Afet bölgesini anlattı: Kolera tehdidi, psikolog çağrısı!

Depremin ardından sağlık hizmeti vermek için bölgeye giden Dr. Zülfikar Cebe, ishal ve enterit vakalarında artış yaşandığını belirtti ve ‘kolera’ tehdidine dikkat çekti. Cebe ayrıca, “Ağır ruhsal problemler yaşanıyor. Psikolog ve psikiyatristler sahada görevlendirilmeli” dedi

Haber Giriş Tarihi: 09.09.55091 01:00
Haber Güncellenme Tarihi: 09.09.55091 01:00
ilksesgazetesi.com

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER

Tarihin en büyük deprem felaketlerinden birini yaşayan Türkiye, Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki depremin neden olduğu yıkımla mücadeleye devam ediyor.  Kahramanmaraş’taki ilk depremin hemen ardından yola çıkan sağlık ekipleri, afet bölgelerinde sağlık hizmeti verebilmek için canla başla çalışmayı sürdürüyor. Felaketin ilk günlerinde görevlendirmeyle İzmir’den Hatay’a giden ardından da Adana’ya geçen Türk Tabipler Birliği (TTB) Üyesi Dr. Zülfikar Cebe, bölgede ishal ve enterit vakalarında artış yaşandığını ve bunların bir süre sonra koleraya dönüşme ihtimali olduğunu vurguladı. Merkezden uzak bölgelerde ciddi hekim ihtiyacı olduğunu ifade eden Cebe, depremden etkilenen kişilerin ruhsal sağlığının da korunması gerektiğini söyleyerek “İntihara meyilden tutun da aklınıza gelebilecek birçok ağır ruhsal problemler yaşanıyor. Bu yüzden psikolog ve psikiyatristler sahada görevlendirilmeli” uyarısında bulundu.

İZMİRLİ HEKİM AFET BÖLGESİNDE

TTB Merkez Konseyi eski Üyesi olan ve yıllarca başka illerde tabip odası başkanı olarak görev yapan Cebe, “İlk günden hem TTB hem Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) listelerinden gönüllü yazdırmıştık kendimizi. Sağlık kurumlarında da görevlerimiz bulunduğu için Sağlık Bakanlığı ve İzmir İl Sağlık Müdürlüğü’nün organizasyonu ile bölgeye geldik. İlk günlerde Hatay’daydım, şimdi Adana Devlet Hastanesi’nin Acil Servis’ini destekliyoruz” dedi.

BÜTÜN HASTANELER DOLU

Adana’daki hastanelerin tümünde diğer illerden gelen yaralıların tedavi edildiğini belirten Cebe, “Çok yoğun geçiyor. Dinlenme saatlerimizde de çevre illere gitmeye çalışıyoruz. Hatay’da TTB’nin bir sağlık çadırı kuruldu. Dün orada hem ilaç tasnifi yaptık hem de gelen hastalara baktık. Adana, sağlık alanında lojistik üs diyebilirim. Buraya genellikle Hatay ve Osmaniye’den yaralı transferi yapılıyor. Adana da depremi yaşadı ama diğer iller gibi değil. Ama Hatay’da hala gidilmemiş enkazlar var. Bu depremde her yerde 48 saatlik bir gecikme ile müdahale başladı. TTB, Adıyaman, Hatay ve Kahramanmaraş’ta sağlık çadırı kurdu. Adana’da bütün hastaneler dolu. Hatay’ın durumu kötü. Ayakta kalan binalarda ağır hasar var. Gıda, giyim, temiz içme suyu konusunda şu an bir problem yok diyebilirim. Ama bu işin daha çok barınma, ısınma, beslenme ve sağlık hizmeti ile ilgili alanlara taşınması gerekiyor. Kentin neredeyse tamamı hasarlı” diye konuştu.

KOLERA RİSKİ VAR

Hijyen sorunu nedeniyle salgın hastalıkların büyük bir risk olduğuna dikkat çeken Cebe, ishal ve enterit vakalarında artışa değindi ve bunların bir süre sonra koleraya dönüşme ihtimaline vurgu yaptı. Cebe, “TBB ve tabip odaları olarak, en çok önemsediğimiz konu salgın hastalıklar. Kolera mesela. Acilde bakıyoruz, ishal ve enterit vakaları artmaya başladı. Bunların bir süre sonra kolera vakalarına dönüşme ihtimali var. Hijyen koşullarının yetersizliği, enfeksiyon hastalıklarını arttırıyor. Aynı zamanda enkazda hala insanlar var. Bunlar başlı başına ayrı bir problem. Çevrede enfeksiyon kaynağı olabilecek birçok mesele var. dolayısıyla enfeksiyon ve salgın hastalıklar en büyük risklerden biri. Maalesef enkaz altındaki cesetlerin de hastalık yayma riski var. Tam sayı bilinmemekle birlikte, kabaca yıkılan bina ölçeğinde bakıldığında hala çok ciddi anlamda enkaz altında insan olduğunu söyleyebiliriz. Umut ediyoruz ki canlı olsun ama biz çok iyi biliyoruz ki artık zor. Günler sonra enkaz altından çıkarılanların sağlığına kavuşması da kolay olmuyor. Crush sendromu dediğimiz, büyük tramvaya ya da hipotermiye bağlı gelişen başka sağlık sorunlarını düzeltmek her zaman mümkün olmuyor. Enkaz altında geçen süre uzadıkça yaşam şansı düşüyor” ifadelerini kullandı.

PSİKOLOJİK DESTEK ŞART

Depremden etkilenen kişilerin ruhsal sağlığının da korunması gerektiğini dile getiren Cebe, “Enfeksiyon ve salgın hastalıklarla ilgili acilen tedbirler almak gerekiyor. Bunun için özellikle salgın bölgelerine hekim görevlendirmeleri devam etmeli. Sahra hastaneleri, çadır poliklinikler, ilaç destekleri devam etmeli. Hijyen malzemelerinin temini de çok önemli. Koruyucu sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması çok hayati. Çok sayıda travmatik hasta var. Çadır kentlerin yanına mutlaka seyyar hastanelerin ve polikliniklerin kurulumu önemli. Bölgede en büyük sorun koordinasyon problemi. Sahadan veri alıp ona göre planlama yapmak yerine daha merkezi bir bakış açısı ile yapıldığında yetişmiş insan gücü olan hekimin çok iyi değerlendirilemediğini görüyoruz. Uç yerlere ihtiyaç çok fazla var. Örneğin Samandağ’da ciddi bir hekim ihtiyacı var. Aile Sağlığı Merkezleri ciddi zarar görmüş, oradaki hekimler de travmatik. Yakınları hayatını kaybetmiş, yaralı olanlar var. O bölgelerdeki hekimleri de dinlendirmek ve oradan uzaklaştırmak gerekiyor. Bu iş bir haftalık değil. Mutlaka hekim desteği sağlanmalı. Sadece birinci basamak değil cerrahi branşlar için de. Psikolojik destek birimleri de mutlaka sahada olmalı ve bu destek sunulmalı insanlara. Çünkü tramvaya bağlı ciddi psikolojik bozukluklar gelişiyor. İntihara meyilden tutun da aklınıza gelebilecek birçok ağır ruhsal problemler yaşanıyor. Bu yüzden psikolog ve psikiyatristler sahada görevlendirilmeli” açıklamasını yaptı.