, hayat rehberimiz Kur'an-ı Kerim'i öğrendiğimiz, rahmet peygamberi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)'in güzel ahlakıyla tanıştığımız mabetlerdir. Cami ve mescitler, aynı safta omuz omuza durduğumuz, birlik ve beraberliğimizi perçinlediğimiz maneviyat ocaklarıdır. İnsanlığı tevhide, kurtuluşa, hayra ve iyiliğe çağıran hakikat merkezleridir. Peygamber Efendimiz (s.a.s)'in buyurduğu üzere, "Şehirlerde Allah'ın en çok sevdiği yerler, camilerdir."

Aziz Müminler!

Camiler, sadece ibadetlerimizi eda etmek için bir araya geldiğimiz yerler değildir. Camiler; kadın, erkek, genç, yaşlı, herkesin ilim ve irfanla buluştuğu, bilgi ve hikmetle yoğrulduğu, adalet ve merhametle şahsiyetini inşa ettiği eğitim yuvalarıdır. Ecdadımız, camilerin bu eşsiz ruhundan ilham alarak muhteşem bir medeniyet inşa etmiştir. Cami merkezli bu medeniyetin özünde Kur'an ve sünnete bağlılık vardır. Vefakâr bir eş, hayırlı bir evlat, şefkatli bir anne-baba, güvenilir bir komşu olmak; akrabayı, yetimi, öksüzü ve kimsesizi gözetmek vardır. Helalinden kazanmak, harama el uzatmamak, yanlış ölçmemek, eksik tartmamak, kimseyi aldatmamak vardır. İş ve çalışma hayatında doğruluğu şiar edinmek, kul ve kamu hakkını gözetmek vardır. Ahîlik geleneğinde yer aldığı üzere, geçmişten günümüze esnaf ve zanaatkâr arasında dayanışma, dürüstlük, adalet, ahlak ve çalışkanlık gibi değerleri özendirmek vardır.

Kıymetli Müslümanlar!

Medeniyetimizin temeli, şehirlerimizin kalbi olan cami ve mescitleri inşa etmek, tamirat ve tadilatlarını yapmak Müslüman olmamızın gereğidir. Onları tahrip etmek, onların içinde ibadet yapılmasına engel olmak, maddi ve manevi anlamda onları işlevsiz kılmak ise büyük bir zulümdür. Bu hususta Yüce Rabbimizin uyarısı gayet açıktır: "Allah'ın mescitlerinde O'nun adının anılmasına engel olan ve onların harap olmasına çalışandan daha zalim kim vardır!" Nitekim bugün Gazze'de olduğu gibi şehirleri işgal eden zalimlerin hedeflerinden biri de camiler olmuştur. Bunun karşısında Müslümanlara düşen, camileri inşa ve ihya etmektir. Camileri ihya etmek ise onların ilim ve irfan merkezi olma hüviyetlerini devam ettirmektir. Camilerde öğrendiğimiz bilgilerle hayatımızı mamur kılmak, onlardan aldığımız feyiz ve bereketle İslam'ı en güzel şekilde yaşayıp temsil etmektir.