Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in yeni eğitim-öğretim dönemine başlayan öğrencilere gönderdiği mektubu eleştiren Eğitim-iş, “Böyle gösterişli bir harcamanın yapılması, eğitim sisteminin içinde bulunduğu asıl sorunları gölgede bırakmaktadır” dedi
Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş), “Eğitimde gösteriş değil, güvenlik ve temizlik öncelik olmalı” başlıklı bir açıklama yayımladı.
Açıklamada, “Okullarımızda temizlik ve güvenlik görevlisi ihtiyacı hâlâ karşılanmamışken Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in, kuşe kâğıda basılıp özel zarflarla tüm 1. sınıf öğrencilerine mektup göndermesi, ülkedeki ekonomik sıkıntıları göz ardı eden bir davranıştır. Kamu kurumlarının her alanda tasarruf yapmak zorunda olduğu, öğretmenlerin ve eğitim çalışanlarının maddi sıkıntılarla boğuştuğu bir dönemde, bu mektubun maliyeti düşündürücüdür. Böyle gösterişli bir harcamanın yapılması, eğitim sisteminin içinde bulunduğu asıl sorunları gölgede bırakmaktadır” denildi.
ÇÖZÜM VELİLERE YÜKLENİYOR
Eğitim-İş, şu sözlere de yer verdi: “Bakanlık, bu mektubu hazırlayıp göndermek için kaynak bulabiliyorsa, okullarımızda temizlik ve güvenlik personeli eksikliğini gidermek için neden adım atmamaktadır? 19,9 milyon öğrencinin okula başladığı bir dönemde, eğitim kurumlarında temizlik ve güvenlik görevlisi atanmamış, okul yöneticileri bu ihtiyaçları karşılamak için velilerden zorunlu bağışlar talep etmek zorunda bırakılmıştır. Velilerden sürekli bağış talep edilmesi, eğitim sisteminin içinde bulunduğu mali sıkıntının açık bir göstergesidir. Oysa Milli Eğitim Bakanı, bu tür sorunları çözmekle yükümlü iken, okul bütçelerinin oluşturulmasına yönelik adımlar atmaktan kaçınmakta, çözümü velilere yüklemektedir.”
EĞİTİM-İŞ O YÖNETMELİĞİ DE DEĞERLENDİRDİ
Öte yandan, 29 Ağustos 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ‘İşgücü Programlarının Yürütülmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’i de değerlendiren Eğitim-İş, “Kamu kurumlarında kalıcı istihdam yerine geçici ve düşük ücretli çalıştırmayı teşvik etmektedir. Yönetmeliğin amacı, işsizlerin istihdam edilebilirliğini artırmak olarak belirtilse de uygulamada işsiz ve yoksul vatandaşların emek gücünün sömürülmesi söz konusudur. Bu yönetmelik kapsamında 10 aylık süreyle sözleşmeli olarak çalıştırılacak kişiler, programın ilk dört haftasında haftalık 37,5 saat ve beş gün, ilk dört hafta sonunda haftalık yirmi iki buçuk saat ve üç gün çalışacaklar ve yalnızca günlük asgari ücret düzeyinde (8.447 TL) ‘cep harçlığı’ alacaklar. Özellikle kamusal alanlarda temizlik ve bakım işlerinde geçici istihdam edilen bu kişiler, eğitim ve kamu kurumlarındaki eksik kadroların doldurulmasını kalıcı bir çözüm olarak sunmamaktadır” bilgisini de paylaştı.
GEÇİCİ ÇÖZÜMLERLE DEĞİL…
Son olarak ise Eğitim-İş, “Bakanlık, okulların temizlik ve güvenlik ihtiyaçlarını geçici çözümlerle değil, kalıcı ve kadrolu personel istihdamıyla karşılamalıdır. Okul yöneticilerini ve velileri zor durumda bırakan bu tablo, siyasi iktidarın işsiz yurttaşların emeğini sömürerek kamu hizmeti yürütme anlayışının bir yansımasıdır. Çocuklarımızın sağlığı ve güvenliği geçici işgücüyle sağlanamaz; kalıcı çözümler için gerçek adımlar atılmalıdır. Bu durumda, sorumluluk Bakanlık koltuğunda oturan Yusuf Tekin’indir. Eğitimde tasarruf olmaz; çocuklarımızın geleceği ve sağlığı için gerekli kaynaklar öncelikli olarak eğitim kurumlarına aktarılmalıdır” çağrısı yapıldı.