İzmir’de 30 Ekim 2020’de yaşanan depreminin üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen İzmirli depremzedelerin mağduriyeti hala devam ederken sorunları ise yetkili mercilerce çözüme kavuşturulamıyor.
Sisam Adası açıklarında meydana gelen depremde 117 vatandaş hayatını kaybederken depremin yıkıma neden olduğu Bayraklı’da 79 bin 272 bağımsız bölüm yıkılmış ya da zarar görmüş, binlerce vatandaş ise evsiz kalmıştı. Depremin ardından ağır hasarlı yapı sahipleri için hükümet rezerv alanında yeni evler inşa ederken ayrıca farklı proje alanlarında da depremzedeler için konutlar inşa edilmişti. Ancak depremin uzun vadedeki acı yüzü orta ve az hasarı konutları olan depremzedelere görünmüştü.
Orta hasarlı evlerini inşa etmek isteyen depremzedeler ilk olarak emsal mücadelesini ardından da kredi mücadelesini kazanırken ülkenin içinde bulunduğu ekonomik buhran ve ruhsat sorunları nedeniyle depremzedeler hala gün yüzü göremedi.
Öte yandan; depremin 3. Yıldönümünde İzmirli Depremzedeler Dayanışma Derneği(İZDEDA) bugün basın açıklaması gerçekleştirdi.
Açıklamayı tüm depremzedeler adına İZDEDA Kurucu Başkanı Haydar Özkan yaparken Özkan, anlayış ve sabırlarının sonuna gelindiğini söyledi.
Depremzedelerin mağduriyetinin giderilmesi için yeterli adımların atılmadığını belirten Özkan, devlet ve dernek tarafından yapılanları sırlarken yapılmayan birçok şey olduğunu belirterek “Bizler İzmir depreminin üzerinden geçen 36 ayda nelerle karşılaştık hangi sorunlarımızı çözdük hangi sorunlarımız çözülemedi? Çözülen sorunumuz maalesef bulunmuyor. Orta ve az hasarlılarımız için rezerv alandan satış önceliği talebimiz olumlu karşılandı ancak henüz sonuçlanmadı. O yer kavramından mağdur olan depremzedelerimiz için çalışmalarımız devam ediyor. Proje alanında 11 konut, rezerv alanda ise 146 iş yeri kurada çıkmadığı için teslim edilemedi. Hak sahipleri mağduriyeti giderilemedi. 1. Proje alanında daha önce sözünü almış olduğumuz trafo alanı tekrar gündem olmuş ve depremzedeler huzursuzluk yaratmıştır. Bu konunun net bir şekilde sonuçlandırılmasını istiyoruz. Rezerv alanda teslim edildiği duyurulan ve vatandaşların kullanımına başladığı konutlarda çok sayıda eksiklikler olduğu bilgisi gelmekte. Evlerine geçemeyen vatandaşlar ise bunlara rağmen aidatlarını vermeye devam ediyorlar. ‘Teslim edilen’ dairelerin eksiklikleri tamamlanmamasından kaynaklı hala kira ücreti ödemeye devam ediyoruz” dedi.
Çözüme kavuşturulamayan en önemli sorunun kredi sorunu olduğunun altını çizen Özkan, zaman geçtikçe mağduriyetlerinin arttığına dikkat çekerek “Sözü geçen 0,79 faiz oranı 10 yıl vade 1 milyon 250 bin TL krediyi yukarıda bahsettiğimiz gibi sadece 1 bina kullanabildi. Faiz oranı 2,59’a yükseldi. 5 Ekim 2023 tarihinde yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesinde orta ve üstü seviyedeki hasarlı binalar için verilen hibe ve kredi desteği sadece 6 Şubat depremzedeleri ve 11. il olarak ilave edilen Elâzığ depremzedelerini kapsamaktadır. Bu karar İzmir depremzedelerini derinden yaralamıştır. Peki İzmir’in, İzmirlinin temsilcisi 28 milletvekili bu konuda niye sessiz kalmaktadır? Kapıcılar ve kiracılar için bir türlü çözüm bulunamadı. Mağduriyetler 36 aydır devam ediyor. 36 aydır mahkeme kapılarında ödediğimiz DASK sigortalarının karşılığını almak için mücadele verip para harcıyoruz. Türkiye’de deprem için toplanan ancak 30 Ekim’de yararlanamadığımız deprem vergisini 36 aydır vermeye devam ediyoruz. Bunların yanı sıra 6 Şubat depremi sonrası bir kereye mahsus toplanan 2 defalık MTV vergisini biz İzmir depremzedeleri de veriyoruz. Bayraklı’da yıllardır oluşan demografik yapı 30 Ekim sonrası maddi yetersizliklere boyun eğiyor. İlçe sınırlarında bulunan demografik yapıda büyük oranda bir değişim söz konusu. İzmirli depremzedelerin kadar mütekaitlerin iki dudağının arasına bırakıldı. Aracı olması gereken kurumlar depremzede yanında yer alıp hak mağduriyetlerinin önüne geçemedi Her gün depremin gerçekleştirdiği ülkemizde, deprem bölgesinde yer alan İzmir’de 36 ay geçmesine rağmen depremzedeler hala maddi yetersizlik nedeniyle hasarlı konutlarda oturmaya devam ediyor. Olası bir can kaybının sorumlusu sizce kim olacak? 1 milyon lira kredi çekmiş olsak ve bunu 0,79'dan çekeceksem aylık ödemem 12 bin 929 liraydı. 2,79'a çıkınca 28 bin 966 liraya çıktı. Bu aylık 16 bin lira fark demek” diye konuştu.
YA EVLERİMİZİ YAPACAĞIZ YA BU DİYARDIN YOL ALACAĞIZ
Çözüm için 2024’e kadar süre verdiklerini ifade eden Özkan, şunları söyledi; “İzmir depremzedesi unutuldu. Bundan sonra sırtı sıvazlanan, verilen sözlere inanan, sabırla bekleyen mülayim depremzede olmayacağız. 36 ay sonunda artık yol ayrımındayız. İlk günden beri söylediğimiz ya bir yol bulacağız, ya bir yol açacağız sloganının sonuna geldik. Önümüzdeki 30 Ekim 2024’e kadar ya evlerimizi yapacağız ya da bu diyardan yol alacağız! Depremzedenin dayanacak ne psikolojik ne maddi gücü kalmamıştır!”
“RUHSAT SORUNU MADDİ KAYIP”
Belediyelerde ruhsatların gecikmesine de değinen Özkan, “Depremzedelerimizin bazıları bu konuyla ilgili mahkeme sürecinden bile başlıyor. 3 ayda verilmesi gereken ruhsat zamanında verilmezse kredi faiz oranlarında artış oluyor. Depremzedeler maddi kayba uğratılıyor. Bunun önüne geçebilmek için belediyelerimizin bu konuda daha hassas olmaları lazım. Biz bu konuda çözüm ürettiğimizde alınabilirler. Kendileri bir çözüm üretmeli” dedi.
“ADAYLIK İÇİN BİR BASKI VAR”
Yerel seçimlerde belediye başkan adayı olacağına ilişkin iddiaları da yanıtlayan Özkan, şunları söyledi; “Biz bir ekip çalışması olarak buraya geldik. Şimdi daha büyük bir ekip olduk. Bu konuda ekibimle bir istişarede bulunmadık. Milletvekilliği zamanında milletvekili olmamız için bir baskı vardı. O zaman bunu istememiştim. Köye gidip tavuk besleyecektik. Ama bırakın tavuk beslemeyi arsalarımızda tavuk besleyecek durumdayız. Belediye başkan adaylığı için de bir baskı var. Ama istişare edeceğiz. Önümüzdeki günlerde belli olacak.”
“İZMİRLİ DEPREMZEDELERİN SUÇU NE?”
Geçtiğimiz günlerde AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, İzmir’e özel bir kentsel dönüşüm modeli yasa tasarısı üzerinde çalıştıklarını açıklamıştı. Konuya ilişkin değerlendirme yapan Özkan, “Bizim şu ana kadar aldığımız duyum resmi dairelerle ilgili. Kalan kısımla ilgili bir açıklama yapılmadı. Bizimle istişare yapılmadı. Biz bu konuda hem merkezi hükümet hem de yerel yönetimler açısından dertliyiz. Biz bir bilgi bankasıyız ama bu bilgi birikiminden yararlanmak istemiyorlar. Mesela meclise çağrılıp görüşümüz alınmadı. Bunun bence düzeltilmesi ve eksikliğin giderilmesi lazım. Bu kanun içerisinde depremzedelerin en başta olması gerekiyordu. Ayrıca şöyle bir durumdan da mustaribiz. İzmir depremzedesi ayrımcılığı var. Bizim bir orta hasarlı gerçeğimiz var ve onlar İzmir’de güçlendirme yapacak durumda değiller. Bu kabul edilmiyor. İlk dönemde yaklaşık 5 tane az hasarlı binamız yıkıldı ve yenisi yapılmadı. Bu konuda merkezi iktidarın desteği olması lazım. İzmirli depremzedelerin suçu ne” ifadelerini kullandı.
“YAPTIKLARIMIZIN KARŞILIĞINI GÖRMEDİK”
Özkan ayrıca, merkezi iktidar ve depremzedeler arasında köprü görevi görmesi gereken yerel yönetimlerin de yeterli özveriyi göstermediğini belirterek “bu konu da bizim için olumsuz. Bizim dernek olarak yapmış olduğumuz, arada kurduğumuz bağlar var. Çevre, Şehir içlik ve İklim Değişikliği İl müdürlüğüyle biz onların yüklerini azaltıcı bağ kurduk. AFAD ile biz bağ kurduk, Valiliğin ve hem de belediyelerin yükünü hafiflettik. Hem ilçe hem de büyükşehir belediyesinin kapısına gitmekten kurtardık vatandaşı. Ama bunun karşılığında bir şey görmedik. Eğer görmüş olsaydık şu an bunları konuşmak zorunda kalmazdık” dedi.
KESKİN: İZMİRLİ DEPREMZEDELER AYRIMCILIĞA MARUZ KALDI
İZDEDA Başkan Yardımcısı Aytekin Keskin ise Halkkonut projesine ilişkin bilgi verirken kredi sorunun onları için de büyük handikap olduğunu belirterek şunları söyledi; 6 Şubat depreminden sonra merkezi hükümet depremzedeler için bazı kampanyalar yaptı. Ama İzmirli depremzedeler ayrımcılığa maruz kaldı. Bu haksızlığı reddediyoruz. Halk konut projesi 15 Haziran 2022’de Dilber Apartmanıyla başladı ve 51 konut 3 bin 500 bağımsız bölüme ulaştı. Bizim de en büyük sorunumuz kentsel dönüşüm kredisi faiz oranları. 15 Ağustos’ta 0,79 olan faiz oranı iki ay sonunda yaklaşık 4 kat arttı. Büyük çoğunluğu emekli olan kooperatif ortaklarımız depremzedelerimiz 8 ay önce 10 bin lira ödemek zorunda kalırken bugün 25 bin lira vermek zorunda kalıyorlar. Bizim yetkililerden istediğimiz kentsel dönüşüm kredi faiz oranlarının çok daha düşük tutulması. Bugün sadece kaba inşaat 1 milyon, evlerin yapımı ise 2 milyon civarında. Bu da 10 yıl boyunca ayda 28-30 bin ödeme demektir. Depremzedelerin bunu ödeyebilmesi imkansız. Dolayısıyla bizim yetkililerden istediğimiz kredi faiz oranlarının 0,79’da sabit tutulması.”
“İZMİR BİR PİLOT BÖLGE OLABİLİRDİ”
Merkezi iktidara da eleştirilerde bulunan Keskin, “Türkiye’yi yöneten insanların bir konut politikası yok. Bir afetle karşılaştıklarında sorunu nasıl çözebilecekleri konusunda bir yol haritaları yok. Aslında İzmir pilot bölge olabilirdi. İzmir’de uygulanan çözüm önerileri 6 Şubat depremzedeleri için katkı olabilirdi. Ama 3 yıl sonunda görüyoruz ki bu konuda ortaya konulmuş bir plan, proje ve hedef yok. Bugün depremzedeler mutsuz ve ciddi endişelerle karşı karşıyalar” dedi.
BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Buca Cezaevi alanında Bakanlığın plan yetkisi devre dışı!