Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Özel'e sert eleştiri

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.

Haber Giriş Tarihi: 09.10.2024 15:09
Haber Güncellenme Tarihi: 09.10.2024 15:09

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kadına ve çocuğa yönelik şiddette zafiyet görüntüsüne asla izin vermeyecek, 'şiddete sıfır tolerans' ilkesiyle mücadelemizi devam ettireceğiz" dedi. "İnsanlarımızın sokakta, hayatını, güvenle sürdürebilmesini sağlayacağız"

Siyaset kurumunun asli görevinin de zamanla ortaya çıkan yeni meselelere çözüm bulmak olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son dönemde yaşanan kimi cinayetler ve müessif hadiseler üzülerek görüyoruz ki milletimizin kendini güvende hissetme ve adaletin tecellisi konusunda tereddüde düşmesine sebebiyet vermiştir. Ülkemizin 2018 yılından beri küresel siyasi gerilimlerin, Covid salgınının yol açtığı çok boyutlu krizlerin ve bölgemizde süregelen çatışmaların etkisiyle yaşadığı ekonomik sıkıntılar da bu tablonun bir parçasıdır. Milletin ülkeyi yönetme sorumluluğu yüklediği cumhurbaşkanı olarak kabinesiyle, Meclis grubuyla, parti yönetimiyle karşımızdaki bu fotoğrafı doğru okumak ve gereken tedbirleri almak en başta gelen vazifemizdir. Uyguladığımız ekonomi programıyla 6 yılın birikimi olan sıkıntıları çözme yolunda önemli mesafe katettik. İnşallah sene başından itibaren rahatlama, insanımızın günlük hayatına da net şekilde yansımaya başlayacaktır. Sınır güvenliğimiz konusunda hem terör örgütleriyle mücadele hem komşu ülkelerle ilişkiler hususunda gayet iyi bir seviyeye geldik. Toplumda güvenlik ve asayişin temini noktasında geçmişe ve birçok Avrupa ülkesine kıyasla çok iyi bir yerdeyiz. Son dönemde ardı ardına gelen bir polis memurumuzun şehit edilmesinden genç kızlarımızın vahşice katledilmelerine kadar bir dizi hadise milletimizde haklı bir tepkiye yol açmıştır. Onlarca kaydı olan kriminal tiplerin ellerini kollarını sallayarak ortalıkta dolaşması herkes gibi bizi de rahatsız ediyor. Pazartesi günü yaptığımız Merkez Yürütme Kurulu toplantımızda bu olayları enine boyuna değerlendirdik. Milletimizin sesine kulak vererek bu çerçevede bazı önemli adımlar atma kararı aldık. İnsanlarımızın sokakta, evinde, iş yerinde hiçbir endişe duymadan hayatını, güvenle sürdürebilmesini sağlamak için ne gerekiyorsa yapacağız. Emniyet teşkilatımız içinde bir zafiyet varsa neşteri vurup bunu gidereceğiz. Adalet sistemimizde tıkanıklık varsa, yanlışlık varsa neşteri vurup Allah'ın izniyle onu da çözüme kavuşturacağız. Medyada ve sosyal medyada suça özendirme, suçu teşvik etmede sorun Varsa gerekli müdahalede bulunacağız. Suçu önlemeden suçla ve suçlularla mücadeleye yargılamalardan infaz ve ıslah sistemimizde nerede boşluk varsa mutlaka hal yoluna koyacağız” dedi.  

"Cinayet vakaları insanımızın ailecek televizyon izlediği saatlerde en ince detayına kadar anlatılıyor"

Son dönemde medya organlarının özellikle reyting kaygısıyla basın ilkelerini umursamayan son derece sorunlu bir yayın politikası izlemeye başladığını ifade eden Erdoğan, “İfade tutanaklarından polis kayıtlarına kaynağı belirsiz iddialardan önü sonu belli olmayan videolara kadar her türlü bilgi, belge ekranlarda çarşaf çarşaf yayınlanıyor, haber ve tartışma programlarının saatlerce konusu oluyor. Habercilik adına üzülerek söylüyorum. Mağdurlar tekrar mağdur ediliyor. Cinayet vakaları insanımızın ailecek televizyon izlediği saatlerde en ince detayına kadar anlatılıyor. Bu tür olaylarda meselenin sosyal öğrenme boyutu ne yazık ki göz ardı ediliyor. Bunu kabul etmemiz, buna rıza göstermemiz söz konusu olamaz. Basınımız, medyamız elbette özgür olmalıdır, ama bu bilhassa toplumsal olaylarda sorumlu yayıncılık yapmaya mani değildir. Radyo Televizyon Üst Kurulumuz bu konuları daha hassas takip etmelidir. Burada şunun bilinmesinde fayda görüyorum: Yargı organlarımızın bağımsız, tarafsız ve objektif faaliyet yürütmesinin yanı sıra toplumda adalet duygusunun güçlendirilmesi için bugüne kadar hiçbir fedakârlıktan kaçmadık, hatta her türlü desteği sağladık. Teknolojiyle beraber ortaya çıkan yeni sınamalar karşısında mülkün temeli olan adaletin tesisi en öncelikli meselemizdir. Her ne sebeple ortaya çıkarsa çıksın cezasızlık algısını ortadan kaldırmak, toplumun güvenlik ve adalet konusundaki kaygılarını süratle gidermek boynumuzun borcudur. Aksi takdirde hep birlikte milletimize karşı sorumluluğumuzun gereğini yerine getirmemiş oluruz. Böyle bir vebalin altına da giremeyiz. Adalet hizmetlerinin iyileştirilmesi noktasında 22 yılda yaptığımız onca reforma, onca başarımıza, onca emeğimize kendini bilmezlerin gölge düşürmesine eyvallah etmeyeceğiz” açıklamasını yaptı.  

"AK Parti’ye kadınları eşit görmüyor iftirası atmak CHP Genel Başkanının hakkı da, haddi de değildir“ Yapacakları düzenlemelere muhalefetin de destek vereceğini ümit ettiğini belirten Erdoğan, ”Biz, uzlaşı için Türkiye'nin meselelerini beraberce çözmek için el uzattıkça maalesef muhalefet eski kutuplaştırma siyasetinde ısrarcı davranıyor. Muhalefetin kodlarına kadar işlemiş bu çarpık bakış açısının değişmesi en büyük temennimizdir. Kadına şiddet meselesi bunun en çarpıcı örneğidir. Biz kadınlara haklarının teslim edilmesi konusuna siyaset üstü baktık. Kadın politikalarında her zaman en ideali, en iyiyi, ülkemiz, milletimiz ve kadınlarımız için en hayırlı olanı hayata geçirmeye çalıştık. Destek mekanizmalarından, reform paketlerine ve yenilikçi uygulamalarla kadının ve sosyal statüsünü güçlendirmenin gayretinde olduk. Burada şunu öncelikle açık ve net söylemek durumundayım. Kadın hakları konusunda bize ders verecek hiçbir muhalefet partisi yoktur. Kadının statüsünün güçlendirilmesinde elimize su dökecek kimse de yoktur. Kadına şiddetle mücadele noktasında ülkemize çağ atlatan kadro da biziz. Ülkemizdeki imtiyazlı azınlık bilmese de başörtüsünden dolayı üniversite kapılarından geri çevrilen kızlarımız bizim mücadelemizi gayet iyi biliyor. Aynı şekilde kılık-kıyafetinden dolayı işinden atılan, çok sevdiği mesleği ile inancı arasında tercih yapmaya zorlanan kadın doktorlar, hakimler, öğretmenler, bürokratlar, akademisyenler ve daha nicesi bizim kadınlar konusundaki hassasiyetimizi gayet iyi biliyor. Evlatlarını askeri lojmanlarda ziyaret edemeyen analar, kardeşlerinin yemin törenine katılamayan ablalar, bizim hak ve özgürlükler hususunda neler yaptığımızı gayet iyi biliyor. Bu Meclis çatısı altında sırf başındaki örtüden dolayı siyasi parti genel başkanları tarafından, altını çiziyorum, had bildirilen kadın siyasetçiler Türkiye’yi nereden nereye getirdiğimizi gayet iyi biliyor. Kimse kusura bakmasın ama AK Parti’ye kadınları eşit görmüyor iftirası atmak CHP Genel Başkanının hakkı da, haddi de değildir“ ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hatırlayın, biz kadınların eğitim ve çalışma haklarının önündeki engelleri kaldırırken CHP yasakların devamı için tam kadro Anayasa Mahkemesi’ne koşuyordu. Kılık kıyafet özgürlüğünün iptali için mahkeme kapısında nöbet tutanlar, başörtüsüne 1 metrekarelik bez parçası diyerek tahkir edenler de yine CHP yönetimiydi, CHP’li siyasetçilerdi. Eski yönetimin bir dönem ayyuka çıkan, affedersiniz, taciz, tecavüz iddialarını nasıl örtbas ettiğini de gayet net hatırlıyoruz. CHP Genel Başkanı Sayın Özel şayet kadınlar arasında ayrımcılık görmek istiyorsa önce kendi tarihini okusun, kendi tarihiyle bir yüzleşsin, sonra da yüreği yetiyorsa çıkıp AK Parti’yi eleştirmeye kalksın.Burada bir çelişkiyi, daha doğru bir ifadeyle büyük bir paradoksu dikkatinize getirmek istiyorum. Sayın Özel bir taraftan kadına şiddetin engellenmesinden bahsederken, diğer taraftan da alkol ve içki tüketimini teşvik edecek vaatlerde bulunuyor. Ne demişler, bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu. Sayın Özel belki bilmiyor olabilir, fakat bir aşağılama ifadesi olarak kullandığı kahvedeki vatandaşlarımız şu hakikati çok iyi bilir: Tüm dünyada kadına ve çocuğa şiddetin en önemli sebeplerinden biri içki tüketimi, alkol bağımlılığıdır. Ülkemizde de geçen sene kadına şiddet uygulayan müptezellerin 3’te biri ya alkol ya da madde bağımlısıydı. Kadını, çocuğu, aileyi mahveden evdeki şiddetin sebeplerinin en başında yine alkol geliyor. Yani alkol kullanımıyla mücadelede kadına yönelik şiddetle mücadelenin ayrılmaz bir parçasıdır. CHP Genel Başkanı Sayın Özel’e şunu tavsiye ediyorum: Şayet kadına yönelik şiddetle mücadeleye kendi tabirinle gerçekten iki eli havada katkı sunmak istiyorsan öncelikle rakı reklamı yapmaktan vazgeç, sonra da gel hükümetimizin munkeratla mücadelesine destek ol“ açıklamasını yaptı. "^Kadına ve çocuğa yönelik şiddette zafiyet görüntüsüne asla izin vermeyecek, şiddete sıfır tolerans ilkesiyle mücadelemizi devam ettireceğiz"

Ülkenin tüm kurumlarında özgürce çalışan, sosyal ve ekonomik hayata özgürce katılan tüm kadınların çabalarının yakın şahidi olduğunu söyleyen Erdoğan, “Burada sadece kadına şiddet konusunda birkaç başlıkta yaptıklarımızı sizlerle paylaşmayı arzu ediyorum. 2004’te anayasa değişikliğiyle kadınlar ve erkeklerin eşit haklara sahip olduğunu ilk defa anayasa metnine koyan AK Parti iktidarıdır. 2005’te yapılan köklü ceza kanunu değişikliğiyle aile içi ve kadına yönelik şiddet ilk defa suç olarak tanımlandı. Yine bu dönem de töre, namus saikiyle işlenen cinayetler ağırlaştırılmış suç kapsamına alındı. Cinsel saldırı fiili de yine ilk defa 2005’teki düzenlemede suç olarak tarif edildi. Çocuğa yönelik şiddeti de şahsa bağlı suçlar kapsamına biz dahil ettik. 2012 yılında yürürlüğe giren 6284 sayılı ailenin korunması ve kadına şiddetin önlenmesine dair kanunla kararlılığımızı biz ortaya koyduk. Bakınız bu kanun ülkemizde kadına yönelik şiddetle mücadelede şimdiye kadar yapılmış en büyük devrimdir, tarihi bir kazanımdır. ŞÖNİM Kadın Konukevi, KADES, elektronik kelepçe gibi uygulamaları biz hayata geçirdik. Tüm illerimizde 82 şiddet önleme ve izleme merkezi, 112 kadın konukevi ve 418 irtibat noktası ile koruyucu ve önleyici hizmetler sunuyoruz. Aile içi şiddeti şikâyete tabii olmaktan biz çıkardık. Ayrıca 2023 yılında yapılan bir düzenlemeyle boşanmış eşe karşı işlenen şiddetin cezası tıpkı nikâhlı eşe karşı işlenen şiddet seviyesinde artırıldı” ifadelerini kullandı. Bu düzenlemenin İstanbul Sözleşmesi'nden çekildikten sonra yapıldığını belirten Erdoğan, “Daha önce de söyledim bugün tekrar vurguluyorum, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmemizin kadın hakları ve kadınlara yönelik şiddetle mücadeleye en ufak bir menfi etkisi olmamıştır. Türkiye’de kadına yönelik şiddetin çelikten kalkanı içerisinde sıkıntılı ifadeler bulunan söz konusu sözleşme değil, 6284 sayılı kanundur. Bu konuda yürütülen propagandanın en küçük bir temeli, en küçük bir dayanağı ve haklılık payı yoktur. Şunun bilinmesinde de fayda görüyorum: Şiddetsiz bir Türkiye için devletimizin tüm kurumları koordinasyon içinde çalışmayı sürdürecektir. Bilhassa kadına ve çocuğa yönelik şiddette zafiyet görüntüsüne asla izin vermeyecek, şiddete sıfır tolerans ilkesiyle mücadelemizi devam ettireceğiz. Kadınlarımızdan gönüllerini ferah tutmalarını özellikle istiyorum. Muhalefete rağmen omuz omuza yürüttüğümüz çetin mücadeleler sonucunda elde ettiğimiz hiçbir kazanımdan geriye gidişe müsaade etmeyiz” dedi.