Fatma Işık Kaya, 61 yaşında. Babasıyla birlikte İzmir’in Gaziemir ilçesinde ikamet ediyor. Akraba evliliği sonucu doğuştan görme engelli bir kadın. Hastalığının adı gece körlüğü, halk arasında ise tavuk karası olarak biliniyor. Babası jandarma astsubayı olması nedeniyle birçok il gezdiklerini ifade eden Kaya, lise birinci sınıftan sonra engeli yüzünden okul hayatına devam edemediği için pişmanlık duyuyor. 35 yaşına kadar ışığın olduğu alanlarda az çok görebiliyorken zamanla tüm görme yetisini kaybetmiş. Babası sayesinde sanata yönelen Kaya, “Babam eğer bir müzik aleti çalarsan toplum içerisinde yerin olur demişti. Okulumuzda mandolin kursu açıldı babam sayesinde o kursa gittim” dedi. Türkiye’de görme engelli olup resim çizen ikinci kişi olduğunu söyleyen Fatma Işık Kaya, ayriyeten ilk kitabını da çıkararak engelinin gönül verdiği sanatın önüne geçemediğini vurgulayarak onun gibi olan herkesin topluma tutunması gerektiği çağrısı yaptı.
ÇÖZÜMÜ VE TEDAVİSİ YOK
Babasıyla birlikte Gaziemir’de ikamet eden Kaya, doğuştan görme engelli olduğunu ifade ederek, “1962 İzmir Tire doğumluyum. Babam jandarma astsubayı olduğu için çok fazla şehir gezdik. Kökenim Selanik, övünmek gibi olsun. İlkokul üçüncü sınıfa kadar Ankara’da okudum. Daha sonra okul hayatıma İzmir’de devam ettim fakat görme engelim yüzünden lise birinci sınıftan terkim. Engelim doğuştan akraba evliliği nedeniyle olmuş ve kardeşim de aynı hastalıktan mustarip. Şimdiki aklım olsa direnir okulumu bitirirdim. Doğuştan görme engelliyim fakat benim hastalığım tavuk karası diye geçiyor ve gözün retinasıyla ilgili bir durum. Az çok 35 yaşına kadar görebiliyordum. Bu hastalık zamanla sinsi sinsi ilerlediği için bir çözümü ve tedavisi yok. Eskiden ışığın olduğu yerlerde kitap okuyordum, nota görüyordum. Şu an ise sadece etrafımda ışık varsa ışığı görebiliyorum başka da hiçbir şeyi göremiyorum” dedi. Kaya, kendisini bu duruma görme engelli arkadaşı Emine’nin alıştırdığını söyleyerek, “Bizlere çok katkısı oldu ondan çok şey öğrendim. Ben Emine’den bir görme engellinin alışveriş de yapabileceğini, sağlık ocağına gidip ilaç da yazdırabileceğini öğrendim” ifadelerini kullandı.
MÜZİK İLE SANATA YÖNELDİM
Sanata yöneliminin babasının teşviki ile başladığını dile getiren Kaya, babasının ‘Bir müzik aleti çalarsan toplumda yerin olur’ sözlerinden etkilendiğini ifade ederek, “Okulumuzda mandolin kursu açıldı, babam sayesinde o kursa gittim. Melodika ve blok flüt de çaldım. Daha sonrası Ali Ulvi Baradan’dan 6 ay kadar ders aldım. Müzik ile sanata olan yönelimime başlamış oldum. Resim yapmaya da yanılmıyorsam babamın 1987 yılında Hürriyet Gazetesi’nde hiç görmediği halde resim yapan Eşref Armağan’ın haberini göstermesiyle başladı. Benim gözlerimin görme yetisi bu süreçte baya ilerlemişti. Bende yapabilir miyim düşüncesine girdim. Küçük küçük kartpostal kağıtlara resim yapmaya başladım çünkü görüş alanım çok dardı. Bir gün halamın kızı geldi sen bu resimleri çocuk resim sergisinde yayınlasana demişti. 90’lı yıllarda her evde termosifon vardı. Ben yaptığım tüm resimleri o zaman termosifonda yakmıştım. Sonra 2000’li yılların başında tekrardan resim yapabilir miyim diye manevi kız kardeşime tüm malzemeleri aldırttım ve başlayış o başlayış hala da yapmaya devam ediyorum. Eşref Hoca’mdan sonra Türkiye’deki ikinci görme engelli resim yapan kişiyim. Eşref Armağan benim hocam, ben de onun çırağıyım. Resimlerim bir kez Timsal Karabekir’in 2018 yılında Kazım Karabekir Vakfı himayesinde açtığı sergide yer aldı. Karma sergiler oluyor. İstanbul’da şimdi Sanat’ta Engel Yok vakfımız var. Oraya gönderdiğim 2 resmim satıldı. Sosyal medya üzerinden de 1 resmimi sattım. Resim yapmayı çok seviyorum” dedi.
DÜNYAYI FATMALAR KURTARACAK
İlkokulda bir arkadaşının şiir yazmasından etkilenerek yazma hayatına da bu şekilde başladığını söyleyen Kaya, “Daha sonra sosyal medya üzerinden yazılar paylaştım. O yazılarımdan etkilenen insanlar oldu ve kitaplaştırmamı istediler. Bende yazılarımı yayın evine gönderdim ve kabul gördü. İlk kitabım olan Dünyayı Fatmalar Kurtaracak kitabım yayınlaşmış oldu. Kitabın kapağındaki resimde bana ait. Başka kitap yazmayı da istiyorum ama şu an için maddi olarak çok zor” şeklinde konuştu. Dünyayı Fatmalar Kurtaracak kitabını yazdığında çok mutlu olduğunu ifade eden Kaya, “Kitabımı elime aldığımda o kadar heyecanlandım ki” dedi. Görme engeli olmasına rağmen normal bir bireyden farkının olmadığını belirten Kaya, ilk olarak Eşref hocasının engeli olan birinin de resim çizebileceğini kanıtladığını, onun da bu sayede resim yapmaya başlayarak ve sanata gönül verdiğini söyledi.
ENGELİME RAĞMEN MUTLUYUM
Topluma çağrıda bulunan Kaya, “Toplumun bizlere acımamasını istiyorum. Bana acımayıp engelimle alakalı her şeyi sorabilirler. Bizleri de normal bir insan gibi kabul etsinler tek farkımız görmüyoruz. Ben ve benim gibi engelli bireyler için sarı yol gibi kolaylıklar talep ediyorum. Bizim engelimize engel katılıyor. Her şeye rağmen bizlerde varız” ifadelerini kullandı. Son olarak görme engelli bireylere tavsiyeler veren Kaya, “Eve kapanmayıp toplumla iç içe olsunlar. Sosyalleşip kendileri gibi arkadaşlar edinsinler. Gözleri gören arkadaşlar da edinmelerini rica ediyorum. Ben çok fazla korkuyordum. 30’lu yaşlarımda 5 sene eve kapandım. Görmeyi çok isterdim, neden görmediğimi sorguladım ama bir faydası yok. Böyle de yaşayabilmeyi öğrendim. Engelim olmasına rağmen mutluyum” ifadelerini kullandı.
BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Zihinsel engelli gence saldıran kişi yakalandı