Merter Sanayici ve İş İnsanları Derneğinin (MESİAD) 30. yılına özel bu yıl ilk kez düzenlediği "MESİAD 30. Yıl Merter'e Değer Katanlar Ödül Töreni", Ticaret Bakanı Ömer Bolat'ın katılımıyla gerçekleştirildi.
Bakan Bolat, törende yaptığı konuşmada, göreve geleli 16 ay olduğunu belirterek, bu süreçte sahada olmak ve ekonominin, sanayinin, ticaretin ilgili bütün kuruluşlarıyla istişare içinde kalmak, dinlemek ve iletişimi sürekli tutma konusuna dikkat ettiklerini bildirdi.
LASİAD, OTİAD'ı ziyaret ettiğini ve görüşmeler gerçekleştirdiğini anlatan Bolat, Merter, Güngören, Osmanbey, Laleli'deki tekstil piyasasının gelişimine ettiği şahitlikten bahsetti.
Tekstilde, konfeksiyonda son bir yıldan uzun bir süredir küresel pazar daralması nedeniyle sancılı bir dönemin yaşandığını ifade eden Bolat, "Bu sancılı dönemde de sektöre hükümet, Ticaret Bakanlığı olarak yaptıklarımızı anlatabilmek ve sizleri dinlemek ve sizlerin kısa vadede çözebileceğimiz konularını çözmek üzere iletişimimizi çok sıkı bir şekilde sürdürdük. Fuarlarınıza koştuk, geldik, açılışlarını yaptık." diye konuştu.
Pamuk üreticisi bir ülkeBolat, tekstil, konfeksiyon sektörünün sanayinin, sektörlerin anası olan bir sektör olduğunu belirterek, "Bizim ülkemizde Osmanlı'nın son 40-50 yılından itibaren başlayan bir sektör. Pamuk üreticisi bir ülke olduğumuz için çırçır üretimiyle başlayan ve daha sonra 1950'li yıllardan itibaren iplikte, 60'lı yıllardan itibaren kumaşta entegre tesislerin, fabrikaların kurulduğu, Ege'nin güzel pamuğu, Çukurova'nın güzel pamuğu nedeniyle entegre tesislerin İzmir bölgesinde ve Adana civarında kurulu büyük sektör." ifadelerini kullandı.
İstanbul piyasasının modanın, tüketimin merkezi olduğunu aktaran Bolat, Anadolu'da üretilen ürünlerin Sultanhamam'da satışa sunulduğunu hatırlattı.
1980'den sonra İstanbul'da özellikle yerleşik sanayileri dışarı çıkarmak noktasında verilen teşviklerle İstanbul il sınırlarının dışına taşmanın başladığını anlatan Bolat, Çorum, Çerkezköy, Gebze, Kocaeli, Sakarya, Bilecik gibi bölgelere yayılma gerçekleştiğini söyledi. Kahramanmaraş, Adıyaman, Malatya, Adana, Gaziantep, Denizli’nin hızla büyüdüğünü anlatan Bolat, "Türkiye'nin tekstildeki büyük atağı, ihracata dayalı büyüme modeliyle beraber 1983'ten sonra rahmetli Özal sürecinde başlamıştı. Bu şehirlerimiz bu süreci çok iyi değerlendirdiler, büyük yatırımlar yapıldı." diye konuştu.
İstanbul'un konfeksiyonun merkezi haline geldiğini söyleyen Bolat, şunları kaydetti:
"Ve bu süreçte de gerçekten bahsettiğimiz Laleli, Osmanbey, Merter büyük moda merkezleri, tekstil merkezleri oluştu. Sultangazi, İkitelli gibi üretim merkezleri, daha önce de Osmaniye Veli Efendi'nin orada da entegre, iplik kumaş fabrikaları vardı. Onların çoğu Çerkezköy havzasına gittiler. 1 milyon 75 bin kişinin istihdam edildiği bu sektörde 80 milyar dolarlık bir üretim, katma değer söz konusu. Bunun 50 milyar doları tekstilde, 30 milyar doları konfeksiyonda. Tabii deri, ayakkabı, ev tekstili, aksesuar gibi alt sektörler de aslında tekstil giyim sanayinin bir parçası. Ayrılmaz bir bütün. Hepsi birlikte aşağı yukarı 37-38 milyar dolarlık bir ihracatı birlikte gerçekleştiriyorlar."
"875 milyar dolarlık dünya tekstil ve hazır giyim ticaretinde bizim daha alacağımız çok mesafe var"Ticaret Bakanı Bolat, tekstilde atağa kalkılan 80'li yıllarda sanayinin lokomotifi olan sektörün istihdamda çok büyük bir pay aldığını, ihracatın neredeyse üçte ikisinden fazlasını oluşturduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Bugün de tekstil, konfeksiyon sektörü ihracatımızın 33 milyar dolar payıyla yüzde 13'ünü oluşturuyor. Otomotiv, kimya, enerji sektörüyle beraber ilk üçte yer alıyor. 875 milyar dolarlık dünya tekstil ve hazır giyim ticaretinde bizim daha alacağımız çok mesafe var. Biz bu sektörü, Almanya'nın, Fransa'nın, İtalya'nın elinden aldık. Onlar dünyanın tekstil ve moda merkezleriydi. Moda merkezi olarak devam ediyorlar. Ama üretim ve ihracat üssü olarak Türkiye 1980'den sonra büyük bir atak gerçekleştirdi. Ve tekstildeki başarımız diğer sektörlere de özgüven aşıladı. Çelikten otomotive, kimyadan makine üretimine varıncaya kadar birçok sektörde bugün 262 milyar dolarlık mal, 110 milyar dolarlık da ihracat geliri olan ülke konumuna ulaştık."
Zaman zaman büyük ataklar ve daralmalar olduğunu anlatan Bolat, "Kendi içinizdeki sebeplerden dolayı da geçmişte de zaman zaman daralmalar olmuştur. Ama istikamet her zaman yukarı doğru ivme devam etmiştir. O nedenle son bir yıldır aşağı yukarı küresel talepteki büyük daralma ve özellikle dünyada enflasyonla mücadele politikaları, Türkiye'de enflasyonla mücadele politikası nedeniyle iç talepteki de yavaşlama nedeniyle satışlarda yavaşlama olabilir. Ama fuar açılışlarında da hep söyledim. Bunlar geçici konjonktürler, dalgalanmalardır ve inanın günün sonunda çok uzun olmayan bir gelecekte yeniden atağa geçilecektir." dedi.
Batı'yla Rusya arasında yeni bir dünya savaşı yaşandığını söyleyen Bolat, şöyle konuştu:
"Rusya bizim için çok önemli bir pazardı. Biz bavul turizmini 1990’dan sonra Rusya pazarında öğrendik. Osmanbey, Merter ve Laleli piyasası bavul turizmiyle büyük atak yaptılar. Ama 1998’de Ruslar bavul turizmini yasakladıklarında kıyamet koptu. Eyvah, yandık, bittik, mahvolduk sözleri hep vardı. Ne oldu? 1-2 yılda yeni şartlara alışılmaya başlandı herkes kendini yeni döneme adapte etti. Başka çare yok. Şirketleştiler, normal ihracata başladılar. Kargo ihracatından geri adım attılar. Devletin ihracat teşviklerinden faydalanmaya başladılar. Bu tür dalgalanmalar olur. Ekonomik krizlerin, geçmişte yaygın olduğu dönemde, 90’lı yıllarda 2-3 yılda bir büyük ekonomik krizler yaşandı. 94, 98, 2001 krizleri... Onun için değerli arkadaşlar morali sakın bozmayalım, başları yüksekte tutalım ve bu noktalarda satışlarımızı nasıl artırabiliriz, nasıl yeni pazarlar bulabiliriz? Hep bu arayışlarda olalım. Biz Ticaret Bakanlığı olarak her zaman yanınızda yer almaya devam edeceğiz."
"Büyümenin lokomotifi net ihracat katkısı oldu"Bakan Bolat, dünyanın ortalama yüzde 3,8 büyürken 2000-2020 arasında, son 3 yıldır özellikle 2023 ve 2024'te yüzde 3,2 gibi bir daralmanın içinde olduğunu belirterek, "Yani bu büyüme sınırlı bir büyüme. Bizim pazarlarımız olan ABD ve AB'nin büyüme oranları daha düşük. Öylesine ciddi bir durgunluk içindeler ki, ABD de, AB de faizleri düşürmeye başladı. Merkez bankaları eylül ayında faiz indirimine gitmeye başladılar. Yakın bir zamanda birkaç aylık süre zarfında ilkbaharda faiz oranları daha makbule erdiğinde küresel talebin artmakta olduğunu ve sizlerin işlerinde satışların canlı talebin, satışların artmakta olduğunu hep beraber göreceksiniz." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin geçen yılı yüzde 5,1 büyümeyle kapattığını kaydeden Bolat, milli gelirin ilk defa 1 trilyon doları aşarak 1 trilyon 118 milyar dolar olduğunu söyledi. Bolat, "Bu yıl ilk 6 ayda büyüme oranımız yüzde 3,8, milli gelirimiz de 1 trilyon 250 milyar dolara ulaştı. Kişi başı milli gelirimiz de geçen yıl 13 bin 243 dolar idi, bu yıl sonunda 14 bin doları aşarak 15 bin dolara yaklaşır göreceğiz, inşallah. Bu büyümenin lokomotifi net ihracat katkısı oldu. Yüzde 3,8 reel büyümenin 1,4 puanlık kısmı net ihracat katkısından geldi." dedi.
Geçen gün ihracat verilerini açıkladıklarını hatırlatan Bolat, "2024, zor bir yıl. Küresel talep çok durgun, savaş var kuzeyimizde, İsrail soykırımı var, ticaret kanallarında gerilim var. Süveyş zaman zaman tıkanıyor. Şimdi de Amerika'nın doğu limanları greve girmiş. Bütün bunlara rağmen bizim ihracatçılarımız kahramanca, cansiparane uğraşıyorlar. Biz de onlara bu desteği veriyoruz. Biz 2024 ilk 9 ayda yüzde 3,2 mal ihracatımızı artırarak 193 milyar dolara ulaştık." diye konuştu.
İthalatın yüzde 8 oranında 253 milyar dolara gerilediğini belirten Bolat, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İthalatta 21,5 milyar dolar azalış var ihracatta ilk 9 ayda 6 milyar dolar artış var toplamda 27,5 milyar dolarlık dış ticaret açığımız azaldı. Bu ne anlama geliyor? Artık döviz konusu, sorun olmaktan çıkarılıyor. Döviz yeterliliği diye bir problemimiz kalmıyor. Dış ticaret açığı ve cari açığımızı çok makul seviyelere indirerek özellikle altın ve enerji hariç dış ticaret açığımızda önemli bir azalma sağlanmış olunca ihracatın büyümeye katkısı artıyor. İhracat yapmak demek üretim yapmak demek istihdamın, yatırımların artması demek, Türkiye açısından hepsi olumlu, pozitif gelişmeler olarak gerçekleşiyor.
İlk 9 ayda geçen yıl 88 milyar dolara yakın bir dış ticaret açığı varken bu yıl 60 milyar dolarda durmayı başardı. 27,5-28 milyar dolar bir tasarrufumuz var. Bu Türkiye’nin döviz rezervlerinin artması anlamına geliyor. Brüt döviz rezervlerimiz 98,5 milyar dolardan 157,5 milyar dolara yükseldi. Net döviz rezervlerimiz eksi 60,5 milyar dolardan artı 30 milyar dolara yükselerek swap hariç 90 milyar dolarlık bir iyileşme göstermiş oldu. Bu durum karşısında ihracatın ithalatı karşılama oranı geçen yıl yüzde 68 iken bu yıl yüzde 76,3'e yükseldi. Bunlar olumlu ilerlemeler dış ticaret cephesinde."
"Bakanlık ve hükümet olarak yeşil ekonomiye uyum konusunda çok önemli bir program uyguluyoruz"Ticaret Bakanı Bolat, 2023'te dünyada 573 milyar dolarlık hazır giyim ihracatı olduğuna değinerek, "Yaklaşık 286 milyar dolar da tekstil ihracatı var. Birinci sırada Çin var. Özellikle hazır giyim sektöründe 2-2,5 milyar dolarlık 2022'ye kıyasla bir eksilme söz konusu bunun en önemli sebeplerinin başında pandeminin bitmesiyle, karantinaların azalmasıyla beraber gelişmiş ülke batılı pazarlarda müthiş talep patlaması doyuma ulaştı. Ekonomik durgunluk ve yüksek enflasyon süreciyle de beraber orada talepte ciddi bir durgunluk var. Bir de tekstilde özellikle konfeksiyonda yeşil ekonomiye uyum çabaları daha çok etkili oluyor. Bu durum nihai yeni ürünlerin talebini azalttı, hem de pazarda üretimde satışta rekabeti zorlaştırarak uyum sancılarını beraberinde getirdi." diye konuştu.
Bakanlık ve hükümet olarak yeşil ekonomiye uyum konusunda çok önemli bir program uyguladıklarından bahseden Bolat, "Tekstil, giyim sektörüne de bu konuda yardımcı oluyoruz. Yeşil ekonomiye, ticarete uyum adı altında responsible (sorumluluk) adı altında ihracat destek programı başlattık. Firma başına yeşil ekonomiye uyum programı başlatanlara 10 milyon lira hibe desteği programı başlattık. Bu konuda yeşil ekonomiye uyum çalışmalarında yol alan firmalara Eximbank kredileri, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı TÜBİTAK kredileriyle avantajlı şartlarda kredi imkanları da sunacağız." ifadelerini kullandı.