Dün İstanbul’da vahşi bir cinayet olayı yaşandı. Şüpheli, Eyüpsultan'da birlikte yaşadığı ailesinin, kız kardeşini üniversiteye götürmek üzere şehir dışına çıkması üzerine evde tek kaldı. Burada eski kız arkadaşı A.H'yı başını keserek öldüren şüpheli, daha sonra yeni kız arkadaşı İ.U ile Fatih'te buluştu.
Birlikte surların tepesine çıktığı İ.U'nun da başını kesip vücudunu parçalara ayıran şüpheli, olayın ardından intihar etti.
Elde edilen bilgilere göre, mesleği kasaplık olan şüphelinin akıl hastalığı nedeniyle bu yıl içerisinde 5 kez hastanede tedavi gördüğü, hakkında 2 kez kayıp ihbarı verildiği, 1 kez intihara teşebbüs ettiğine dair kayıt olduğu belirlenmişti.
Olaya ilişkin siyasi partilerden açıklamalar geldi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İYİ Parti eski Genel Başkanı Meral Akşener ve CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş; Ayşenur Halil ile İkbal Uzuner'in katledilmesine tepki gösterdi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi;
"Bugün İstanbul'un Fatih ve Eyüpsultan ilçelerinde iki genç kadının canice öldürülmesini lanetliyorum. Bu yıl içinde 5 kez akıl hastalığı nedeniyle hastanede tedavi gördüğü belirtilen bir caninin nasıl elini kolunu sallayarak sokaklarda dolaşabildiği konusunda yetkililer açıklama yapmak zorundadır. Artan kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet vakalarının önlenmesi başta olmak üzere suçla mücadele konusundaki sözde zafiyet siyasidir, politiktir"
Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş X hesabından yaptığı paylaşımda, ”Yaşam hakları ellerinden alınan kızlarımıza Allah’tan rahmet, acılı ailelerine sabırlar diliyorum” söyleminde bulunurken, Bu topraklarda adaletin, vicdanın, insanlığın yeniden tesisini sağlamak gelecek nesillere en büyük borcumuz olacak. Başka bir Türkiye, birlikte mümkün. Yaşam hakları ellerinden alınan kızlarımıza Allah’tan rahmet, acılı ailelerine sabırlar diliyorum” ifadelerini kullandı.
İYİ Parti eski Genel Başkanı Meral Akşener ise olaya ilişkin sosyal medya hesabından gerçekleştirdiği gönderide şu ifadelere yer verdi:
“İstanbul'da yaşanan olayların her bir detayı canımı ayrı ayrı yakıyor... Hayatının baharında aramızdan koparılan gencecik 2 kız çocuğu, acılı bir annenin şahit oldukları, gözü dönmüş canavarların sokaklarımızda elini kolunu sallayarak gezebiliyor olması... Öncelikle evlatlarımıza Yüce Allah'tan rahmet, ailelerine ve tüm sevenlerine sabır niyaz ediyorum... "Sadece sokakta yürüdüğü için" insan denilemeyecek bir varlığın tacizine uğrayan kızımıza da geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Şüphesiz ki; bu vahim olaylar ve maalesef her gün bir yenisini duyduğumuz, kimi zaman kadınları, kimi zaman çocukları hedef alan canilikler, ne yazık ki artık bir toplumsal travmaya dönüşmüş durumda. Üstelik, kadınların can güvenliğinden emin olmadığı, ailelerin çocuklarının geleceğinden endişe duyduğu ve ne acıdır ki 15 yıl önce acımasızca katledilen Münevver'in katilinin kaçıp kaçmadığına dair bile bugün hâlâ bitmeyen bir şüphenin yaşandığı ortamda; ne bu olayları durdurabiliriz, ne de bu travmayı aşabiliriz... Milletimizin içinde yaşadığı düzene karşı, söze ihtiyaç bırakmadan ruh hâline yansıyan işaretleri okumak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yönetenlerin boynunun borcudur...”