Cezayir'de düzenlenen toplantılarda, “Cezayir için Siyasi ve Güvenlik Öncelikleri ve Zorluklar & NATO ile İlişkiler”, “Cezayir'deki Uluslararası Kuruluşların Temsilcileri ile Diyalog”, “Cezayir ve Avrupa Arasında Ortak Enerji Güvenliği Çıkarları”, ve “Ulusal Konsey Üyeleri ile Sivil Toplum Kuruluşları Arasında Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) Bölgesindeki Güvenlik ve Avrupa ile İlişkiler Üzerine Görüş Alışverişi” gibi önemli konular ele alındı.
Toplantıların ardından Türkiye'ye dönen Dr. Mehmet Kasapoğlu, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Cezayir ile ilişkilerine ve İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına değindi. Kasapoğlu, Cezayir'in Gazze konusunda sergilediği çabaları takdirle karşıladıklarını belirterek şunları söyledi: “Türkiye ve Cezayir, beş asırlık ortak bir tarihe sahip, dost ve kardeş ülkelerdir. Son dört yılda, her iki ülke Cumhurbaşkanlarının samimi ve yapıcı çabalarıyla ilişkilerimizde kaydedilen olumlu gelişmelerden büyük memnuniyet duyuyoruz. BM Güvenlik Konseyi'nde daimi olmayan üye olarak Cezayir'in Gazze konusunda gösterdiği yoğun çabaları ve Filistin'in BM'ye tam üyeliği için yaptığı çalışmaları takdirle karşılıyoruz."
Uluslararası toplumun Gazze'yi yalnız bırakmaması gerektiğini vurgulayan Kasapoğlu, "Gazze'deki insani durum felaket boyutuna ulaşmıştır. İsrail'in bölgedeki saldırganlığı, Gazze'deki sivillerin karşı karşıya olduğu korkunç koşulları daha da derinleştirmemelidir. Sahadaki koşullar her geçen gün daha kötüye gitmektedir. Ekim ayının başından bu yana Gazze'ye ya çok az insani yardım ulaşmakta ya da hiç ulaşmamaktadır. İsrail'in Lübnan'a yönelik kara harekâtı ve işgali, bölgede ve uluslararası alanda güvenlik ve istikrara ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Ayrıca, Lübnan'daki siyasi istikrarı korumak için görev yapan UNIFIL güçlerine yönelik İsrail saldırıları da kabul edilemez. Türkiye, UNIFIL Deniz Görev Gücü'ne bir firkateyn ve UNIFIL karargahına beş personel ile katkı sağlamaktadır. İsrail'in durdurulması için kapsamlı bir silah ambargosunun yanı sıra siyasi baskının da artık zamanı gelmiştir. Aksi takdirde, İsrail savaşı kendi başına durduramayacaktır. BM Daimi Temsilciliğimiz bu konuda bir girişim başlatmıştır. Silah ambargosunun, sahada ateşkesin sağlanmasında önemli bir rol oynayabileceğine inanıyoruz" dedi.
NATO Parlamenter Asamblesi toplantısının Cezayir'de düzenlenmesinin, Türkiye ile Cezayir arasındaki ilişkilere de önemli bir katkı sağladığını belirten Kasapoğlu, "Bu toplantılar yalnızca savunma ve güvenlik meselelerine odaklanmakla kalmadı; aynı zamanda geçmişteki güçlü bağlarımızı pekiştirmek ve gelecekteki ortak hedeflerimizi güçlendirmek için büyük bir fırsat sundu. İki ülke olarak, daha güçlü bir iş birliği için birlikte hareket etmenin ne kadar değerli olduğunu bir kez daha görmüş olduk" dedi.
Kasapoğlu, bu ziyaretin, NATO Parlamenter Asamblesi üyeleri ile Cezayir'in daha iyi anlaşılmasına ve bölgesel güvenlik sorunlarına ortak çözümler geliştirilmesine olanak tanıdığını da vurguladı.