Enflasyonun yüksek seyrettiği son yıllarda ilaç-eczacılık hizmetlerinde ve özellikle de ilaç temininde oldukça ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Özellikle yürürlükte olan İlaç Fiyat Kararnamesi (İFK)’nin uygulamaya konulduğu 2004 yılından bugüne ilaç temininde yaşanan sıkıntılar her yıl biraz daha artarak devam ederken, İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan sorunları bir kez daha hatırlattı.
Yazılı bir açıklama yapan Sayılkan, “Vatandaşlarımız ilaca ulaşabilmek için eczane eczane dolaşıyor, eczaneler de ilaç bulabilmek için büyük çabalar gösteriyor, biz eczacılar da günün önemli bölümünü telefon ya da bilgisayar başında ilaç temin etmeye çalışarak geçiriyor, ancak birçok ilaç için vatandaşa ‘yok’ demek zorunda kalıyoruz. Özellikle de nöbetler ilaç yokları nedeniyle tam anlamı ile çileye dönüşüyor” dedi.
SORUNU ÇÖZMEKTEN UZAK, GÜNCELLİĞİNİ YİTİRMİŞ
“İlaç yokluklarının mağdurlarının, vatandaş ve eczacılar olduğu açıktır” diyen Sayılkan, “Sorunun çözümü için yıllardır mücadele eden, önerilerde bulunan eczacı örgütlerinin sesine bugüne kadar kulak verilmemiş, dikkate alınmamış ve mağduriyet sürüp gitmektedir ne yazık ki… Yaşanan sıkıntının esası var olan sorunu çözmekten uzak, güncelliğini yitirmiş İFK’da ısrar edilmesidir. Kararname gereği yılda bir kez güncellenen Euro kuru ile ilaç fiyatları belirlenmekte, ancak son yıllarda hızla yükselen enflasyon, artan döviz kuru nedeniyle ilaç fiyatlarının belirlenmesine esas olan sabit Euro kuru gerçek kurun oldukça gerisinde kalmakta olup, özellikle de pazarın yarısını oluşturan ithal ilaçların temini her geçen gün biraz daha zorlaşmaktadır. Eczacılar ilaç temininde sıkıntılar yaşamakta, ilaç-eczacılık hizmetini sürdürmek zorlaşmaktadır. Ülkemizde üretilen ilaçlarda yaşanan sorun zamlar ile aşılamazken, yılda iki hatta üç zamma rağmen ithal ilaçlardaki sorun ise çok daha ciddi boyutlara varmaktadır” bilgisini paylaştı.
ECZACILARIN DERDİ ZAM DEĞİL
Yılda bir kez zam yapılması hükmünü içeren İFK’nın güncelliğini yitirdiğini kaydeden Sayılkan, “Sektörün tamamı hatta vatandaşlar bile ilaca yapılacak zammın tarihini ve miktarını kestirebilmektedir. İşte bu dönemlerde ilaç temini daha da güçleşmektedir. Üretimi önemli ölçüde arttırdığını ifade eden firmalar olmasına rağmen sorun çözülmemektedir. Her yıl aynı sorunu yaşayan eczacılar ise hastalara ‘yok’ dememek için stok yönetiminde tedbirli davranmakta, ancak ödeme dengesinin bozulması ile karşı karşıya kalabilmektedir. Sorunun çözümüne yönelik olarak ilaç üreticileri ve dağıtım kuruluşları değil, bulunamayan ilaçlar nedeni ile ağırlıklı olarak eczacıların feryatları öne çıkmakta, ‘eczacılar zam talep ediyor’ algısı oluşmaktadır. Oysa her zam sonrası karlılıkları azalan eczacıların derdi zam değil, ilacın ulaşılabilir ve bulunabilir olmasıdır” açıklamasını yaptı.
YANLIŞTA ISRAR ETMEK YERİNE…
Başkan Sayılkan, sözlerinin devamında şu cümlelere dikkat çekti: “Mevcut fiyatlandırma yöntemi nedeniyle birçok yeni nesil ilaç ülkemize gelmemekte ve bazı firmalar da ülkemizde ki faaliyetlerini sonlandırma kararı almaktadır. Bu durum sağlık hizmetlerini ve tedarik süreçlerini ciddi anlamda olumsuz etkilemektedir. Yapılması gereken eczacı kar oranlarının artırılmasının yanı sıra, güncelliğini çoktan yitirmiş olan mevcut İFK’dan vazgeçip, enflasyon artışına endeksli, eczacı kar oranlarının günümüz koşullarına göre düzenlendiği, daha küçük oranlarda ama yılda 3-4 defa yapılacak zammı içeren sağlıklı ve kalıcı bir yönteme geçilerek yaşanan bu çileye son verilmesidir… Yanlışta ısrar etmek yerine sektörün bileşenleri ile birlikte belirlenecek akılcı bir yöntem hepimizin dileğidir. Aksi halde ilaç yokluğu sorunu her yıl artarak devam edecek, sağlık hizmetleri aksayacak ve mağduriyetler yaşanmaya devam edecektir. Eczanelerde ilaca ulaşımın önündeki engellerin kalktığı, eczacıların hastalarına danışmanlık görevini yapabildiği, vatandaşın kapı kapı dolaşıp ilaç aramadığı ve sağlık hizmetlerinin aksamadığı aydınlık günler dileklerimle...”