Anayasa Mahkemesi (AYM), bekçilerin üst araması yapmasına ilişkin 'önleyici tedbir alma' yetkisi veren düzenlemeye ilişkin değişikliğe gitti. 7245 sayılı Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanununa ilişkin bazı kuralların iptal edildiğine karar veren AYM, mahalle ve çarşı bekçilerinin "el ile dıştan arama" yetkisini iptal etti.
KURAL, ANAYASAYA AYKIRI OLARAK KABUL EDİLDİ
Kurala ilişkin AYM’den yapılan açıklamada; "Çarşı ve mahalle bekçilerine arama yetkisinin tanındığı, özel hayatın gizliliği hakkının sınırlanabilmesi için gerekli ölçütlere yer verilmediği, kuralda yer alan ‘…gerekli tedbirleri alabilir.’ ibaresine konu tedbirlerin neler olduğunun açıkça tanımlanmadığı, yeterli şüphe kavramının belirlenmediği, benzer konuda verilmiş Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının bağlayıcı olduğu belirtilerek kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülmüştür." ifadelerine yer verildi.
İPTALİN GEREKÇESİ: ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ
Bekçilerin yaptığı aramalarda iptal gerekçesi olarak eksiklikler olduğunu ve özel hayatın ihlal edildiğini belirten AYM kararında; Dava dilekçesinde özetle; kuralla çarşı ve mahalle bekçilerine arama yetkisinin tanındığı, özel hayatın gizliliği hakkının sınırlanabilmesi için gerekli ölçütlere yer verilmediği, kuralda yer alan “…gerekli tedbirleri alabilir.” ibaresine konu tedbirlerin neler olduğunun açıkça tanımlanmadığı, yeterli şüphe kavramının belirlenmediği, benzer konuda verilmiş Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının bağlayıcı olduğu belirtilerek kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
MAHKEME DEĞERLENDİRMESİ
Kişilerin üstünün ve eşyalarının el ile dıştan kontrolünün arama boyutuna ulaşmaması ve bunun sınırlarının objektif ölçütlerle tespit edilebilir nitelikte olması zorunludur. Kuralda, bahsi geçen durumların varlığı hâlinde gerekli tedbirlerin neler olduğu, yetkinin kapsam ve sınırları açık ve net olarak belirlenmemiştir. Bu itibarla kişilerin üstünde ve eşyası üzerinde yapılacak elle kontrol faaliyeti ile arama arasındaki sınırın tespit edilmesi açısından kuralda belirsizlik bulunmaktadır. Diğer yandan tedbire konu araç, kişilerin üstü ve eşyasına göre elle kontrol uygulamasının klasik aramaya dönüşmesi açısından daha elverişli niteliktedir. Bu açıdan yapılacak düzenlemelerde araç üzerinde elle kontrolün ne şekilde uygulanacağı, aracın görünen ya da görünmeyen kısımlarına yönelik bir müdahalenin hangi ölçütlere göre arama boyutuna ulaşacağı ya da ulaşmayacağının açık olarak belirlenmesi gerekmektedir. Dava konusu kuralda, kişilerin araçlarında yapılacak elle kontrolün arama tedbiri boyutuna ulaşmasını önleyecek şekilde kapsam ve sınırlarının tespit edilmediği anlaşılmıştır. Bu nedenle kuralla Anayasa’nın 20. maddesinde düzenlenen kişilerin özel hayatına saygı gösterilmesi hakkına getirilen sınırlamanın öngörülebilir bir kanuni dayanağının bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
HABER MERKEZİ