RABİA AYKUT
Eğitim İş Sendikası Kemalpaşa Temsilciliği Örgütlenme Sekreteri Ahmet Adeka, İLKSES TV ekranlarında yayınlanan Sultan Gümüş Kaya ile Birinci Sayfa programına katıldı. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in, kız çocuklarını okula göndermeyen aileler olduğu gerekçesiyle ‘O zaman veliyi ikna etmek için biz gerekirse kız okulları da açabilmeliyiz’ sözlerine yönelik tepkiler sürerken, eğitimci Ahmet Adeka’dan da eleştiri geldi: “Mustafa Kemal’in bir sözü var ‘Öğretmen maaşını geçmesin milletvekili maaşı’ diye… Öyle salık verilen bir yerden buralara geldik. Kötü halk yoktur, kötü aydınlar vardır. Aydınlarımız halkı terk etmiştir. Ne yazık ki günümüzde de bunu yaşıyoruz. Kötü öğrenci yoktur, kötü öğretmen vardır, kötü halk yoktur, halkına ulaşamayan aydın vardır, kötü öğretmen yoktur, kötü program vardır. Endişeliyim ama umutsuz değilim.”
GENÇLERİMİZİ KAYBEDİYORUZ
Aynı zamanda Kemalpaşa’da öğretmenlik yapan Adeka, şunları kaydetti: “Dertleri tıpkı Afganistan’da olduğu gibi süreci işletip, ülkeyi o noktaya doğru götürmek. Önce kız-erkek okullarını ayıracaklar ardından kızları okuldan çekip eve hapsedecekler, koca bekletecekler. ÇEDES de buna yönelik bir girişim. Kulağa hoş görünen, masum, günün ihtiyacıymış gibi yansıtılan bir isim ama alt metni korkunç. Hiçbir öğretmenlik eğitimi almayan kişi, bugün bizim rehber öğretmenlerimizin yetkileri ile donatılıp dokunulmazlık zırhı ile gelecek. O eğitim sürecinde onların davranışlarını eleştirdiğiniz zaman ise dinin kalıplarına sığınacaklar. Fiili ve resmi dokunulmazlıkla gelen kişi, hiçbir öğretmenlik eğitimi almamış kişi gelecek, ‘manevi danışmanlık’ adı altında derslerine öğrenci çağıracak. Cemaatlerde, tarikatlarda yaşananları görüyoruz. Gençlerimizi kaybediyoruz, intihara kurban veriyoruz onları. ÇEDES protokolünden vazgeçilmezse bu tür vakalar yaşanmaya devam edecek.”
AYDINLARIMIZ HALKI TERK ETMİŞTİR
“Gün geçtikçe yoksullaşıyoruz. Aldığımız ücretler yeri geliyor açlık sınırına öyle bir yaklaşıyor ki…” diyen Adeka, “Bu tatminsizliği, mutsuzluğu getirir beraberinde. Eğitimin niteliğini düşürür. Yurtdışına kaçışları gerektirir. İmkânı olanı vatanından vazgeçirtir. Ek iş yapma zorunluluğu yaşıyor memurlar. Üç gün önce yevmiyemi alıp buğday biçtim… Traktörüm ile zaman zaman nakliye işini de yapıyorum. Yapmak zorundayım. Mustafa Kemal’in bir sözü var ‘Öğretmen maaşını geçmesin milletvekili maaşı’ diye… Öyle salık verilen bir yerden buralara geldik. Kötü halk yoktur, kötü aydınlar vardır. Aydınlarımız halkı terk etmiştir. Ne yazık ki günümüzde de bunu yaşıyoruz. Kötü öğrenci yoktur, kötü öğretmen vardır, kötü halk yoktur, halkına ulaşamayan aydın vardır, kötü öğretmen yoktur, kötü program vardır. Endişeliyim ama umutsuz değilim” sözlerini gündeme getirdi.