KEMAL ÖZKURT - Ege Sanayici İş İnsanları Derneği (ESİAD) 3. Yatırım Zirvesi’nde konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, zirvede Azerbaycan’ı Bakü kentinde katıldığı COP29 Toplantısında gözlemleri hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Toplantısında çoğu ülke orada bir şey yapıyor gibi göründüğüne dikkat çeken Tugay, “Yaşayacağımız ya da yaşadığımız felaketin boyutunun kimse farkında değil. Elle tutulur olan iklim krizine neden olan ülkeler sıralaması yaptığınızda ABD, Çin, Hindistan, Rusya gibi ülkeler geliyor. İklim krizine karşı bizim gibi ülkelere teknoloji pazarlamaya çalışıyorlar. COP toplantısı pazarlama toplantısı olmuş. El alemin çöpü olacak saçma sapan güneş enerjisi yatırımlarına burada onlara yer vermek, fabrika yaptırmak uluslararası teşviklere bakıp da o ölü yatırımları burayı yapmak bizi sadece bunların çöplüğü yapar” dedi.
Azerbaycan’da yapılan COP 29 zirvesiyle ilgili eleştirilerini dile getiren Başkan Tugay, “COP 29 toplantısında, çoğu ülke orada bir şey yapıyor gibi görünüyor. Yaşayacağımız ya da yaşadığımız felaketin boyutunun kimse farkında değil. Elle tutulur olan iklim krizine neden olan ülkeler sıralaması yaptığınızda ABD, Çin, Hindistan, Rusya gibi ülkeler geliyor. İklim krizine karşı bizim gibi ülkelere teknoloji pazarlamaya çalışıyorlar. COP toplantısı pazarlama toplantısı olmuş. Biz birbirimize bunları söylemek, anlatmak zorundayız yoksa el alemin çöpü olacak saçma sapan güneş enerjisi yatırımlarına burada onlara yer vermek, fabrika yaptırmak uluslararası teşviklere bakıp da o ölü yatırımları burayı yapmak bizi sadece bunların çöplüğü yapar. Bir güneş enerjisi santrali kuralım diye ne büyük paralar harcanıyor. Güneş panellerinin 25 yıllık ömrü var. Bunu 10 yılı gerçek anlamda verimli. Ben Karşıyaka Belediye Başkanı iken çok yakından çalıştım uğraştım. Güneş enerjisinin gerçekten verimliliği nedir gün gün takip et dediğimiz bir sistem kurdum. Şunu anladım yani çok zor verimliliğini sağlamak. Çok ciddi bir bakım masrafı var. Çok ciddi bir bakım ekibimiz falan olması lazım yoksa hani onu oraya kurup koymakla olmuyor iş” diye konuştu.
Türk halkının yoksul olduğunu sözlerine ekleyen Başkan Tugay, “Vatandaşlarımız Türkiye büyüsün diye çok uğraşılıyor kamu eliyle çok büyük yatırımlar yapılıyor, çok büyük paralar harcanıyor, zaman zaman azalsa da hatırı sayılır bir yabancı sermaye de Türkiye’ye gelmiş durumda ve şu anda içimizde yaşıyorlar yani ekonomi büyüklüğü açısından küçük bir ekonomimiz var diyemeyiz ihracatımız iyidir ama halkımız fakir. İnsanlarımız yoksul. İnsanlarımız çok yoğun bir şekilde adaletsizliklere maruz kalıyorlar. Mesele şu buna gözümüzü kulağımızı kapatacağız mı yoksa bu ülkede gerçekten Selçuk'ta hayatını kaybeden 5 çocukta olduğu gibi açlıkla, sefaletle insanlık onuruna yakışmayacak bir şekilde kaybına göz mü yumacağız? Vicdanımızla bu olayları değerlendirmek zorundayız. Adaletsizlikler asla izin vermemek zorundayız” dedi.
KENDİ TOPLUMUMUZUN KARAR VERMESİ LAZIMİzmir’de yapacak yatırımlar konusunda İzmir halkının da fikirlerinin alınması gerektiğini vurgulayan Başkan Tugay, “İzmir'in biraz kent kimliği mevcut potansiyelleri varlıkları üzerinden bazı şeyleri yapmak için bir çaba içerisindeyiz. Bu çabaya katılımlarıyla destek veren herkese gerçekten yürekten teşekkür ediyorum. Ama sonuçta İzmir'in kendini hangi alanda geliştirmesi gerektiğini yatırımları hangi alanda önünü açması gerektiğini İzmir’in kendi toplumunun karar vermesi lazım. İş dünyası en baştaki topluluklardan birisi ama toplumun tüm kesimleriyle buna katılması lazım. İzmir'in kendi kimliğini kaybetmeden kendi coğrafyasının kendisine sunduğu o birbirinden değerli hazinelerini kaybetmeden tarihsel kültürüne de sahip çıkarak bu yolu yürümesi lazım. Ben bunu başarabilecek nadir şehirlerden birisi olduğunu düşünüyorum” diye belirtti.
BİZİM PARTİMİZ TÜRKİYE PARTİSİEn büyük israfı yapan, en fazla verimsizlik içinde olan kurumun kamu olduğunu belirten Tugay, “Bunu bu milletin bilmesi lazım. Devlet ne zaman harcadığı paranın bu ülkenin gerçekten yararına verimliliği gözeten sürdürülebilirliği gözeten bir yatırım olmasını sağlarsa işte o zaman bu ülkede bir şeyler değişir. O nedenle bizim enflasyon patlamalarına yol açmayacak kararları alacak yöneticilere ihtiyacımız var. Bu ülkede enflasyon niye? Depremden falan bahsediliyor depremden önceydi o ekonomik kriz. Eğer bunlarla partisiz, siyasetsiz, tarafsız yüzleşmeyi başaramazsak bizden hiçbir şey olmaz. Ne olur bu samimi sözlerime birazcık da olsa kıymet verin. Her partide siyaset yapan tüm değerli siyasetçilere minnettarım. Birbirinden değerli birbirinden özel siyasetçiler var her partide. Her partide bir o kadar da yanlış insanlar var ama bu konunun partisi yok. Bizim partimiz aslında Türkiye partisi. Bu büyük ve güzel ülkenin insanları adaletle refah içerisinde insanca birbirine saygı duyulan bir ortamda yaşamayı fazlasıyla hak ediyorlar. Türkiye buna layık değil diyen varsa lütfen söylesin açık açık. Çocuklarımızın içerisinde çok değerli cevherler olduğuna inanıyorum. Gençlerimizin gerçekten çalışmak başarmak ve bu ülkede kalmak istediğini düşünüyorum. Yabancı bir ülkede ikinci sınıf onursuz bir insan olarak yaşamayı isteyerek kimsenin tercih ettiğini düşünmüyorum. Ama onlara sahip çıkan bir sistemimiz olması lazım. Bizim kendi insanımıza değer vermemiz kendi değerlerimizin gelişmesinin önünü açacak şekilde onlara destek olmamız, bilime sahip çıkmamız, bilim teknoloji satın alan değil Türkiye'yi bir bilim ülkesi yapmamız lazım” şeklinde açıklamalarda bulundu.