Çalışma saatleri insani düzeyde olmalı

Bakan Vedat Bilgin, mesai saatlerinin 8 saatten 6 saate düşürülmesi konusunu gündeme getirdi. Mevcut mesai saatleri hakkında açıklamada bulunan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Sarı “işçiler, insani kapasitelerini zorlayan bir tempoda çalıştırılmakta” dedi

Haber Giriş Tarihi: 21.05.55310 19:40
Haber Güncellenme Tarihi: 21.05.55310 19:40
ilksesgazetesi.com

AYSELİN UZUN/RÖPORTAJ

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Türkiye’deki çalışma saatlerinin 6 saate düşürülmesiyle alakalı bir açıklama yaptı. Açıklamayı değerlendiren, DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, “Uzun çalışma saatleri, emekçileri sosyal hayattan uzaklaştırarak hayatı ve yaşamı daha da zorlaştırarak, insanları sosyolojik ve psikolojik olarak etkilemektedir; o yüzden son dönemlerde de çalışanlarda intihar etme vakaları artmaktadır” diyerek, uzun çalışma saatlerinin, işçiler üzerinde kötü etkileri olduğunu belirtti. 

İNTİHAR VAKALARINI ARTTIRIYOR

Bakan Vedat Bilgin, geçtiğimiz günlerde bir öneride bulundu. Buna göre mesai saatleri 8 saatten 6 saate düşürülme ihtimali konuşuluyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? 

8 saat çalışma saati teknolojinin geliştiği bu süreçte ve cumhuriyetin ikinci yüzyılında insan bedenine ağır hasarlar oluşturuyor. Doğal olarak sosyal devlet ve sosyal adalet içerisinde insanların bilime, kültüre, sanata ve eğitime zaman ayırabilmesi için bu kadar yoğunlukta haftalık 35 saat çalışma, artık hayata geçmek zorundadır ki birçok Avrupa ülkesinde kısmen başlamış ve hatta 30 saate kadar düşürülmüştür. Bu zaman dilimindeki çalışma şekli, aynı zamanda yüksek işsizliğin önüne de geçecektir. İşsizliği sopa gibi gösteren işverenler, bunu hep bir tehdit olarak kullanmaktadır. Uzun çalışma saatleri, emekçileri sosyal hayattan uzaklaştırarak hayatı ve yaşamı daha da zorlaştırarak, insanları sosyolojik ve psikolojik olarak etkilemektedir; o yüzden son dönemlerde de çalışanlarda intihar etme vakaları artmaktadır.

EN FAZLA MESAİ SÜRELERİ TÜRKİYE’DE

Türkiye’yi diğer ülkelerle karşılaştırdığımız takdirde, ülkemizi çalışma saatleri açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?

DİSK-AR’ın çalışma süresi raporunda, Türkiye’de çalışma süreleri Avrupa ülkeleri ile kıyaslandığında ortalama resmi haftalık çalışma süresinin Fransa’da 35 saat, AB ülkelerinde ortalama 38,6 saat, buna karşın Türkiye’de 45 saat olarak belirlenmiştir. 48 ülke arasında yapılan değerlendirmeye göre Türkiye, 45 saatlik resmi haftalık çalışma süresi ile en fazla çalışma süresine sahip ilk 14 ülke içerisinde bulunuyor. Haftalık resmi çalışma süresi bakımından Türkiye, Zimbabwe, Sri Lanka, Tanzanya ile 45 saatlik haftalık çalışma süresine sahip ülkeler arasında, buna karşın, aralarında Ermenistan, Arnavutluk, Endonezya, Kore, Madagaskar’ın da bulunduğu 33 ülke, Türkiye’den daha az resmi haftalık çalışma süresine sahip ülkelerdir. Olağan çalışma sürelerine bakıldığında ise Türkiye’de tam zamanlı çalışan bir işçi, haftada mesailer dâhil 53,7 saat çalışmakta, AB ülkelerinde ise 41,8 saat çalışılmaktadır. Buna göre, Türkiye’de çalışan bir işçinin ortalama haftalık çalışma süresi, AB ortalamasının 11,9 saat, Norveçli bir işçinin 14,5 saat, Avusturyalı bir işçinin 9,7 saat üzerindedir. Olağan çalışma sürelerinin, resmi çalışma süreleri de dikkate alındığında bu denli yüksek olmasının temel nedenlerinden biri fazla mesailerdir. Avrupa ülkelerinde fazla mesai süreleri incelediğinde, en yüksek fazla mesai süreleri Türkiye’dedir. Fazla mesailer Türkiye’de AB-27 ortalamasının 3 katına yaklaşmaktadır. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre 99 ülke arasında Türkiye 14 günlük minimum ücretli izin hakkı ile en düşük ücretli izin hakkının bulunduğu 35 ülke arasında yer alıyor. Buna göre Türkiye’deki işçiler, Angola, Fas, Güney Afrika, Kamboçya, Cezayir başta olmak üzere söz konusu dünya ülkelerinin 4’te 3’ünden daha az ücretli izin hakkına sahiptir. Avrupa’da çalışan başına ortalama hastalık izin dikkate alındığında, bir yıl içerisinde en az hastalık izni alan işçiler, Türkiye’de bulunmaktadır ve Türkiye’de işçiler hasta olsa da çalışmak zorunda kalmaktadır.

Mesai saatleri 6 saat olarak değişirse, bundan işçi ve işveren ne şekilde etkilenir? 

İşverenler vahşi kapitalizmin sömürü düzeni içerisinde emekçileri kemik iliğine kadar uzun çalışma saatleri içerisinde sömürüyor. Bu durum işverene sadece vahşi kar hırsından yüzde 3’lük bir kayıp yaşayacaktır. Son yüzyılda yani cumhuriyetin ikinci yüzyılına girdiğimiz bu yılda çarklar hep patronlar için dönüyor. Fakat teknolojik gelişmeler, şehirlerin büyümesi, ulaşım zorlukları işçi sınıfını sosyal yaşamdan koparmış durumda. Doğal olarak çalışan bilimden emekten siyasetten sanattan tiyatrodan ve ailesine ayıracak zaman diliminden vazgeçmiş durumda. Sosyal devlet anlayışı içerisinde adaletli çalışma sistemini ancak bu şekilde kurarız. İşverenlerin herhangi bir kaybı yoktur, aksine yıllardır işçi sınıfına sopa gibi gösterdikleri 7.500.000’a varan işsizlikten de kurtulma zamanıdır diye düşünüyorum altı saatlik çalışma dilimini.

İŞSİZLİĞE ÇÖZÜM

Türkiye ekonomisi açısından bakıldığında, bu durumun artıları ve eksileri nelerdir? Türkiye açısından tam zamanlı çalışanların olağan haftalık çalışma sürelerinin AB ülkeleri ortalaması olan 41,8 saate indirilmesi 2 milyon 750 bin tam zamanlı istihdam yaratmak anlamına gelmektedir. 45 saat hedefinin anlamı ise 1 milyon 867 bin kişiye iş bulunması demektir. Yani olağan çalışma sürelerinde 1 saatlik indirim, ortalamada 231 bin kişiye yeni iş yaratıyor. Türkiye açısından yıllık ücretli izinler, hastalık izinleri, haftalık çalışma süreleri, fazla mesailerle, işçiler, insani kapasitelerini zorlayan bir tempoda çalıştırılmakta ve bunun sonucu olarak da açığa çıkan iş kazalarının sonuçları, Türkiye’yi dünya ülkeleri arasında en üst sıralara taşımaktadır. İşsizliğe çözüm üretilmek isteniyorsa, çalışma sürelerinin kısaltılmasının mutlaka gündeme gelmesi gerekiyor.