Adayın bilgisine değil ideolojisine bakılıyor

Öğretmen alımında yapılan mülakat sisteminin yenilenmesi üzerine bu sistemin de öncekinden farklı olmayacağını savunan Vardal, “Mülakat sistemi dün neye hizmet ettiyse bugün de ona eder” dedi

Haber Giriş Tarihi: 07.06.55740 00:00
Haber Güncellenme Tarihi: 07.06.55740 00:00
ilksesgazetesi.com

Geçtiğimiz günlerde katıldığı bir televizyon programında, öğretmen seçiminde mülakat sisteminin kaldırılacağı iddialarına cevap veren Milli eğitim Bakanı Yusuf Tekin, mülakat sisteminin gerekli olduğunu ve bu kapsamda mülakatın kaldırılması gibi bir şeyin söz konusu dahi olamayacağını dile getirmişti. Eleştirilen mülakat sistemini yenilediklerini ve yeni sistemde iddia edildiği gibi adaletsizliğin mümkün olmayacağını belirten Bakan Tekin, yeni sistemi şu sözlerle anlatmıştı: “Aday kimin huzurunda mülakata gireceğini bilmiyor. Jüri üyeleri kimin mülakata gireceğini bilmiyor. Aday cevaplarını sınavın son 5 dakikası kâğıda yazıp ‘Şunları söyledim’ diye altına imza atıyor ve kamera kaydına da alınıyor.” Bu açıklamanın ardında bir kez daha mülakat sistemini doğru bulmadığını söyleyen Eğitim Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Necip Vardal, “Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in ifade ettiği şekilde bir mülakat olsa dahi mülakat sistemi dün neye hizmet ettiyse bugün de ona eder. Jürilerin ideolojik tutumları ve bu tutumlara bağlı olarak oluşan öznel bir algı söz konusu. Bugüne kadar binlerce insanın hakkı yendi” eleştirisinde bulundu.

O GENÇLERİN GELECEĞİYLE OYNANDI

Bakan Tekin’in aksine öğretmen alımında mülakatın gereksiz ve liyakat anlayışına ters olduğunu savunan Vardal, yapılan tüm mülakatlarda yüksek puan alan gençlerin çoğunun elendiğini ve aslında jürinin adayın bilgisine değil ideolojisine baktığını belirtti. Vardal, mülakat sistemi ve taraflı jüriler nedeniyle birçok gencin geleceğiyle oynandığını vurguladığı konuşmasında: “Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in ifade ettiği şekilde bir mülakat olsa dahi mülakat sistemi dün neye hizmet ettiyse bugün de ona eder. Jürilerin ideolojik tutumları ve bu tutumlara bağlı olarak oluşan öznel bir algı söz konusu. Bugüne kadar binlerce insanın hakkı yendi. Sınavdan yüksek puanlar alan çoğu kişi mülakatta elendi. O gençlerin geleceğiyle oynandı. Şimdi yine aynı sistemi biraz farklılaştırarak bunların olmayacağını söylüyorlar ama mülakat olduğu sürece mümkün değil. Oysa ki yapılması gereken şudur; mülakatın her türlüsünü kaldırarak, öğrencilerin eğitim fakültesinden aldıkları 4 yıllık eğitim sonrasında sınava girerek aldıkları puana göre yerleştirilmeleridir. Bu şekilde hiçbir ayrıma tabi tutulmadan; siyasi düşünce, ırk, cinsiyet ayrımı olmadan yerleştirmeler gerçekleşir” ifadelerine yer verdi.

İNSANLARA BİR ÖZÜR BORÇLARI VAR

Bugüne kadar yapılan tüm mülakatların ister istemez siyasi organlara hizmet ettiğini ve bu sebeple yetkililerin bir özür borçlu olduğunu dile getiren Vardal, “Geçtiğimiz 20 yılı aşkın süre içirişinde kaybedilen güveni kazanmak için bu tarz adımlar yeterli değil. Öncelikle siyasi iktidarın ve Millî Eğitim Bakanlığının bu zamana kadar yürüttüğü mülakat sürecine ilişkin insanlara bir özür borçları var. Yıllardır yaşananlara baktığımızda iktidarın tüm mülakatları kendi ideolojisine uygun kadrolar oluşturma amacıyla kullandığını çok net görüyoruz. Hala bu durum devam etmekte ve siyasi kayırma bitmedi. Her zaman adayın bilgisine değil ideolojisine bakılıyor. Mülakat mekanizmaları politikleşmiş olduğundan adalet duygusu da derinden yaralandı. Bu nedenle yetkililerin bir öz eleştiri yapması şart oldu” şeklinde konuştu.