Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Bartın'da katıldığı AK Parti 8. Amasra İlçe Kongresi sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yargılandığı davanın hakiminin değişmesinin "sürgün edildiği" şeklinde değerlendirilmesine de tepki gösteren Bakan Tunç, "Bunların ne söylediklerinden kendilerinin de haberi yok. Yani başka şeyler söyleyeceğim ama bulunduğum makam buna el vermiyor. Söylediği hakim, sürüldüğünü iddia ettiği hakim, o mahkemede, yüksek seçim kurulu üyelerine 'ahmak' dediği iddiasıyla yargılandığı mahkemede, hakimin reddi talebinde bulundukları hakim. Yani 'Bu hakim bizim davamıza bakmasın' diye dilekçe verdikleri, reddi hakim yaptıkları hakimin başka bir sebeple Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından başka bir yere tayinini, sanki davanın mahkeme hakimini sürdüler şeklinde değerlendirmek tamamen abesle iştigal. Yani buna cevap vermeye bile değer bulmuyorum ama maalesef kendi reddi hakim talebinde bulundukları, 'Bu hakim bizim davamıza bakmasın' dedikleri hakimi 'Hakimler ve Savcılar Kurulu başka bir yere tayin edip sürdü' şeklinde, 'sürgün' şeklinde yorumlamak, mantık dışı bir yorum. Maalesef bunlar oluyor. Bu arkadaşın sağa sola sataşacağına İstanbulluların sorunlarıyla ilgilenmesi lazım. Seçildiği günden bu yana maalesef bu tür abes ve iştigalleri görüyoruz. Özellikle yargıya yönelik en son söyledikleri sözleri reddediyoruz. Türk yargısına kimse hakaret edemez. Yargımız tarafsız ve bağımsızdır. Anayasamızın 138. maddesi çerçevesi içerisinde yargı makamlarına hiç kimse talimat veremez, emir veremez. Yargı makamları da hiçbir talimatı dikkate almaz. Bağımsız ve tarafsız yargımız, kararlarını hukuk çerçevesi içerisinde, anayasa ve kanunlar çerçevesinde kendi vicdanlarına göre karar verirler ki son verdiği örnek hakimi reddedeceksin, bu hakim benim davama bakmasın diyeceksin, reddi hakim talebinde bulunduğunu unutacaksın, sonrasında da hâkimin tayini çıktığında bu hakimi niye sürdün diyeceksin. Böyle bir saçmalık olabilir mi? Bir kere ne söylediklerinden haberleri yok bunların" dedi.
"Yassıada, 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat yargısını özleyenler, bu endeksleri baz alarak Türk yargısını yıpratamazlarMuhalefetin Türkiye'nin hukuk endeksi sıralamasında en altta olduğu eleştirilerine ilişkin de Bakan Tunç, "Bu hukuk endeksleri maalesef objektif kriterlere göre oluşturulmuş endeksler değil. Hukuka güven endeksi dediğimiz özellikle muhalefetin sürekli ısıtıp ısıtıp gündeme getirdiği, Türkiye'nin hukuk endeksinde dünyanın geri sıralarında olduğunu söylemeleri bir kere Türkiye gerçekleriyle bağdaşır bir durum değil. Bu endeksleri düzenleyenlerin masa başında nasıl bu endeksleri düzenlediğini, Türkiye'de kimlerle konuştuğunu, Türkiye'de hangi anketlere dayandıklarını biz çok iyi biliyoruz. Dlayısıyla Amerika Birleşik Devletleri eski barolar başkanının oluşturduğu bir dernek, dünya adalet projesi. Bu dernek bağışlarla yürüyor, bağışları yapanlar da ilgili kurum ve kuruluşlar. Birinci bağışçı, America Birleşik Devleti Dışişleri Bakanlığı ve ikinci, üçüncü, dördüncü bağışçılar, ilk 20, ilk 50'ye baktığınız zaman bağış yapanın daha ön sıralarda olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla parayla sıralama belirleyen bir endeksi burada baz alıp Türk yargısını karalamaya çalışmak bir kere hadsizliktir. Biz buna müsaade etmeyiz. Türk yargısı 15 Temmuz'da da göstermiştir nasıl bir yargı olduğunu. Nasıl milletin yargısı olduğunu göstermiştir, nasıl birilerinin bazı o vesayetçi anlayışın arka bahçesi olmaktan kurtulduğunu göstermiştir. O nedenle o Yassıada yargısını özleyenler, 27 Mayıs yargısını, 12 Eylül yargısını, 28 Şubat yargısını özleyenler, bu endeksleri baz alarak Türk yargısını yıpratamazlar, millet de buna müsaade etmez" şeklinde konuştu.