Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülleri ve Yaşayan İnsan Hazineleri Ödül Töreni’nde konuştu.
Türkiye'nin her ilinde, ilçesinde yaşayan insan hazinesi vasfına haiz, nice insanın, değerin bulunduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu insanlarımız, becerileriyle, ortaya koydukları ürünlerle ülkemize ve dünyaya eşsiz eserler kazandırıyorlar. Her fırsatta hatırlatıyorum, aslında gönülle yapılan, alın teriyle üretilen, emekle, sabırla ve göz nuruyla işlenen her şey sanattır, sanat eseridir. Asli değerlerimize, mirasımıza sahip çıkan, onu yaşatmak, yeni kuşaklara aktarmak için ömür harcayan insanlarımızın her biri de esasen yaşayan birer hazinedir. Başlattığımız çalışma neticesinde 2008-2022 yılları arasında toplam 67 miras taşıyıcımızı 'yaşayan insan hazinesi' ilan ettik. Bu kıymetli isimlerin 15'i şaheser niteliğindeki eserlerini bizlere miras bırakarak ebediyete irtihal etti. Kültürümüzü yaşatan, yeniden yorumlayan ve geniş kitlelere ulaştıran bu ustalarımızı bugün bir kez daha rahmetle yad ediyorum."
Erdoğan, 2024 yılında çeşitli alanlarda başarılı eserler vücuda getiren 25 yeni usta ve sanatçıyı "yaşayan insan hazinelerine" dahil ettiklerini dile getirerek, ödül alanların isimlerini tek tek saydı.
Bu kişilere minnettar olduklarını ifade eden Erdoğan, "Gösterdiğiniz üstün gayretler, ortaya koyduğunuz eserler için sizlere ülkem ve milletin adına teşekkür ediyor, Rabbimden muvaffakiyetler diliyorum." dedi.
"Unutulmaya yüz tutmuş değerlerimiz aşk ile ayakta tutuluyor"Şeyh Sadi Şirazi'nin Bostan ve Gülistan isimli eserinde hikmet ehli bir zatın çocuklarına "Canım yavrularım, hüner öğrenin. Dünya malına, altına, gümüşe, makam ve mansıba itimat etmeyin. Zira hüner, suyu kesilmez bir çeşmedir. Ebedi bir devlettir. Hünerli kimse nereye gitse şerefiyle, izzetiyle gider ve meclisin baş köşesine oturur." nasihatinin yer aldığını aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:
"Evet, dilimizde ustalık, maharet, marifet, beceriklilik anlamında kullandığımız hüner kelimesinin bir anlamı da sanattır. Milletimiz manevi ihtiyaçları karşılayan eserlerin ustalarına sanatkar, maddi ihtiyaçları karşılayan eserlerin ustalarına ise zanaatkar demeyi tercih etmiştir. Sanat da zanaat gibi insanlık tarihi kadar derin bir maziye sahiptir. Millet olarak biz de sanatın birçok dalında tarihin en iddialı eserlerini vücuda getirmek suretiyle asırlar içinde Türk sanatını inşa ettik. Bizim sanat tarzımız, tıpkı hayat tarzımız gibi, inanç ve düşünce tarzımız gibi millet olmamızı sağlayan temel unsurlardan biridir. Büyük bir gururla ifade etmek isterim ki hattatların kalemleriyle, nakkaşların fırçalarıyla, ustaların çekiçleriyle, ozanların mızraplarıyla yaptıkları dokunuşlar tam bin yıldır bu topraklara milletimizin mührünü, ruhunu, değerlerini nakşediyor."