TENZİLE AŞÇI/ÖZEL HABER
Türkiye’de kadın bedeni ve kız çocuklarının eğitimine ilişkin uzun süredir devam eden ‘gerici söylemler’ özellikle Mayıs genel seçiminin ardından dozunu artırırken geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in sözleri gündeme damgasını vurdu.
Kız çocuklarını okula göndermeyen ailelerin 'Ben çocuğumu erkeklerle aynı okula göndermek istemiyorum' dediğini ifade eden Tekin, "Şimdi benim Milli Eğitim olarak birincil hedefim ne? Kız çocuklarının okullaşması sağlamak. O zaman veliyi ikna etmek için biz, gerekirse kız okulları da açabilmeliyiz. Veli isterse çocuğunu kız okullarına gönderebilmeli, isterse erkeklerin gittiği okullara gönderebilmeli" ifadeleriyle ‘haremlik-selamlık’ eğitim sinyali vermişti.
Tekin’in sözlerine muhalefet çevresi ve velilerden tepkiler yağarken Eğitim Sen İzmir 1 No'lu şube Başkanı Necip Vardal, Bakan Tekin’in sözlerinin Temel Eğitim Kanunu’na aykırı olduğunu belirtirken gerici zihniyetin taleplerinin karşılanmaya çalışıldığını söyledi.
ÇOCUĞUNU OKULA GÖNDERMEYENİ İKNA ETMELİ
Bakanlığın görevinin karma eğitim konusunda aileleri ikna etmek olduğunun altını çizen Vardal, “Uzun zamandır zaten karma eğitim karşıtı mevcut iktidarın sözcülerinin bir dizi açıklamaları vardı. İktidar, kendi rejimini eğitim üzerinden inşa etme çabası içerisinde. Bu inşaya uygun da adımlar atmakta. Laiklik karşıtı adımlar hız kazanmakta. Mesela, son dönemde İzmir’de ÇEDES protokolü kapsamında okullarda manevi danışman görevlendirilmesi güncel bir örnekken bugün en üst düzeyde kara eğitime karşı bakan tarafından ‘Kız okulları açılabilir’ ifadesi de bunun en somut hali. Milli Eğitim Bakanlığı’nın görevi, kız çocuklarını yaşamdan izole etmek, eğiti bilimi ve pedagojiye aykırı tutumlar almak değildir. Çocuğunu okula göndermeyen veli söz konusuysa yapması gereken şey, o veliyi ikna etmektir. Kız çocuklarının okullara devamını sağlamaktır. Aslında burada bakan kimlerin sözcüsü olduğunu ve kimlerin adına konuştuğuna ilişkin bir mesaj da vermektedir. Bakanlığın yapması gereken şey, bu mesaj yerine velilere; karma eğitimin çocukların sağlıklı gelişimi ve toplumsal yapı için önemini anlatmaktır. Şimdi tam tersi bir uygulamanın yeniden tartışmaya açılmasını, bir kesime mesaj olarak değerlendirmek gerekir” dedi.
BAKANIN TUTUMU KANUNA AYKIRI
Bakan Tekin’in sözlerinin ‘gerici cemaat ve vakıfların’ taleplerinin kabul edilmesi anlamı taşıdığına dikkat çeken Vardal, “Geçmiş dönemlerde karma eğitim karşıtı bir dizi lokal uygulamaları görebiliriz. Örneğin; sıralarda kız ve erkek öğrencilerin ayrı ayrı oturtulması. Ya da okullarda kız ve erkek öğrencilerin dersliklerinin ayrılması, kız ve erkek öğrencilerin ayrı saatlerde teneffüse çıkması gibi bazı lokal uygulamaların olduğunu biliyoruz. Bu taleplerin geldiği bir çevre var. Eğitimin daha da gericileşmesine yönelik adımlar bunlar. Bu taleplere ilişkin bakanlığın bir mesajı olduğunu, cemaatlerin ve çeşitli vakıfların bu tür taleplerine verilmiş en süt düzeyde bir yanıt olarak görmek gerekiyor. Ama 1739 sayılı Temel Eğitim Kanunu’nda esas olan ‘karma eğitimdir.’ Bakanın bu tutumu kanuna aykırı bir tutumdur. Bunu göz ardı ederek Anayasa’ya aykırılık içerecek ve laiklik karşıtı sayılacak adımların karşısında laik, bilimsel ve demokratik eğitimi savunan bireyler ve sendikalar da bu konuyla mücadele edecekler. Veli dernekleriyle birlikte bu konuya itiraz ediyoruz ve karma eğitimden asla vazgeçmeyeceğiz. Ülkede uzun zamandır kız öğrencilerini okula göndermek istemeyen gericilerle karşı karşıyayız. Onları ikna etmek bakanlığın görevi. Geri bir pozisyon alarak geri bir çözüm üretmek yerine buna çözüm üretilmeli. Nasıl ki geçmişte çeşitli kampanyalarla kız öğrencilerin okullara gönderilmesi konusunda çalışmalar yapılmışsa bakanlığın da şu an yapması gereken kız öğrencilerin okullaşmasını sağlamak olmalıdır. Onun yerine kız okulları açmak, cehalete verilen bir destek gibi” diye konuştu.
ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE YASAL DÜZENLEME ÇIKABİLİR
Bakan Tekin’in sözlerinin ardından ilerleyen günlerde konuya ilişkin yasa tekliflerinin gelebileceğini belirten Vardal, “Bugüne kadar benim karşılaştığım böyle bir örnek ya da vaka yok. Kuşkusuz ülkede bu tür düşünenler vardır ama burada devletin görevi, gerici beklentilere destek verip olumlu yanıt üretmek yerine kara eğitim konusunda ikna etmektir. Bahsi geçen kız okulları için yasal düzenlemenin yapılması gerekiyor. Bugünden yarına bir okulun açılması söz konusu değil. Ama buradan anlaşılıyor ki bakanlığın ileriye dönük böyle bir çalışmanın hazırlığında. Önümüzdeki günlerde böyle bir yasal düzenlemeyle karşı karşıya kalabiliriz. Tabii ki de biz demokratik mücadelemizi güçlendireceğiz. Hiçbir şekilde karma eğitim talebinden vazgeçemeyeceğiz. Karma eğitim karşıtı düşüncelerle de mücadelemizi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.