ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Kahramanmaraş’ta 9 saat arayla meydana gelen ve çevre illerde de büyük yıkıma neden olan 7,7 ve 7,6’lık depremlerin yankıları sürüyor. Enkaz altında kalan vatandaşlar için yürütülen arama kurtarma çalışmalarında kritik saatlere girilirken, Türkiye’nin dört bir yanından belediyeler de deprem bölgesine yardım ve destek götürmek için seferber oldu. Felaketin ardından ilk olarak Gaziantep’e giden ardından da Hatay’a geçen Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, bölgeden izlenimlerini anlattı.
HİÇ DOKUNULMAMIŞ ENKAZLAR VAR!
Depremin yıktığı yerlerden Gaziantep’in köyleri ve Antakya’daki acı tabloyu anlatan Tugay, “Şu an Antakya merkezdeyiz. Dün Gaziantep ve civarındaydık. Pek çok yere gittik, gittiğimiz yerlerden biri de Kayabaşı Köyü’ydü. Civarda birkaç tane köye daha gittik. Yardım malzemesi aracımız burada. Hem ortamı görelim hem de dağıtımda olalım diye geldik. Çünkü dağıtımların nerede, kime ve nasıl yapılacağı da belli değil burada. Burada bir koordinasyon yok. O yüzden bir karmaşa var. Çok fazla sayıda yardım aracı var ortalıkta ancak nereye geleceğini ve ne yapacağını bilemiyor. Herhangi bir dağıtım noktası oluşturulmamış. Henüz çadır kent ve konteyner yerleşim alanları oluşturulmuş değil. Var ama küçük küçük ve yetersiz. Çoğu insan hala sokakta. Hiç dokunulmamış birçok enkaz var. İçinde insan olduğuna dair daha net bilgi olan yerlere müdahale edilmeye çalışılıyor anladığım kadarıyla. O kadar çok enkaz var ki şehrin abartısız yarısı enkaz halinde. Bazı binalar tamamen yıkılmış, bazısı ağır hasarlı... İnsanlar evlerini, enkazdaki yakınlarını bırakıp gitmek istemiyor. Düzenli afet yerleşim alanına henüz düşünmüyor buradaki dağınıklık hali. Böyle olunca da düzen sağlanamıyor. Yardımların ulaştırılmasında ve kurtarma çalışmalarında da bir dağınıklık var” dedi.
SOSYAL VE EKONOMİK SONUÇLARI AĞIR OLACAK
On binlerce insanın hala enkaz altında olduğunu dile getiren ve yaşanan felaketi “Türkiye’nin şimdiye kadar yaşadığı en ağır durumlardan biri” sözleriyle özetleyen Tugay, “Biraz önce Antakya merkezdeki kurtarma çalışmalarından birinde canlı birinin olduğu söylenen bir enkazın üzerinde çalışma vardı. Ama ben açıkçası bu saatten sonra çok zor olduğu ve mucizelere bağlı olduğunu düşünüyorum. Tahminim on binlerce insanın hala enkazların altında olduğu. Çok geniş bir alan ve Gaziantep’ten Antakya’ya gelirken geçtiğimiz tüm yerleşim yerleri irili ufaklı hepsi hasarlı binalarla doluydu. Hasarsız bir yer yok, köyler ve kasabalar dahil. Kırıkhan mesela adı hiç geçmiyor ama o da çok kötü durumda. Samandağ, İskenderun da aynı şekilde... Biraz durumu doğru anlayalım ve doğru organize olalım diye buraya geldim. Görünen tabloda devletin tüm güçleriyle ortak bir koordinasyon içinde olması lazım... Bu henüz oluşmuş değil. Bu problem önümüzdeki 1-2 haftada çözülecek bir şey değil. Buradaki sorun en az 1-2 yıl devam edecek. Bu kadar evsiz kalan insan nasıl normal yaşam koşullarına erişecek? Bu enkaz nasıl kaldırılacak? Yeni yerleşimler nasıl oluşturulacak? Buradaki durum Türkiye Cumhuriyeti’nin şimdiye kadar yaşadığı en ağır durumlardan birisi... Bunun hem sosyal hem ekonomik sonuçları gerçekten sıkıntılı olacak. Bu kadar evsiz kalan ve normal hayat düzeni bozulan insan nasıl tekrar normalleşecek bilmiyorum. Ama bizim bütün kamusal gücümüzü ve halkın gücünü birleştirip koordine edip, en verimli şekilde kullanmamız lazım. Bunun için organizasyonlar yapmamız lazım” ifadelerini kullandı.
‘NE OLACAĞIZ BİZ?’ DİYE SORUYORLAR
Bölgede su ve tuvalet olmadığı için hijyen eksikliğinden kaynaklanan sağlık sorunlarının yaşanabileceğini söyleyen Tugay, “Su, elektrik, tuvalet yok. Bir süre bu şekilde idare edebilirsiniz ama duş almadan ne kadar idare edebilirsiniz? Bunun arkasından sağlık sorunları gelmeye başlayacak. İnsanların hijyenden kaynaklanan sağlık sorunları olacak. Beslenme ile ilgili sorunlarla kaynaklanan şeyler olabilir. Zaten kronik hastalıkları olan insanlar var. Dünden beri birçok diyaliz, şeker, Parkinson ve yatalak hastalarla karşılaştık. ‘Ne olacağız biz?’ diye soruyorlar. Hiçbir cevap veremiyoruz. Onların bir merkezde toplanıp bakım altında olması lazım. Çocuklar da çok ağır tehdit altındalar. Dün kadınlar çaresizce temiz iç çamaşırı sordular bize. Arkadaşlarımıza haber gönderdik, temin edip gönderecekler. Gaziantep’in merkezinde şu anda bir fırın yok ki ekmek yapıp dağıtsın. Doğalgaz tamamen kesik ve her şey ona bağlanmış. Fırınlar, restoranlar çalışmıyor. Marketlerin hepsi kapalı. Şehir terk edilmiş şekilde. Her yer çöp içinde, her yerde çöp yığınları var. Bunlar da ayrıca bir çevre sağlığı sorunu yaratacak. Olabilecek en kötü şeylerden biri oldu. Bir savaş çıksaydı, saldırıya uğrasaydık ancak bu kadar hasar görürdük. Çok bilinçli bir koordinasyon çalışması gerekiyor eğer bu yapılmaz bu iş çok daha acı verici hale gelecektir” şeklinde konuştu.
HER YERDE CESETLER VAR
Sokakların enkaz altından çıkarılan cesetlerle dolu olduğunu aktaran Tugay, şunları söyledi: “Her yerde cesetler var. Sağımızdan solumuzdan ölüler taşınıyor. Bakmak istemiyoruz artık, üzülüyoruz. Ceset torbası ihtiyacı olduğunu, ölüleri çöp poşetlerine koymak zorunda kaldıklarını söyledi bir hastaneden doktor arkadaşım. Normal cenaze işlemleri yapılmadan ölülerini defnetmek zorunda kalıyor insanlar. Sayı söylenen rakamın çok üzerindedir, olmaması mümkün değil bu kadar yıkımın altında. Bir koordinasyon olmazsa bu durum çok daha ağırlaşarak devam edecek. İyiye doğru değil daha kötüye gideceğiz. Bunun anlaşılması ve gerekenin yapılması lazım. Bu hepimizin sorumluluğu... İçimizdeki üzüntüyü hafifletmek için hazırlayacağımız bir paket bu işi çözmez. Ya da bir tır, kamyon... Bunun daha planlı ve organize bir şekilde olması lazım. Bu insanların sağlık hizmetine, ilaca, gıdaya ihtiyacı var.”