Estetik algılarda ‘psikolojik’ alarm

Psikolog Aslan, son yıllarda artan tek tipleştirilmiş ve mükemmel güzelliği pompalayan estetik algıları karşı psikolojik açıdan uyarıda bulundu

Haber Giriş Tarihi: 06.04.55406 06:50
Haber Güncellenme Tarihi: 06.04.55406 06:50
ilksesgazetesi.com

YAREN ELMAS GÜZELKAN

Son dönemlerde çoğunluğu sosyal medya olmak üzere reklamlar ve medya içerikleriyle özellikle kadınlar üzerinde tek tipleştirilmiş vücut algısı günbegün daha dikkat çeker hale geldi. A’dan Z’ye her görsel platformda kadınlar, standardize edilmiş güzellik kalıplar içerisinde sıkıştırılmaya çalışılırken elden ele oluşturulan “mükemmellik” algısı ciddi psikolojik rahatsızlıkları da beraberinde getiriyor. Kadın bedeni üzerindeki güzellik algısı tarihsel süreçte dönem dönem değişirken, son yıllarda medya aracılığıyla dikte edilen zayıf, ince beden, kalkık-küçük burun, iri dudaklar gibi bedensel özellikler çoğunluğu gençlerden oluşan milyonlarca kadını estetik operasyonlarına sürüklüyor. Psikolog, Aile ve Çift Danışmanı Elif Merve Aslan, estetik kaygıların pek çok psikolojik soruna yol açtığını belirterek kişileri depresyona kadar sürüklediğine dikkat çekti.

DOĞALLIK ÇİRKİNLİKLE EŞDEĞER GÖRÜYOR

Tarihsel süreçlerde güzellik algısının değişkenlik gösterdiğini ifade eden Aslan, “Günümüzde güzellik endüstrisi ‘gerçek benlikten’ tamamen sıyrılıp ‘ideal benlik’ üzerine yoğunlaşmıştır. Doğallığın neredeyse çirkinliğe eş görülmeye başlatılması üzerine herkes birbirine benzeyen insanlara dönüşmüş durumda. Dayatılan ideal dış güzellik kalıpları, mutluluk ve başarının şartı olarak sunulmakta. İnsanların, bu güzellik kavramlarından farklı görünümde olması ayrımcılığa, damgalanmaya, ön yargı gibi sorunların beraberinde tek tipleşmeyi getirmekte” dedi.

KUSURSUZ GÜZELLİK YOKTUR…

Oluşturulan ‘mükemmel beden’ algısında sosyal medyanın büyük bir rolü olduğuna dikkat çeken Aslan, “Haber almak için masumane biçimde hayatımıza giren sosyal medya, güzellik yolunda tek tipleşmeyi tetikleyen en büyük uyaran konumunda. Günümüzde bir insan, günde ortalama 2 saatini sosyal medya hesaplarında geçiriyor. Sosyal medya fenomenleri, influencer, youtuberların paylaşımları, filtreli uygulamalar, vücut şeklini farklı gösteren düzenlemeler tek tipleştirici mükemmel beden algısı oluşturuyor. Gücünü reklamlardan alan medya, reklamlar aracılığıyla yaptığı propagandalarda toplumda ideal kadın profili çizerek görüş ve tercihlerimizin etkilenmesine yol açıyor. Göründüğü üzere sosyal medya; kimi güzel bulduğumuz, bedenimizden ne kadar memnun olduğumuz konusunda söz sahibi. Kusursuz güzellik yoktur; sosyal medya vardır” şeklinde konuştu.

SONUÇ HER ZAMAN MEMNUNİYETLE BİTMİYOR

Kişileri estetik operasyonlarına yönlendiren etmenlere de değinen Aslan, psikolojik etkilerin altını çizerek şunları söyledi: “Boşanmak, yeni çevre edinme isteği, özgüven kazanmak, genç görünmek gibi durumlar insanları estetik cerrahiye götürüyor. Bu talebin başlama yaşının giderek düşmesi endişe yaratıyor. Bir ünlüye veyahut oyuncak marka bebeklere benzeyebilmek için onlarca operasyon geçiren insanların sayısı da az değil. Gerekçesi ne olursa olsun estetik operasyon sonrası sonuç her zaman memnuniyetle bitmiyor. Dermatolojik bozukluklar, enfeksiyon, operasyon sonucu deformasyonlar vb. fiziksel sorunları oluşturabildiği gibi, estetik bağımlılığı, beden disformik bozukluğu, yeme bozuklukları, düşük benlik algısı, sosyal fobi hatta depresyona kadar giden durumlarla çok sık karşılaşmaktayız. Gerekli yönlendirmeler ve kişinin kendisini mutsuz, yetersiz hissetme durumunda kişilerin mutlaka uzman desteği almaları son derece önemli.”

YATIRIMIMIZ SAĞLIĞIMIZA OLMALI

Bireylerin standardize edilmiş görselliğe iten estetik kaygının birey ve toplum üzerine de değinen Aslan, “Yaratılan güzellik kavramları ile kısa vadede insanlar aynı kalıba sokulmaya devam edilse de gün geçtikçe daha fazla kitleye ulaşmayı hedefleyen beden olumlama hareketi gibi çalışmalar tek tipleşmeye karşı çıkmaktadır. İnsanlar nasıl bir bedene sahip olurlarsa olsunlar, varlıklarını olduğu gibi kabul etmelerini ve bedenleri ile barışık olmalarını amaçlayan bu yaklaşımlara büyük kozmetik markaların destekleri ışık tutuyor. Moda dünyasında artık alışılmış güzellik normlarının dışında görüntü sergileyen modellere ilgi giderek artıyor. Sosyal medyanın gücünün yanında ailelere de görevler düşüyor. ABD’de ve hatta ülkemizde aileler, mezuniyet hediyesi olarak çocuklarına estetik operasyonlar hediye ediyorlar. Bu gençlere yapılacak en büyük kötülük. Çocukluktan başlayan peri masalları, güzellik hikayeleri, güzel kızım veya yakışıklı oğlum söylemlerine dikkat edilmeli. Aileler çocuklarına bedenlerinden bağımsız olarak ne kadar değerli ve özel olduklarını hissettirmeli. Yatırım yapmamız gereken yerin güzelliğimiz değil, sağlığımız ve ruhumuz olduğunu her fırsatta uygun bir dille ifade etmeli” diye konuştu.