Türkiye’deki cezasızlık politikalarının kadına yönelik şiddeti arttırdığını kaydeden Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, “Cezasızlığa Son Vereceğiz! Tacizi, Cinayeti Durduracağız!” başlıklı bir açıklama yayımladı.
Yapılan açıklamada platform, “Bu ay 48 kadın cinayeti sayısıyla şu ana kadarki bir ayda gerçekleşen en yüksek kadın cinayeti sayısını kaydettik. Henüz birkaç ay önce haziran ayında yine en yüksek kadın cinayeti sayısını kaydettiğimizi bildirmiştik. Kadın düşmanı söylemler, politikacıların kadın cinayetleri karşısındaki umursamazlığı, kadınların kazanılmış haklarına saldırılar, 6284’ün uygulanmaması hatta içinin boşaltılmaya çalışılması, İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması, cezasızlık politikaları bizi bu noktaya getirdi” bilgisini paylaştı.
EKİM AYINDA 31 GÜNDE, EN AZ 48 KADIN CİNAYETİAçıklamanın devamında, “Yaşları, memleketleri, eğitim durumları, medeni durumları fark etmeksizin ekim ayında 31 günde, en az 48 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Kadın cinayetleri her ay, her yıl katlanarak artıyor. Buna karşın siyasi iktidar İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin bir etkisi olmadığını söylüyor. Verilerimiz ortadayken nasıl bu kadar rahat yalan söyleyebiliyorlar? Aynı şekilde AK Partili Derya Yanık da ‘İstanbul Sözleşmesi varken de kadın cinayetleri oluyordu’ demiş. Evet, oluyordu. Çünkü İstanbul Sözleşmesini de 6284’ü de uygulamıyordunuz ve hala uygulamıyorsunuz. Çözüm yasaları uygulamak. Kadın cinayetleri verilerinin düşüş gösterdiği tek yıl İstanbul Sözleşmesinin imzalandığı 2011 yılıdır. Eğer yasalar uygulanmış olsaydı bu ay hayatını kaybeden 48 kadın hayatta olabilecekti” eleştirisi yer aldı.
BAZI İSİMLER HALA MAĞDUR KADINLARI SUÇLUYOR“6284’ü uygulamanın ne kadar önemli olduğunu anlamak için Emniyet Genel Müdürlüğü’nün verilerine bakmak da yeterli olacak” denilen açıklamada, “Bu verilere göre KADES uygulamasına saatte en az 45 kadının ihbar yaptığı belirtiliyor. Diğer bir ifadeyle bir yılda en az yarım milyon kadın şiddet riskiyle karşı karşıya. Verilerimize göre yılın başından bu yana en az 36 kadın polis veya savcılığa başvurmasına rağmen öldürüldü. Bu ay yaptığı bir açıklamada Cumhurbaşkanı cinayetlerin sebebi olarak alkol tüketimini gösterdi. Evin Demirtaş’ı öldüren faili daha önce yine bir kadın cinayeti işlemiş olmasına rağmen yalnızca 8 ay sonra serbest bırakanlar kadın cinayetlerinin sebebi değil midir? Bu ülkede kadınlara karşı işlenen suçlar rekor üstüne rekor kırıyorsa birileri görevini yapmıyor demektir. Binlerce kadın böyle büyük bir toplumsal sorunla mücadele ediyor. Buna rağmen siyasi iktidar içerisindeki bazı isimler hala mağdur kadınları suçluyor” sözlerine dikkat çekildi.
VEKİLLERİN GÖREVİ SESSİZLİK DEĞİLSiyasi iktidarın, sosyal devlet olarak kadınları ve çocukları korumak, refah seviyelerini artırmak, sağlıklı ve güvenli bir hayat sunmakla yükümlü iken kadınların doğum yöntemleri üzerine reklamlar yaptığını kaydeden platform, “Bu reklamlar yayınlanırken yine Sağlık Bakanlığına bağlı özel hastanelerde yenidoğan bebeklerin sigorta dolandırıcılığı kapsamında kasıtlı bir şekilde öldürüldüğü ortaya çıkıyor. Yine bu sırada istismara uğrayan Sıla bebek ölüyor ve Narin’in cansız bedeni bulunuyor. Kadınların doğum yöntemleriyle ilgileneceğinize, bebeklerin ve çocukların güvenliğini sağlayın. Bakanlıklar bebekleri ve çocukların sağlığını korumak, güvenliklerini sağlamakla yükümlüdür. TBMM’deki vekiller Narin’in ölümü için bir dakikalık sessizlik eyleminde bulunmuşlar. Vekillerin görevi sessizlik değil, ses olmaktır. Biz kadınlar, haklarımız için mücadele etme konusunda kararlıyız. Bu ay öldürülen İkbal, Ayşenur, Rojin ve yüzlerce kadın için Türkiye’nin 24 farklı ilinde, üniversitelerde hatta Avrupa’da meydanlardaydık. Örgütlü mücadelemiz gün geçtikçe güçleniyor. 6284’ü uygulatacağız, kadın cinayetlerini durduracağız” mesajını iletti.