Dershane fiyatlarının 50-60 bin liraya kadar yükselmesi tartışma yaratırken, Doç.Dr. Akıncı, gelinen durumun toplum için büyük risk taşıdığını söyledi
Haber Giriş Tarihi: 19.05.55499 23:40
Haber Güncellenme Tarihi: 19.05.55499 23:40
AYSELİN UZUN-ÖZEL HABER Özel okullar, dershaneler ve özeller dersler sebebiyle oluşan eğitimde fırsat eşitsizliği gün geçtikçe daha da artıyor. Bu yıl çoğu dershanenin yıllık ücreti 50-60 bin TL’ye ulaştığını görüyoruz.
Böylelikle yüksek fiyatları ödeyebilen ailelerin çocukları ve ödeyemeyen ailelerin çocukları arasında eğitim açısından da eşitsizlik oluşuyor. Öğrenciler aynı sınavlara girerken aynı eğitimi görmemeleri gidecekleri okulları dolayısıyla da gelecekte yapacakları meslekleri de etkiliyor. Bu sorunun temelde ekonomik şartlar ve eğitimde özelleşmeden kaynaklandığını söyleyen Eğitim-Sen İzmir Üniversiteler Şube Başkanı Doç. Dr. Ümit Akıncı, “Fırsat eşitsizliğinin önüne geçebilecek sosyal politikalar yaşamın her alanında hızlı bir şekilde hayat bulmalıdır. Eğitim öğretim hizmetinin gecikmeksizin piyasanın acımasız pençesinden kurtarılması, eğitim öğretim alanında kamusal eğitim ilkelerinden hareketle, dönüşümler yaratılması gerekmektedir” diyor.
TOPLUMUN GELECEĞİ İÇİN CİDDİ RİSK Yaşadığımız ekonomik krizin acı sonuçlarının eğitim alanında da yüz göstermeye başladığını belirten Akıncı, bu durumun ileride toplumsal sorunlara sebebiyet verebileceğini dile getirdi. Akıncı “Eğitimdeki fırsat eşitsizliğini artık eğitimin her aşamasında görüyoruz. Eskiden üniversite sınavlarına hazırlık aşamasında çokça karşımıza çıkan bu eşitsizlik artık ilköğretimden beri her gün gözlerimizin önünde. Emekçi kesimin satın alma gücündeki düşüş, sadece okullara giriş sınavlarında değil, okullardaki eğitim öğretim aşamasında da görünür durumda. Ekonomik açıdan dezavantajlı kesimdeki öğrenciler yeteneklerini gösterebilecekleri, becerilerini geliştirebilecekleri nitelikli üniversitelere, hazırlık aşamasında sınava yönelik olarak kendilerini geliştiremedikleri için nitelikli üniversitelere yerleşemiyorlar. Toplumdaki ekonomik alanda gittikçe daha da derinleşen fırsat eşitsizliği, orta vadede baktığımızda toplumun geleceği için ciddi riskler barındırıyor” şeklinde konuştu. KAMUSAL EĞİTİM İLKESİ BENİMSENMELİ Kamu hizmeti olarak verilmesi gereken hizmetlerin özelleşmesi çoğu yetenekli ve zeki öğrencinin niteliklerinin gelişmemesine neden oluyor. Akıncı, devletin eğitim için ayırdığı bütçenin artması gerektiğini belirtirken, öyle olmaması durumunda toplumun geleceğinin de aydınlık olmayacağına dikkat çekiyor. Akıncı devletin eğitimde uyguladığı politikayı eleştirdiği açıklamasında “Fırsat eşitsizliğinin önüne geçebilecek sosyal politikalar yaşamın her alanında hızlı bir şekilde hayat bulmalıdır. Eğitim öğretim hizmetinin gecikmeksizin piyasanın acımasız pençesinden kurtarılması, eğitim öğretim alanında kamusal eğitim ilkelerinden hareketle, dönüşümler yaratılması gerekmektedir. Bu başlıktaki kimi somut adımlar okullara kayıt aşamasında talep edilen bedellerden derhal vazgeçilmesi, okullardaki yemek, kitap vb. hizmetlerin devlet eliyle bedelsiz ya da düşük bedellerle sunulması, barınma hizmetlerinin kamusal kaynaklarca karşılanması sayılabilir. Bu somut sorunların kaynağında devletin kaynaklarını eğitim öğretimden çekmesi, yanlış politik tercihlerin sonucu olarak maddi kaynakların başka alanlara aktarılmasında temelleniyor aslında. Fırsat eşitsizliğinden kaynaklı olarak nitelikli olarak yetişememiş hekimler, öğretmenler, mühendisler; kısacası toplumun geleceğini teşkil eden tüm meslek grupları toplumun geleceğinin de yazık ki aydınlık olmamasının işaretlerinden birisi. Devletin bütçeden daha büyük payı eğitim öğretime ayırması sorunların önemli bir kısmını çözecektir” ifadelerini kullandı.