Handa adalet arayışı: Elektrik, havalandırma, asansör yok

Çiğli’de bir handa Karşıyaka Adliyesi’nin ek binası olarak hizmet veren bir binada adalet işlevini zar zor yerine getiriyor. Baro Başkanı Yılmaz, “Elektrik kesintileri yaşanıyor, asansörler çalışmıyor, koridorlar dar, havalandırma yok, pislik içerisinde bir alan ve bu alanda adaleti yerine getirmeye çalışan hukukçular” diye konuştu

Haber Giriş Tarihi: 17.09.2024 13:45
Haber Güncellenme Tarihi: 17.09.2024 13:45

Semih Tektaş - İzmir Barosu Karşıyaka Adliyesi’nin Çiğli’de bir iş merkezinde bulunan ek hizmet binasındaki fiziki şartların yetersizliğine tepki göstermek için bir araya gelerek basın açıklaması gerçekleştirdi. Handa şu anda bazı mahkemelerin görev yaptığını dile getiren İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, “Elektrik kesintileri yaşanıyor, asansörler çalışmıyor, koridorlar dar, havalandırma yok, pislik içerisinde bir alan ve bu alanda adaleti yerine getirmeye çalışan hukukçular” dedi. Yılmaz, öte yandan binada görev yapan hâkim ve savcılara ‘gelin birlikte hareket edelim, eylemlerimizi birlikte yapalım’ dediklerini ancak olumlu yanıt alamadıklarının altını çizerek, “Onların hakları için de mücadele ediyoruz ama bu gördüğünüz handa yetersiz koşullarda görev yaparken seslerini dahi çıkarmayan hakimler, savcılar var” diye konuştu.

OLUMSUZLUKLARI GİDERMEK ADINA ÇABALARI YOK

İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, “2024 yılındayız, Cumhuriyetin 100’üncü yılını geçen yıl kutladık. İkinci yüzyıla başlarken 5-6 yıl önce Karşıyaka Adliyesi’nin bazı birimleri bu hana taşındı. Bu handa şu anda 5’inci katta Aile Mahkemeleri, Asliye Hukuk ve Sulh Hukuk Mahkemeleri görev yapıyor. Yüzlerce personel, çalışıyor ve bir o kadar da hâkim var… Özellikle avukat arkadaşların mesailerin büyük bir bölümünü burada tamamlıyor. Bu adliye demiyorum, adliye olma ihtimali hiç olmayan handa çok yakın zamanlarda ciddi sıkıntılar yaşandı. Sadece adliye çalışanları, avukatlar ve hakimler için değil vatandaşlar için büyük sıkıntılar yaşandı. Elektrik kesintileri yaşanıyor, asansörler çalışmıyor, koridorlar dar, havalandırma yok, pislik içerisinde bir alan ve bu alanda adaleti yerine getirmeye çalışan hukukçular… Ne yazık ki biz bu olumsuzlukları gerek Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı’na gerek Çiğli Belediyesi’ne defaatle söyledik ve aynı yanıtı aldık. Ne yazık ki bu olumsuzlukları gidermek adına en ufak bir çabaları dahi yok. Sebep belli, ‘Adliye olarak kullanılabilecek başka bir alan yok. Daha doğrusu Hazine’de para yok.’  Aslında yapılabilecek o kadar güzel şeyler var ki ne yazık ki bunun için irade de yok. Bir iradeyi ortaya koyduktan sonra başaramayacağınız hiçbir iş yoktur” ifadelerini kullandı.

TESPİT İÇİN BİZDEN BÜTÇE AYIRMAMIZI İSTEDİLER

Geçtiğimiz yıl Karşıyaka Adliyesi ve ek hizmet binasının depreme dayanıklılık tespiti için talepte bulunduklarını hatırlatan Yılmaz, “Tespit talebinde bulunduğumuz alanlarda bu binaların yurttaşların da Salı ve Perşembe günü yoğun girip çıktığı alanlar olduğunu, avukat ve başakça meslek sahiplerinin bulunduğunu Çiğli’nin en önemli merkezinde olduğunu ve yaşanacak bir depremde buranın her an yıkılabileceğini bu nedenle yapılması gerekenlerin neler olduğunu tespit edin dedik. Ama ne yazık ki ‘Tespiti yaparız ama İzmir Barosu buna yaklaşık 200 bin TL bütçe ayıracak’ dediler. İnsanın canının paradan daha az önemli ve değersiz olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Bunun çok örnekleri var: Maden, tren katliamları ve elektrik çarpmaları ya da törenlerle verilen yapı kayıt belgeleriyle yapılan binaların ilk sallantıda yıkılması ve altında yüzlerce canın yok olması… İşte bu ülkede insan hayatının, doğanın, kadının, çocuğun asla değerinin olmadığı bir süreçte Adliye binalarına değer verilmesini beklemek de yerinde olmuyor. Ama burası gerek bizlerin gerek hukuk, adliye emekçilerinin gerekse görev yapan hakimlerin işyerleri. Biz burada mesai yapıyoruz. Burada yaşanacak en ufak sorun hepimizi etkileyecektir” açıklamasını yaptı.

‘KİMSE YANIMIZDA OLMADI’

Söz konusu binada görev yapan hakim ve savcılara sitem eden Yılmaz, “Bizler dedik ki özellikle hakim ve savcılara ‘gelin birlikte hareket edelim, eylemlerimizi birlikte yapalım’ ama ne yazık ki belli alanlarda adliye emekçileri dışında yanımızda olan kimse olmadı. Biz neden hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı diyoruz? Kendimiz için söylemiyoruz ki. Yurttaş için, hakim için söylüyoruz. Onların hakları için de mücadele ediyoruz ama bu gördüğünüz handa yetersiz koşullarda görev yaparken seslerini dahi çıkarmayan hakimler, savcılar var. Ne yazık ki böyle bir ülkedeyiz. Ama biz İzmir Barosu olarak sesimizi geçtiğimiz yıl da şimdi de yükseltiyoruz ki bundan sonra da sözümüzü söylemeye devam edeceğiz. Çünkü biz gerçekten saraylar istemiyoruz, Adliye Sarayı değil istediğimiz. Bizim istediğimiz görevimizi layıkıyla yapabileceğimiz bir alan, Adliye. Burası değil, asla burası değil. Karşıyaka Adliyesi dörde bölündü; merkezde, Çiğli’de bir ve çarşıda iki tane. Böyle bir adli anlayış ya da yargılama sistemi olmaz ama bu ülkede olmaz dediğimiz her şey olur hale geldi” şeklinde konuştu.