Usta oyuncu Metin Akpınar'ın yıllar sonra ortaya çıkan kızı Duygu Nebioğlu'nun yaptığı dikkat çekici açıklamalar, biyolojik annesi Suphiye Orancı'nın kim olduğuyla ilgili merakı artırdı. Orancı'nın kimliği ve yaşamıyla ilgili vatandaşlar araştırmalarını sürdürüyor, yaşını ve yaşadığı yeri öğrenmeye çalışıyor. Peki, Duygu Nebioğlu’nun aranan annesi Suphiye Orancı kimdir? Suphiye Orancı mesleği ne?
Metin Akpınar'ın uzun yıllar sonra ortaya çıkan kızı Duygu Nebioğlu, annesi Suphiye Orancı'yı bulmak üzere Müge Anlı'nın programına katıldı. Yaklaşık 10 yıldır annesiyle görüşmediğini belirten Nebioğlu'nun açıklamaları izleyicileri şaşırttı. Duygu Nebioğlu, annesinin eski bir İbrahim Tatlıses filminde rol aldığını ifade ederek, annesinin canlı yayında ilk kez fotoğrafını paylaştı. Ayrıca, Orancı'yı tanıyan bir kişi canlı yayına bağlanarak Orancı'nın adresini paylaştı. Peki, gündeme bomba gibi düşen ve hala konuşulmaya devam eden Suphiye Orancı kimdir? Suphiye Orancı mesleği ne?
SUPHİYE ORANCI KİMDİR?
Duygu Nebioğlu'nun Metin Akpınar'la evlilik dışı ilişkisinden doğan kızı olduğunu açıklaması, hala gündemde büyük yankı uyandırıyor.
Nebioğlu, annesi Suphiye Orancı'yı bulmak ve yaşadığı durumu aydınlatmak için Müge Anlı'nın programına katıldı. Babası Metin Akpınar'ı arama sürecini ve yaşadıklarını detaylı bir şekilde aktaran Nebioğlu, annesi hakkındaki açıklamalarıyla dikkatleri üzerine çekti.
Suphiye Orancı'nın Almanya'da yaşadığı bilinen ancak canlı yayında ilk kez görüntüleri paylaşıldı.
Nebioğlu, annesi Suphiye Orancı'nın altı çocuğu olduğunu ifade ederek, "İkisi Almanya'daki evliliğinden. Diğer dört kardeşim de benimle aynı kaderi paylaşıyor." şeklinde konuştu.
CANLI YAYINA İLK TELEFON GELDİ
Program ilerledikçe, Suphiye Hanım'ın arkadaşı Merve Kutlar canlı yayına katıldı ve "Sofi'yi tanıyorum. Küçük bir kasabada, Düsseldorf'a yakın yaşıyordu. Bir yılbaşında onu ziyaret etmiştim. Şu an yaşıyor ve sağlığı yerinde. Eşi mühendis ve 2 kızı daha var. Telefon numarasına da sahibim. Ekibinizle bu bilgiyi paylaşabilirim" dedi.
Anlı, Nebioğlu kardeşlerin daha önce medyada yer aldığını ifade ederek, Hürriyet Gazetesi'nde yayımlanan bir haberi programa taşıdı. "Vicdansız anne" başlıklı haberi okuyan Anlı, bu haberin yayımlanmasının ardından annenin Hürriyet gazetesine bir mektup yazdığını açıkladı. Ayrıca Anlı, annenin o dönem cezaevinde olduğunu da belirtti.
Anlı, Suphiye Hanım'ın hırsızlık suçundan cezaevine girdiğini duyurdu. Orancı'nın mektubunda şu ifadelere yer verildiğini aktardı. Şu ifadelere yer verildi:
“Mahkemede her şeyi anlattım. Burada yatmam hiç önemli değil şu an önemli olan hayatta tek korktuğum şey çocuklarımın yurda düşmesiydi o da oldu. Kendime çok kızıyorum. Belki de inat edip çocuklarımı doğurmamam gerekiyordu ya da onları yurda vermem gerekiyordu. Ancak onlara kıyamadım. Yurtta saçlarını kesmemişlerdir inşallah. Yanıma onların resimlerini aldım. Anneanneleri ile aramız ikizlerimi doğurduktan sonra açıldı. Zaten birkaç kere çocuklarımı benden almaya ve başkalarına vermeye çalıştı. Ona zaten güvenemem. Kızlarımın babalarına gelince onunla şu an görüşmüyorum. İkizlerimin babasının isimlerini size yazıyorum fakat bunu sakın kullanmayın. Beraberliğimi bilen yakın arkadaşlarım var ben onunla baş edemem. Kendi kendime mücadele ediyorum. Diğer çocuğumun babası evli zaten. Yurt müdürüne söyleyin benim evlatlık verilecek çocuğum yok. Ben bebeklerimi başkasının çocukları olsun diye büyütmedim.”
MÜGE ANLI SUPHİYE ORANCI’YA SESLENDİMüge Anlı, Orancı'ya şu sözlerle seslendi: "Çocuklarınıza hesap vermek, onlara sarılmak zorundasınız. Onları aramak için zaman kaybetmeyin. Bu çocuklar daha ne kadar kimseye dava açacaklar? Siz neden açıkça ortaya çıkıp konuşmuyorsunuz? Mektupta evli olduğunuzu belirtmişsiniz. Babalık davası açan Dilara'ya karşı sorumluluğunuz yok mu?"
Anlı, Süphiye Hanım'ın iddia edilen diğer çocuğunun babası olduğu iddia edilen Uğur Dündar'ın kendisine yolladığı bir mesajı da paylaştı. Mesajında şu ifadeler yer alıyordu:
"Değerli Müge, dava dilekçesine göre, iddiaya göre 1985'te İzmir'de tanışıp birlikte yaşamışız. Ancak o dönemde benim hiç İzmir'le ilgili bir temasım olmadı. 7 ayda yapılan DNA raporum oldukça detaylı. Ayrıca o yıllarda bekar biriydim."