TENZİLE AŞÇI
Menderes Cumhuriyet Başsavcılığı talimatıyla geçtiğimiz Temmuz ayında Menderes Belediyesine yönelik 'yolsuzluk' iddialarına ilişkin düzenlenen operasyon kapsamında görevden uzaklaştırılan Menderes Belediye Başkanı Mustafa Kayalar, göreve iadesi için ikinci kez hakim karşısına çıktı.
Geçtiğimiz aylarda Kayalar'ın göreve iadesi için dava açılırken dava, 3. İdare Mahkemesi tarafından reddedilirken İçişleri Bakanlığı’nın göreve iade süresini 2 ay daha uzatması nedeniyle Kayalar, bir kez daha göreve iadesi için dava açtı. Dava bugün görülürken duruşma sonrasında Kayalar müdafi İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın açıklama yaptı.
BİR TURNUSOL KAĞIDI HALİNE GELECEKTİR
Davanın geniş planda hukuk sisteminin işleyişine ilişkin bir gösterge olabileceğini belirten Aydın, “Bu dava temelde bir demokrasi savunusuna ilişkin bir dava. Çünkü bu dava bize şunu gösterecek: İdare, bakanlık, hükümet, merkezi yönetim, bir kişi hakkında bir suç soruşturması olduğunda onu otomatikman görevden alabilir mi? Alırsa uzun yargılama süreçlerine dahil edip dava dehlizlerinde süründürüp yıllarca açıkta tutabilir mi? Hukuk bize diyor ki bir belediye başkanını görevden alabilmen için çok ciddi nedenler olmalı. Bu davada bunlar yok. Yine hukuk bize diyor ki bir belediye başkanını çok ciddi nedenlerle görevden aldıysan onu görevden almaya devam etmen için daha da ciddi nedenler olmalı. İçişleri Bakanlığı duruşmada şunu söylüyor; Madem ki hakkında dava var ben açığa alırım dava bitene kadar da açıkta tutarım. Bu ceza davası yaklaşık 5-6 yıl sürecek. Bir başkan sadece beş yıllık bir görev için seçiliyor. Seçildiği bu görevin sonunda görevi sona eriyor. Halkın oyuyla seçilen herkes idare tarafı Halkın oylarını boşa çıkaracak şekilde açığa alınabilir demektir bu. O zaman biz bu seçimleri niye yapıyoruz? Neden adaylara oy veriyoruz? İçişleri Bakanlığı her belediyeye bir başkan atasın. Biz de bilelim ne olduğunu. Halkın iradesini, milli iradeyi ancak kendileri lehine tecelli ettiğinde milli irade sayanlar, hukuku kendilerine araç haline getirerek bu milli iradeyi yok etmeye çalışıyorlar. Biz bütün bunları hukuka olan inancımızı koruyoruz. Doğruyu bulacağız. Hak yerini bulacak. Ama üzüntümüz şudur ki bu sürecin uzunluğu yani adaletin gecikmesi tek başına bir adaletsizlik haline geliyor. Mücadelemiz bunun olmaması içindir. Bu sadece Menderes Belediye Başkanı'yla ilgili bir sorun da değildir. Seçilmiş tüm belediye başkanları bakımından nasıl bir devlet sistemi içerisinde yaşadığımızı gösteren bir turnusol kağıdı haline gelecektir. Bu dava bu bakımdan kişilerin de ötesindedir. O yüzden uğraşıyoruz zaten” dedi.
HİÇBİR İŞE YARAMAYACAĞINI BİLİYOR OLSAK BİLE…
Yerel seçimlerin henüz geride bırakılmış olması durumunda da sürecin bu denli uzatılıp uzatılmayacağına ilişkin soruyu da yanıtlayan Aydın, hakkında dava olmasının açığa alınma kararının uzatılması için gerekçe oluşturmadığının altını çizerek “Davanın uzun sürmesi sorun değil. Dava kendi seyrinde yani Türkiye'deki adalet sisteminin içerisinde davaların bildiğimiz uzunluğunda sürüyor. Burada uzun olan İçişleri Bakanlığı'nın açığa alma kararının sürekli tekrar ederek ve gerekçesiz olarak tekrar ederek devam etmesi. Mart ayındaki seçimlerde Sayın Kayalar eğer aday olmazsa ya da seçilemezse iade edebilecekleri bir görevi kalmayacak. O zaman halkın oyları neden var? Neden o halkın oyuyla biz belediye başkanı meclis üyesi seçiyoruz? Atamayla yapılsın o zaman bu işler. Hukuk ve demokrasinin temel ilkelerini yok sayarak şeklen hukuka uygunmuş gibi bir şeyi göstererek Bunu izah edemezsiniz. Hakkında bir dava var. O halde açığa aldım. AK Partili belediye başkanları haklarında da davaları var. Bir tane hakkında dava açıldığı için açığa alınmış AK Partili ya da MHP’li belediye başkanı var mı? Yok. Hakkında rüşvet suçlamasıyla dava açılmış onlarca belediye başkanı var açığa alınmışlar mı? Hayır. Alınmamaları gerekir. O işlem doğrudur. Onu eleştirmiyorum. Bize yapılan işlemin yanlış olduğunu söylemeye çalışıyoruz. Çünkü bir kişi hakkında sizin, benim, hepimizin hakkında çeşitli nedenlerle suçlamalar yapılabilir. Mahkemeler bizi yargılar. Varsa bir suçumuz ceza verir. Gider cezamızı çekeriz. Bunda bir sorun yok. Neden yargılanıyoruz demedik. Varsa bir iddia, yargılanmalıyız. Ama yargılanırken suçluymuş gibi işlemlere tabi tutulmaktır hukuka aykırı olan Anayasa der ki hiç kimseye suçluluğu ispat edilinceye kadar suçlu muamelesi yapılamaz. Sayın Başkan yıl bir gündür görevinin başında değil ve ona bir suçlu muamelesi yapıyor, yapılıyor. Bu onun kişi haklarını, seçilme hakkını ve Menderes halkının seçme hakkının ihlalidir. Bu konuda onlarca karar var. Ama tabii bu ülkenin seçilmiş milletvekilinin hala cezaevinde olduğu bir ortamda bir Konuşuyoruz. Ama konuşmaya devam edeceğiz. Bir faydası olmasa da anlatmaya devam edeceğiz. Çünkü yapacağımız tek şey hukuka, adalete, demokrasiye ve gerçeğe sarılmak. Elimizdeki tek şey bu. Hiçbir işe yaramayacağını bugünden biliyor olsak bile mücadeleyi sürdüreceğiz” diye konuştu.
MESELE HEPİMİZİN HAKKI VE HUKUKU
Açığa alınma işleminin uzatılmasının hukuk uygulamaları açısından tedirginlik yaratan bir durum olduğunu belirtirken TİP Grup Başkanvekili Can Atalay örneğini vererek “Bu bütün herkes için bir tedirginliktir artık. Bakın, bir şey söyledim. Bugün seçilmiş bir milletvekili, Sayın Can Atalay'ın avukatları tahliye talebini içeren dilekçelerini mahkemeye vere Yargıtay Başsavcılığı dilekçeyi tutmaktadır. Mahkemeye erişememektedir bugün bir ülkenin, bu ülkenin yurttaşı. Erişebilen de mahkeme kapılarında süründürülmektedir. Çünkü bu dava bitip mahkum olsa başkan ne gelecek başına? Görevden alınacak. E zaten alınmış O zaman biz bu yargılamayı neden yapıyoruz? Neden yapıyoruz? Bu dava bittiğinde Sayın Başkan'ın görev süresi bitmiş olacak ki zaten. O zaman şöyle yapalım. İçişleri Bakanlığı, AK Parti'nin kaybettiği her belediye için belediye başkanı hakkında çeşitli suçlamalar ortaya koysunlar. Ve bu suçlamalara dayalı olarak Belediye başkanını görevden alsınlar. O zaman bu seçimler anlamsız olur. Vatandaşın seçme hakkı ihlal edilir. Yurttaşın seçilme hakkı ihlal edilir. Mesele bu. Mesele bir belediye başkanının görevde olup olmaması değil. Mesele hepimizin hakkı ve hukukudur. Burada savunmaya çalıştığımız şey bu. Hepimizin hakkını, hukukunu savunmaya çalışıyoruz. Sizin, benim, onun başına bunlar gelmesin diye uğraşıyoruz” ifadelerini kullandı.