“3 Aralık kutlama değil mücadele günü!”

Dünya Engelliler Günü’nde ayrımcı dil ve iletişim engellerine dikkat çeken Kuyumcu, “Engellilerin hak arayışı günlerinde kutlama içeren mesajlar yayınlamayın. Hak savunuculuğu günlerinde eğlence içerikli etkinlikler yapılması kurumların ayıplarını örtme çabası olarak algılanmakta” dedi

Haber Giriş Tarihi: 07.01.54892 23:00
Haber Güncellenme Tarihi: 07.01.54892 23:00
ilksesgazetesi.com

ÇAĞLA GENİŞ-RÖPORTAJ

Bugün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü... Erişilebilirlik, eğitim, çalışma hayatı ve sağlık, Türkiye’de engellilerin en çok zorlandıkları alanlar. Fakat bunların yanı sıra iletişim engelleri ve ayrımcı dil de diğer sorunlu alanlardan. Toplumun en dezavantajlı kesimlerinden biri olan engelli bireylerin günlük hayatta yaşadığı ayrımcılık başta medya olmak üzere pek çok alanda sürüyor. Engellilik hakkında toplumsal iletişim, resmi iletişim, basın organlarında ve sosyal medyada kullanılan iletişim dilinin düzeltilmesi gerekiyor. Engelli Bakım Rehabilitasyon ve İletişim Uzmanı Adem Kuyumcu ile engelli bireylere yönelik önyargıları ortadan kaldırmak ve üretilen ayrımcı dilin önüne geçmek için yapılması gerekenleri konuştuk. 

KUTLANACAK BİR GÜN DEĞİL

Engelli bireylerden bahsederken ve iletişim sırasında dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?

Engellilerin hak temelli savunuculuk günlerinde engelli bireyler ve aileleriyle iletişimde yaşanan sorunları ortadan kaldırmak, kırıcı olmayalım derken ayrımcı dil kullanımını ve geçmişte yapılan yanlış paylaşımları önlemek amacıyla şu hususlara dikkat etmemiz gerekmektedir. 3 Aralık Dünya Engelli Hakları farkındalık günüdür. Engelliler Haftası değil gündür. Engellilik zorunlu bir yaşam biçimidir. Tercih ve keyfi olmadığı için kutlanacak bir durum değildir. Bir insanı engelli olduğu için kutlamak yanlıştır. Engellilerin hak arayışı günlerinde kutlama içeren mesajlar yayınlamayınız.

 

3 Aralık ülkemizde kutlanacak bir günmüş gibi yaşanıyor ve yaşatılıyor. Bu doğru mu?

Çok önemli sorunları olan engelli camiası ve ailelerinin yaşadığı sorunların fark edilmesi, sorunlarına çözümler üretilmesi ve toplumsal duyarlılığın arttırılmasına yönelik paylaşımlar yapılmalıdır. Yaşam hakkına saygı, eşitlik, adalet ve özgürlük içeren, dilek ve temenni ifade eden mesajlar yayınlamak, geçen yıl yapılan hizmetleri ve gelecek yıl yapılacak projeleri anlatmak doğru olandır.  Konunun öneminin farkında olduğumuzu gösterir. Çözüm için çalıştığımızı gösterir. Hak savunuculuğu günlerinde eğlence içerikli etkinlikler yapılması engelli camiası tarafından kurumların ve belediyelerin yapmadıkları görevlerini ve ayıplarını örtme çabası olarak algılanmaktadır. Resmî istatistiklere göre ülke nüfusunun yüzde 12.60’ı çeşitli sınıflarda engellidir. 10 milyon 500 bin civarında engelli birey, aileleriyle yaklaşık 40 milyon kişi engellilik olgusundan doğrudan etkilenmektedir. İstanbul’da 1 milyon 500 binden fazla engelli birey yaşamaktadır. Aileleriyle 5 milyon İstanbullu engellilik olgusundan etkilenmekte ve 4 milyonu da seçmendir. Engelli bireyler ve ailelerinin eşit, adil, güvenli bir yaşam hakkına ulaşmaları için her alanda erişilebilirliği sağlamaya ve güncel bilgilerle donanmış iletişime dikkat etmeliyiz.

O İFADELERİ KULLANMAYIN!

İletişim engelleri ya da ayrımcı dil konusundaki sorunları birkaç örnekle açabilir misiniz?

Engellilik tercih değildir engelliliğe aday olunmaz. ‘Hepimiz engelli adayıyız’ ifadesini kullanmayınız. Engelliliği korkma unsuru olarak ifade ettiğiniz algısına sebep olur. Hepimiz öleceğiz ama bunu sürekli hatırlatmıyoruz. Engellilik zorunlu ve zor bir yaşamdır; bu yaşamı sürdürmek için her alanda engeller vardır. Biz bu engelleri kaldırmak için çalışıyoruz çerçevesinde ifadeler kullanalım. Engellileri birey olarak görmemiz yaşam hakkına saygıdır. Bu nedenle engelli birey, otizmli birey, görme engelli birey, işitme engelli birey, ortopedik engelli birey, zihinsel engelli birey ifadelerini kullanalım. Engelli bireylere ‘özel, melek, masum’ gibi sıfatlar koymak ayrımcı dil olarak algılanmaktadır. Sevmek ve sevilmek başka bir durumdur. Engellileri sevmek eğitimde, sağlıkta, istihdamda, sporda, sanatta ve hayata katılımda karşılaştıkları mimari, fiziki engelleri, iletişim engellerini, hak ihlallerini ya da hiçbir engeli aşmaz. ‘Sevgi engelleri aşar’ veya ‘Engelleri sevgiyle aşıyoruz’ ifadelerini kullanmayınız. Sporda, sanatta, hayata katılımda engel yok gibi ifadeler var olanı yok saymaktır. Sorunları ciddiye almadığımızı gösterir. Her alanda engellerin varlığını kabul ediyor engelleri kaldırmak için çalışıyoruz ifadelerini kullanmak önemlidir.

ENGELLİ TAKLİDİ YAPMAYIN

Merkezi ve yerel idarecilerin bu konuda dikkat etmesi gerekenler neler?

Devleti ve belediyeleri yönetenlerin empati diye tekerlekli sandalyeye oturması, gözlerini bantlaması gibi eylemlerde bulunması yanlıştır. Engellerin kaldırılmasından sorumlu ve yetkili kişi olarak çözüm için dezavantajlı insanların taklidini yapmanıza gerek yoktur. Kanunları uygulamak ve görevi doğru yapmak gerekir. Ayrıca bu taklidi yapanların da deneyimledikleri alanlarda engelleri kaldırmadıklarını defalarca gördük. Bir engelli veya engelli derneği yöneticisi istese bile, bu bir empati şekli görülse bile, yanlıştır, konunun ciddiyetinden uzaktır.