İktidar tarafından devlet güvenliği öne sürülerek hazırlanan ve kamuoyunda “Etki ajanlığı yasası” olarak bilinen yasa tarsarısı hakkında açıklamada bulunan İzmir Barosu, yasa tasarısının meclisten geçmemesi için mücadeleye devam edeceklerini açıkladı. Tasarının toplumu hapis tehdidi ile boğduğunu dile getiren Baro, siyasallaşmış bir yargı ile keyfi kararlar verilebileceğine dikkat çekti.
Suç ve ceza ilkelerine aykırıTeklifle birlikte ceza kanuna eklenmesi istenen maddelere değinen İzmir Barosu, yapılacak düzenlemenin kanunilik ilkelerine aykırı olacağını belirterek; “Etki Ajanı Yasası Bir Yargı Sopasıdır Kabul Etmiyoruz! Kamuoyunda ‘etki ajanı’ yasası olarak bilinen yasa teklifi ile 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) ‘Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk’ başlıklı yedinci bölümüne 339/A maddesiyle ‘Devletin güvenliği ve siyasal yararları aleyhine suç işleme’ başlığı altında yeni bir suç ihdas edilmektedir. Teklif ile ‘Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda suç işleyenler hakkında üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası verilir. Fail hakkında hem bu suçtan hem de işlediği ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur’ düzenlemesi getirilmek istenmektedir. Anılan düzenleme ceza hukukunun temel bir kavramı olan öngörülebilirlik ilkesini de içeren suçta ve cezada kanunilik ilkesine açıkça aykırıdır” diye paylaşımda bulundu.
Topluma hapis tehdidiYapılması planlanan düzenlemenin hukuk devletine ve demokrasiye de aykırı olduğunu belirten Baro, tasarının örgütlenme özgürlüğünü kısıtlayacağını söylediği açıklamalarını şu şekilde bitirdi: “Düzenlemede yer alan ‘Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları’ ya da ‘yabancı organizasyonun stratejik çıkarları’ subjektif kavramlardır. Siyasallaşmış bir yargı düzeninde, teklifin yasalaşması keyfiliğe yol açacak, siyasi iktidarın ya da karar vericilerin ideolojik bakış açısına göre herkes suçlu ilan edilebilecektir. Bu düzenleme, gazetecilik ve sivil toplum faaliyetleri kriminalize edilmesinin ve anayasa ile güvence altına alınan örgütlenme özgürlüğünün kısıtlanmasının yolunu açmaktadır. Hukuk devleti ilkesine ve demokrasiye aykırı olan bu teklif derhal geri çekilmelidir. Tüm demokratik kamuoyunu, toplumu derin bir hapis tehdidine ve sessizliğe boğmak isteyen bu tasarıya karşı sesini yükselterek yasanın meclisten geçmemesi için mücadeleye davet ediyoruz.”