Adaylar tepki alsa da sandığa yansımayacak

İzmir milletvekili adaylarının açıklanmasıyla birlikle listedeki bazı isimler büyük tepki aldı. Siyaset Bilimci Tanju Tosun, listedeki adaylar tepki alsa da bu durumun sandığa yansımayacağını söyledi

Haber Giriş Tarihi: 24.10.55255 04:20
Haber Güncellenme Tarihi: 24.10.55255 04:20
ilksesgazetesi.com

AYSELİN UZUN - ÖZEL HABER

İzmir milletvekili adayları geçtiğimiz günlerde kamuoyuna açıklandı. CHP’den Yüksel Taşkın, Rıfat Nalbantoğlu gibi isimler tartışma konusu olurken, İzmir’de yükselişe geçeceği düşünülen Türkiye İşçi Partisi’nden İrfan Değirmenci, Yeşil Sol Parti’den ise İbrahim Akın gibi güçlü adaylar dikkat çekti. Konuyu değerlendiren Siyaset Bilimci Prof.Dr. Tanju Tosun, “İzmir’de, seçmen parti özdeşliğinin en yüksek olduğu partilerden biri CHP’dir. Dolayısıyla, rakip partilerin güçlü adaylarının CHP’ye oy kaybettirmesi mümkün değildir. Ancak diğer partilerin de çok zayıf da olsa bir seçmen tabanı mevcut. Bu nedenle, büyük bir etki yapacağı kanaatinde değilim. Belki olası tek etki, CHP’nin bir miktar daha fazla oy toplayabilmesine engel olabilir” şeklinde konuştu.

HER ŞEY TEFERRUAT

Tosun, tartışılan adaylar hakkında şu açıklamalarda bulundu: “CHP’nin İzmir’de bazı milletvekili adaylarının listede bulunmasına yönelik bir tartışma profesyonel siyasetin içinde olanlar ya da particiler dışında herhangi bir karşılığa sahip değil. Aday isimlerine yönelik tepkiler adayların ilk ilan edildiği anda kimi tepkilere yol açsa da, kampanya sürecinde particiler ve seçmenler adayları yakından tanımaya başlayınca bu tepki önemsizleşir. Çünkü, özellikle İzmir örneğinde bakıldığında, CHP’liler için 14 Mayıs seçimi özel bir öneme sahip. O da; seçimi kazanıp, iktidarı değiştirmek, adaylarını Cumhurbaşkanı seçtirmek. Bunun ötesinde her şey teferruat. Aday tartışmalarıyla partiyi yıpratmanın, iktidar değişimine engel olmanın mega maliyetinin farkında ve ona göre hareket edecek politik açıdan bilinçli bir CHP seçmeni var İzmir’de. Onun ötesinde Türkiye’de. Doğaldır ki başlangıçta haklı yerel hassasiyetler, duygusal nedenlerle kimi tepkiler olabilir. Bu da anlaşılabilir. Fakat süreç ilerledikçe başarmaya, kazanmaya odaklanır seçmen. Bu açıdan bakıldığında, zaten konuya ilişkin azalmış olan tartışmaların, seçim yaklaştıkça tamamen söneceğini düşünüyorum.”

14 MAYIS GECESİ GÖRECEĞİZ

MHP’nin uyguladığı seçim stratejisini değerlendiren Tosun, “Bu seçim Türkiye’de seçmenin oy verme davranışı açısından, İzmir başta olmak üzere büyük kentlerde şiddetli bir seçmen tercihlerinde yeniden mevzilenme olma ihtimali yüksek. Bu yeniden mevzilenmeden MHP’nin de payını alması muhtemel. MHP bundan en az düzeyde etkilenmek için seçime ittifak içinde kalmakla birlikte kendi listesinden girmeye karar verdi. Doğru bir stratejidir. Partinin oy gücü açısından ortak listeye kıyasla birtakım dezavantajlara sahip olsa da milliyetçi sağda 14 Mayıs sonrası şiddetlenecek siyasi rekabette ‘Bu bloğun asli, kadim sahibi benim’ mesajı vermek için kendi listesiyle seçime girmeye karar verdiler. Bunun ne gibi etkilere sahip olacağını İzmir ve Türkiye örneğinde 14 Mayıs gecesi göreceğiz” ifadelerinde bulundu.

ÖNEMLİ OLAN İDEOLOJİK BAĞLILIK

Tosun, İzmir’de CHP’ye karşı ideolojik bir bağlılık olduğunu söyleyerek “Bu partilerin İzmir’den güçlü adaylar çıkması dikkate değer tabii ki. Fakat İzmir’i herhangi bir taşra kenti ile, seçmenini de taşra siyasetinde egemen hemşerilik, cemaat, tarikat mensubu, esnaf organizasyonuna, adayın niteliğine bakarak, grup ya da şahıs temelli aidiyetlerin parti tercihlerini şekillendirdiği aynı kategorideki bir kent şeklinde görmemek gerekir. Ayrıca, CHP seçmeninden bahsediyoruz. Bu tür sosyolojik gruplara mensubiyetin, adayların kimliklerinin seçmenin uyarılmış oy kullanmasının en düşük düzeyde kaldığı kentlerden biri İzmir. Adaya, herhangi bir sosyal gruba bağlı olarak oy kullanma eğilimi çok düşük olan bir kent İzmir. Özellikle sosyal demokrat partilerde. Bu çerçeveden bakıldığında, aday faktörü de önemli olmakla birlikte, seçmenin parti tercihini şekillendiren asli dinamik adayların niteliği değildir. İzmir seçmenlerin partisine ideolojik bağlılığın en güçlü olduğu, seçmen parti özdeşliğinin en yüksek olduğu partilerden biri CHP’dir. Dolayısıyla, rakip partilerin güçlü adaylarının CHP’ye oy kaybettirmesi ancak çevredeki küçük, geleneksel ilişkilerin olduğu ilçelerde sınırlı düzeyde olabileceği varsayımsal olarak düşünülse de, oralarda da bu partilerin çok zayıf bir seçmen tabanı mevcut. Bu nedenle, herhangi bir etki yapacağı kanaatinde değilim. Belki olası tek etki, CHP’nin bir miktar daha fazla oy toplayabilmesine engel olabilir. Fakat bu seçmen zaten CHP’ye oy verme eğilimi de düşük olan seçmen olduğu için, CHP açısından oy kaybı anlamında dikkate değer bir aritmetik etkiden söz edemeyiz” dedi.